Tarihi direnişten kapatma davasına

  •  Erdoğan'ın "düştü düşecek" dediği Kobanê, 6-8 Ekim direniş ruhuyla özgürleştirildi. Tarihe geçen direniş, yıllar sonra Kürt siyasetçilerin yargılanmasına gerekçe yapıldı.  

 

CEYLAN ŞAHİNLİ/MA/URFA

DAİŞ, Ocak 2014’te Reqa’yı, Haziran 2014’te de tüm dünyanın gözleri önünde Irak’ın en önemli kentlerinden biri olan Musul’u ele geçirdi. Rotası Şam'a doğru kayan DAİŞ, Türkiye'nin talebi üzerine rotayı yine değiştirdi. DAİŞ’in yönünü bir anda Kürtlere çevirmesi tesadüf değildi. DAİŞ, 3 Ağustos 2014’te Şengal'i işgal etti. DAİŞ, aynı yıl 14-15 Eylül’de ise Kobanê köylerini işgal etmeye başladı. Kendisi için stratejik bir önem içerdiği muamma olan Kobanê, Rojava Devrimi'nin oluşmasındaki en önemli kantonlarından biriydi. Üç koldan kuşatmaya alınan Kobanê için 26 Eylül’de açıklama yapan PYD Eşbaşkanı Salih Muslim, başta NATO ve BM olmak üzere bütün uluslararası kamuoyuna çağrıda bulundu. Kürt halkının öfkesi, Êzîdî soykırımı ve son olarak Kobanê’ye dönük saldırılarlarla giderek arttı. Buna rağmen Türkiye'den doğru yapılan açıklamalarda DAİŞ yerine, Kürtler hedef alınıyordu. Buna paralel olarak Türkiye'nin DAİŞ'e verdiği desteğe dair haber ve belgeler ortaya çıkmaya başladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ekim 2014’te Türkiye’nin "terör örgütlerine" silah tedarik ettiğine dair Adana Başsavcılığından edindiği bir belgeyi açıkladı. Kılıçdaroğlu, silahları örgütlere taşıyan TIR şoförlerinin ifadelerini paylaştı. Türkmenlere gönderildiği iddia edilen silah yardımlarının doğru olmadığı açığa çıktı. Hükümet yetkililerinin açıklamaları ve DAİŞ'e verilen desteğe karşı protesto eylemleri başladı.  

Öcalan'dan seferberlik çağrısı

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, o dönem sürece dair birçok değerlendirmede bulundu. 23 Eylül 2014'te kendisi ile görüşen vasisi Mazlum Dinç üzerinden yaptığı açıklamada, tüm Kürtlere Kobanê için seferberlik çağrısında bulundu. Öcalan, Rojava ve DAİŞ saldırılarına karşı özetle şunları söyledi: “Türkiye'nin Rojava siyaseti Kürt'e karşı savaş siyasetidir. Zaten Davutoğlu iki üç yıl önce açıklamıştı. Rojava'yı ve onun özerkliğini tanımayacağını söylemişti. Tanımama ne demek, size karşı savaşacağım demektir. Orada bir yönetimin oluşmasına müsaade etmeyecek, çökertmek için her şeyi yapacak demektir. Kürdistan halkı topyekun bu saldırıya karşı direniş halinde olmalıdır."

HDP ve PYD yaptıkları çağrılarla, Kobanê'ye Türkiye'den koridor açılmasını talep etti. 'Diyalog süreci' nedeniyle olumlu karşılanabileceği düşünülen çağrıya olumsuz yanıt verildi. Uluslararası kamuoyunun baskısının artması üzerine Federe Kürdistan'dan sınırlı bir güç ve Suriyeli muhaliflerin küçük bir grubunun geçişine izin verildi. 

