Soykırımın 9. yılında Şengal gerçekliği

Forum Haberleri —

.

.

  • DAÎŞ'in 3 Ağustos 2014 saldırısından sonra önce öz savunma güçlerini oluşturan, ardından büyük bir direnişle çeteleri kentten çıkararak öz yönetimlerini kuran Şengalliler, 8 yıldır kendini yönetiyor. 

ALİ GÜNDEM

Başûrê Kurdistan'da Şengal Dağı ve civarında yaşayan Êzîdîler, DAÎŞ'in 3 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirdiği 73. fermana kadar onlarca kez soykırım saldırılarına maruz kaldı. Osmanlı padişahı II. Abdülhamit döneminde, Ömer Vehbi Paşa'nın 1892 tarihinde yaptıkları sadece Osmanlı arşivindeki belgelerde değil Êzîdîlerin bugünkü hafızasında ve anlatılarında da çok canlı bir şekilde var. Ömer Vehbi Paşa'nın yaptığı katliam Êzîdî ağıtlarında Ferik Paşa ismiyle hala dilden dile söyleniyor, okunuyor. Yine Evliya Çelebi 17. yüzyılda Melek Ahmet Paşa'nın Şengal'e yaptığı saldırıyı anlatırken Osmanlı ordusunun tam anlamıyla bir vahşete imza attığını yazıyor. Hakeza 1915 Ermeni Soykırımı, aynı zamanda büyük bir Êzîdî katliamıdır...

Saddam da Êzîdîlere dönük saldırılardan geri kalmadı. 1975'te Şengal dağı ve civarındaki Êzîdî köylerinin neredeyse tamamını boşalttı. Saddam'ın 1975 yılında yaşama geçirdiği politikalar DAÎŞ'in gerçekleştirdiği 73. Ferman'ın hazırlıkları olarak değerlendiriliyor. Êzîdîlere dönük son katliamdan bir önceki katliam da Saddam rejimi yıkıldıktan sonra yaşandı. 14 Ağustos 2017'de Sibe Şêx Xidir ve Tilêzer adlı iki Êzîdî yerleşim yerinde patlatılan bombalarla 500'ü aşkın Êzîdî katledildi.

Êzîdîlere dönük tüm soykırımların bir ortak yanı da gerçekleşen her fermanın 2014'te DAÎŞ canilerinin yaptıklarından tek farkının olmamasıdır. Aynı yöntemler, aynı acımasızlık, kadınların esir edilip köle pazarlarında satılması, çocukların ailelerinden koparılarak iğrenç emeller için devşirilmesi, tamamen aynı...

Şengal, Saddam rejiminin yıkılmasından sonra resmi olarak hep Irak hükümetinin kontrolünde oldu. 2007 yılında gerçekleşen saldırıdan sonra Kurdistan Bölgesel Yönetimi Êzîdîleri koruma adına Irak hükümeti ile anlaşarak bölgeye Peşmerge Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı'na bağlı güçler gönderdi. Neredeyse her Êzîdî köyüne kontrol noktaları kurdular. Bölgenin KDP denetimindeki alanlara mücavir olması nedeniyle bu bölgeye gönderilen güçlerin ezici çoğunluğu KDP'liydi. Yani Şengal 2007'den sonra resmi olarak Irak'ın, fiili olarak ise KDP'nin kontrolündeydi.

KDP, Êzîdîlerin tüm taleplerine rağmen onların kendilerini korumasına fırsat vermedi, Êzîdîlerin silahlanmasını, kendi öz savunma birimlerini oluşturmasını engelledi. Hatta Êzîdîlerin peşmerge güçleri içinde yer almasının bile önüne geçildi. Bu güç içerisinde sadece KDP'ye biat eden az sayıda Êzîdî yer alabildi.

Bölgeye yerleştirilen KDP'ye bağlı güçlerin Şengal'i ne kadar koruyabildiğini 2014 yılında tüm dünya canlı olarak izledi. Daha DAÎŞ'in ayak sesleri duyulmaya başladığında KDP'ye bağlı güçler bölgeden kaçmaya başlamış, Êzîdîleri DAÎŞ çeteleri ile baş başa bırakmıştı.

