Suça ortak olmaktan vazgeçin
Yurt Dışı Haberleri —
- Koblenz Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde Alman Ceza Kanunu’nun 129b maddesi gereğince yargılanan Kurdistanlı Özgür A.’nın davasının 21. duruşması görüldü.
DENİZ BABİR/KOBLENZ
Av. Fresenius ve Özgür A. Dersim Katliamı’nın yıl dönümüne değinilerek, “Kürtlere uygulanan katliam ve soykırım devam ediyor. Almanya’da buna ortak olmaktan vazgeçmeli” vurgusu yaptılar.
Koblenz Eyalet Yüksek Mahkemesi’nde Çarşamba günü görülen davada Özgür A.’nın avukatları hazır bulundu. Koblenz Yüksek Eyalet Savcısı bir önceki duruşmada Özgür A. hakkında 5 yıl 3 ay hapis cezası talep etmişti. Koblenz cezaevinde 30 Nisan 2022’den beri tutuklu bulunan Özgür A.’nın karar duruşması ise 10 Mayıs’ta görülecek.
Yargınız Türkiye'den bağımsız değil
Duruşmanın ilk oturumunda savunma yapan Özgür A.’nın avukatı Berthold Fresenius, müvekkillinin politik olduğunu Türkiye’de bu yüzden yargılandığını belirterek, “Burada bir hukuk davasından çok siyasi bir karar uygulanıyor. Bu siyasi karar Türkiye’den bağımsız değil. Kürtler politik ve kültürel birikimleri etrafında toplandığında nedense ‘terörist’ oluyor. Fakat DAİŞ gibi vahşet uygulayan unsurlara karşı bu yapılmıyor” dedi.
Alman mahkemeleri görmezden geliyor
Av. Fresenius, uluslararası kamuoyu nezdinde birçok önemli bilirkişi ve profesör Türkiye’nin Kürtlere karşı tutumunu insan haklarına aykırı bulduğunu belirterek, Alman mahkemelerinin bunu görmezden geldiğini vurguladı.
Müvekkili Özgür A.’nın Dersimli olduğunu söyleyen Fresenius, “Dersim’de 1938’de binlerce Kürt, kadını ve çocuğu yaşlısıyla birlikte diri diri ateşlere verilerek bir katliam gerçekleşti. Müvekkillimin ailesi bunları doğrudan yaşamış biridir. Bu süreçlerde Türkiye’de bulunan Alman elçiliği Almanya’ya katliama dair bir mektup yazmış” diyerek mektubu mahkemede okudu.
Müvekkilim serbest bırakılmalı
Fresenius, “Kürtler katliamlardan geçirildi, kazanımlarına el konuldu, siyasetçileri tutuklandı ama burada bunlar konuşulmuyor. Aksine bunları yaşayan Kürtlere karşı düşmanca bir ceza kanunu reva görülerek müvekkillime 5 yıl 3 ay ceza isteniliyor. Bunun neresi hukuk. Bu bir rezalettir. Oysaki bu davanın doğrudan düşmesi ve müvekkillimin serbest bırakılması gerekir” dedi.
Kürtlere ne yaşadığını sordunuz mu?
Savunma avukatlarından Rene Bans ise, Özgür A.’nın tutuklanmasından davada çıkacak karara kadar Türkiye ile ilişkilerin bağlayıcı olduğunu belirterek, “Ben bu mahkemede yıllar önce Esad rejiminden işkence görmüş birinin avukatlığını yaptım. Mahkeme heyeti o zaman müvekkilimin yaşadıklarına karşı duygulandı ve yaşanan vahşeti kaldıramadı. Bugün de Kurdistanlı Özgür A.’nın gördüğü zulmü ve uğradığı hukuksuzluğun avukatlığını yapıyorum. Ne ilginç değil mi? Yaşadıkları aynı ama söz konusu Türkiye olunca bu mağduriyetin bir önemi yok. Savcılar bu dosyayı oluştururken hiç Kürtlere ‘Sen neden Türkiye’den rahatsızsın, neler yaşadın?’ diye sordumu” diye konuştu.
Anlattıklarım görünenin bir kısmı
Daha önceki duruşmalarda savunma yapan Özgür A. söz alarak, “Dersim Soykırımı ile ilgili sizlere savunmamda kapsamlı bir savunma yaptım. Orada yaşanan soykırım ve katliamın izleri halen kaybolmadı ve günümüzde de devam ediyor. Türkiye’de gözaltına alındım ve ağır işkencelerden geçtim. Bu süreçlerde sağlığımda işkenceden dolayı kimi sorunlar yaşadım ve halen travma sorunları yaşıyorum. Bu anlattıklarım buz dağının görünen buz dağının kısmıdır” dedi.
Türkiye'ye silah veriyorsunuz
Demokratik mücadele veren bir halk ve mücadelesine karşı Türk devletinin inkarcı politikasını sürdüğünü belirten Özgür A., “Batılı devletler bu durumu görmezden gelerek Türk devletine silah desteğinide verdiğini biliyoruz. Federal mahkemelerde çok sayıda Kürt bu sebepten dolayı yargılandı ve yargılanıyor” diye konuştu.
Mücadeleye devam
14 Mayıs’ta Türkiye’de yapılacak seçimleri hatırlatan Özgür A., “Diktatör Erdoğan 15 Mayıs sabahı gidecek ve ezilenlerin mücadelesi kazanacak. Bütün gayemiz budur. Umut ediyorum ki, Alman devleti politikasını 15 Mayıs sonrası Türkiye’de gelişecek bu sıcak gelişmeyle beraber değiştirir. Bir kez daha mahkeme huzurunda bundan sonrada mücadelemi demokratik bir biçimde sürdüreceğimi belirtmek istiyorum” dedi.