Suruç'ta direniş nöbetleri

Urfa’nın Suruç ilçesinde Kobanê’deki direnişin sahiplenilmesi amacıyla binlerce kişi 27 Eylül 2014'te nöbet eylemi başlattı. Tel örgüler önünde başlatılan nöbet eylemine katılanlara da DAİŞ saldırısı oldu. Türk askerleri de 29 Eylül’de halka tazyikli su ve gaz bombalarıyla saldırdı. HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, 30 Eylül’de beraberindeki milletvekilleri ve belediye başkanları ile saldırı altındaki Kobanê’ye gidip yetkilileriyle görüştü.

DAİŞ’liler sınırda! 

Bir grup DAİŞ üyesi, 1 Ekim’de Türkiye'den sınırı geçerek, Kobanê’ye dönük saldırılara katıldı. Televizyon kameralarının canlı yayınla paylaştığı o anlarda, sınırda görevli askerlerin hiçbir müdahalede bulunmaması büyük tepki çekti. Demirtaş, 'diyalog süreci' ve Kobanê'deki gelişmelerle ilgili Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüştü. Demirtaş, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, “Türkiye Kobanê'de yaşanan katliama sessiz kalırsa çözüm süreci önemli oranda zarar görür. Hükümetin, 'IŞİD'e destek veriyorlar' algısını yıkması için pratik adımlar atması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Kürt Halk Önderi uyardı

DAİŞ’in saldırılarına karşı harekete geçilmemesi üzerine 2 Ekim’de Amed başta olmak üzere birçok kentte kepenk ve kontak kapatma eylemleri başladı ve okullar boykot edildi. HDP heyeti ile İmralı Adası'nda 5 saatlik bir görüşme yapan Kürt Halk Önderi Öcalan, DAİŞ'in Kobanê saldırısına dair, “Bu katliam girişimi amacına ulaşırsa hem süreci sonlandıracak hem de yeni ve uzun sürecek bir darbenin temellerini atacaktır” uyarısında bulundu. Öcalan’ın bu uyarıları aynı gün HDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü tarafından Meclis Genel Kurul'unda dile getirildi.

Erdoğan: DAİŞ'e göz yumduk

Dönemin ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, 4 Ekim’de yaptığı bir konuşmada, DAİŞ’in bölgede güçlenmesinden aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkeleri sorumlu tuttu. Biden, Erdoğan’ın kendisine DAİŞ üyesinin Suriye’ye geçişine “göz yumduğunu” söylediğini açıkladı. Aynı gün Kurban Bayramı olmasına rağmen birçok merkezde binlerce kişi Kobanê sınırına doğru yola çıktı.

Uluslararası güçlere çağrı

Salih Muslim, 5 Ekim’de DAİŞ'in Kobanê'ye yönelik saldırılarının giderek şiddetlendiğine dikkat çekerek, uluslararası güçleri acil müdahale çağrısını yineledi. Birçok merkezde Kobanê için sokaklara çıkan halka yönelik müdahaleler üzerine büyüyen eylemlerde ölümler yaşandı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, görüştüğü kardeşi aracılığıyla 6 Ekim’de,  “IŞİD yapay bir örgüttür. IŞİD'i destekleyen devletler veya hükümetler veya insanlar, bu IŞİD yarın onlara da büyük bir sorun olacaktır" değerlendirmelerinde bulundu.

Erdoğan'ın 'müjdeli' konuşması

Erdoğan'ın 7 Ekim'de Antep'teki miting konuşması ise tarihi bir kırılma yarattı. Erdoğan, gayet memnun bir tonda “Şu anda Kobani de düştü, düşüyor” ifadelerini sarf etti. Bu sözler üzerine Kürtlerin öfkesi daha da büyüdü. 6 Ekim gecesi başlayan eylemler, bu sözler üzerine sonraki gün Amed, Muş, Siirt, Batman, Ağrı, Siirt, Van, Mardin ve daha birçok kente yayıldı. Türk ordusu tanklarla sokaklara indi. Kimi kentlerde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 