Uluslararası kamuoyunun iki yüzlü tavrı ve KDP başta olmak üzere Başurê Kurdistan hükümetinin Êzîdîleri kendi kaderiyle baş başa bırakması üzerine önce bölgede bulunan az sayıda HPG gerillası DAÎŞ çetelerini durdurmak üzere inisiyatif aldı. 3 Ağustos 2014'te Êzîdîleri koruyan ve binlerce DAÎŞ çetesine karşı savaşarak Êzîdîlerin Şengal Dağı'na ve Rojava'ya sığınmasına yol açan ilk güç HPG gerillalarıydı. Ardından Rojava'dan intikal eden YPG ve YPJ savaşçıları Êzîdîleri korumak için harekete geçti. DAÎŞ'in Şengal dağına ilerlemesini önleyen Kurdistan özgürlük savaşçıları, işgal edilen alanlardan kurtulabilen Êzîdîleri Şengal dağı ile Rojava'ya ulaştırmak için insani koridorlar oluşturdu. 10 binden fazla Êzidî Şengal dağına sığınırken, 20 bin civarında Êzîdî de Rojava'ya geçerek DAÎŞ saldırılarından kurtuldular.

Ancak bu arada çok sayıda Êzîdî topraklarını terk etmek zorunda kalmış, katledilmiş ve esir alınmıştı. Şengal Özerk Meclisi'nin verilerine göre, DAÎŞ çetelerinin saldırılarında en az 2 bin 213 Êzîdî vahşice katledildi. 400 bini aşkın Êzîdî, topraklarından göç etmek zorunda kaldı. 68 dini mekân yağmalandı. 6 bin 417 çocuk ve kadın çeteler tarafından kaçırıldı, köle pazarlarında satıldı.

Êzîdîlerin kadim yurdu Êzdîxan daha sonrasında da saldırılara maruz kaldı. Tüm bu saldırıların 2020 yılından sonra giderek artması tesadüfi değil. Bunun temel nedeni Irak merkezi hükümeti ile KDP arasında Türk devletinin desteğiyle 2020 yılının 9 Ekim günü imzalanan soykırım anlaşmasıdır. Önder Apo'ya dönük uluslararası komplonun yıldönümünde imzalanan Şengal Anlaşması ile Êzîdîler bir kez daha yok edilmek istendi. Bu tehdit hala sona ermiş değil.

DAÎŞ'in 3 Ağustos 2014 saldırısından sonra önce öz savunma güçlerini oluşturan, ardından büyük bir direnişle çeteleri kentten çıkararak öz yönetimlerini kuran Şengalliler, 8 yıldır kendini yönetiyor. Êzîdî Kürtlerin büyük çoğunluğunu oluşturduğu Şengal halkının kendini yönetmesine ilk karşı çıkan Türk devleti oldu. KDP ile iş birliği içinde hareket eden Türk devleti, birçok kez Şengal'e havadan saldırılar düzenledi, Aralarında Zeki Şengali'nin de bulunduğu birçok Kürt siyasetçisini, kadrosunu, savaşçısını katletti. 9 Ekim anlaşması bu saldırıların bir devamı oldu.

Şengalliler anlaşmayı yeni bir ferman olarak tanımlıyor. 9 Ekim'den bu yana da bir yandan eylemlerle, bir yandan da Irak hükümeti ile yaptıkları görüşmelerle, anlaşmanın yaşama geçmesini engellemeye çabalıyorlar. Şengal halkının da destek verdiği direnişle öz yönetim hakkı başta olmak üzere tüm haklarının tanınmasını istiyorlar. Bu direnişe dünyanın dört bir yanında Kurdistanlılar ile dostları da destek veriyor. Buna rağmen Irak hükümeti anlaşmayı uygulamak için Şengallileri baskı altına aldı. 10 Mart 2021'de Bağdat'tan yapılan açıklamada öz savunma güçlerinin 24 saat içinde kent merkezini terk etmesi istendi. Bunun üzerine direnişe geçen Şengalliler, 11 Mart günü Iraklı yetkililerle görüştü. Dayatmaya boyun eğmeyeceklerini yetkililere bildirdiler.

25 Mart'ta ise bu kez Irak ordusu adına açıklama yapıldı ve bir kez daha Şengal Özerk Meclisi'ne 1 Nisan'a kadar süre verildi. Asayiş güçlerinin Şengal'den çıkması, Özerk Yönetim kurumlarının merkezi hükümete devredilmesi istendi. Şengal Demokratik Özerk Meclisi bu kararı da tanımadı. Asayiş güçlerini sahipleneceklerini, gelişebilecek her saldırıya karşı duracaklarını ifade etti.

Bir yandan da Şengal halkı varlığına yönelik tehditlere karşı öz savunmalarını geliştirmek için yeni adımlar atmaya başladılar. Direniş süresince Şengal'de bulunan Arap halkının temsilcileri de öz savunma örgütlerini, YPŞ ve YJŞ birliklerini yalnız bırakmadılar.

Halk ve Özerk Yönetim kararlı. Direneceğiz, diyorlar. Şengalliler, Kurdistanlılar başta olmak üzere dünyanın da kendilerini yalnız bırakmamasını istiyorlar...

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.