36 ilde direniş vardı

Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından eylemlerin ardından paylaşılan verilerde, 36 ilde meydana gelen 2 bin 389 olayda, 48 sivil ve 2 polisin yaşamını yitirdiği açıklandı. İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından hazırlanan ve 2-12 Ekim 2014 tarihlerini kapsayan raporda, 46 kişinin hayatını kaybettiği bilgisi yer aldı. Etkin bir araştırma yapılmadığı için büyük ölçüde medyaya yansıyan bilgiler üzerinden derlenen bilgilere göre ise hayatını kaybeden kimi isimlerin bu raporlarda yer almadığı, öldüğü sanılan kimi isimlerin aslında ölmediği ortaya çıktı. Mezopotamya Ajansı (MA) tarafından yapılan araştırmalar sonucunda, toplam 54 kişinin hayatını kaybettiği belirlendi.  

Öcalan'dan sükunet çağrısı

Eylemlerin büyümesi üzerine 8 Ekim'de dönemin Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, HDP heyeti ile görüştü, ancak görüşmeden olumlu bir sonuç çıkmadı. Öcalan, hükümetten Kürt siyasetine yönelik gelen tehditlerine karşın taraflara “sükunet” çağrısında bulundu. Erdoğan, Kobanê'ye destek eylemeleri nedeniyle Rize’de 11 Ekim’de sarf ettiği sözleri ile Kürt siyasetçileri, “Hesabını soracağız” diyerek tehdit etti. Antep'te polisler, Kürtlere saldıran ırkçı gruplara, “Sizler görevinizi yaptınız. Bu saatten sonra ayrılın biz ortalığı toparlayalım" diye seslendi.

DAİŞ Kobanê'den defedildi

Kürtlerin ortaya koyduğu direniş, 19 Ocak’ta Kobanê’nin DAİŞ'lilerden temizlenmesinin önünü açtı. Kobanê'nin en stratejik noktalarından Miştenûr Tepesi'ne 19 Ocak'ta YPG bayrağı ve Öcalan'ın posteri asıldı. YPG/YPJ güçleri, 26 Ocak’ta Kobanê kent merkezinin DAİŞ’ten temizlediğini ilan etti. 

Kobanê kumpas davası

Kobanê için yapılan eylemler, daha sonra Kürt siyasetçilerin yargılanmasına gerekçe yapıldı. Eylemlerle ilgili ilk soruşturmalar 2014'te başladı. Soruşturmalar, 2021'de davaya dönüştü ve eylemler sırasında yaşanan bu ölümlerden sadece Amed'de Hüda-Par üyelerinin ölümleri yargılama konusu oldu. 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde tek başına iktidar olma vasfını kaybeden AKP, Kobanê eylemlerinin sorumluluğunu HDP’nin üzerinde yıktı. HDP eski Eşbaşkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri ve yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 108 kişi hakkında dava açıldı. Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin baktığı, kamuoyunda “Kobanê Davası” olarak bilinen dava dosyasında sanık olarak yer alan 108 kişi, 29 ayrı suçlamayla 38’er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680’er yıl hapis istemiyle yargılanıyor. HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, yaşanan olayların tüm boyutlarıyla araştırılması ve hakikatlerin açığa çıkarılması amacıyla 7 Ekim 2021'de Meclis Başkanlığına araştırma önergesi verdi. Ancak önerge AKP-MHP oyları ile reddedildi. 

Kapatma davasına gerekçe

Kobanê Davası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HDP’nin kapatılması istemiyle hazırladığı iddianamenin de ana gerekçesi yapıldı. İlk iddianamenin iadesi üzerine Başsavcılık, hazırladığı ikinci iddianameyi 7 Haziran’da Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi. Mahkemenin iddianameyi 21 Haziran'da kabul etmesiyle 70 ek klasör ve 8 flash bellek partiye iletilip, 60 günlük savunma süresi verildi. AYM, HDP Hukuk Komisyonu’nun açılan davaya ilişkin ön savunma için 60 gün ek süre talebini 3 Ekim 2021'de oy birliği ile kabul etti. 843 sayfalık iddianamede, 451 partili hakkında siyasi yasak isteniyor.  

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.