Tedaviye kelepçe engeli

  • Bakırköy Kadın Cezaevi'nde Hepatit B teşhisi konulan Tenzile Acar, kelepçeli tedavi dayatması nedeniyle tetkiklerini yaptıramıyor.

 

İstanbul’da 2017’de gözaltına alınıp tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne konulan Tenzile Acar (23), cezaevinde Hepatit B oldu. Ardından ise tüberküloz teşhisi olabileceği söylenmesine rağmen kesin teşhis için gerekli tetkiklerin yapılmasını bekleyen Acar, kelepçeli tedaviyi kabul etmediği için henüz tetkikleri yapılamadı. 

Annesi Rışmiye Acar, “Kızım tam İstanbul’da gözaltına alındığı zaman 15 gün boyunca işkenceye maruz kaldı. Yüzü tanınmayacak halde olmasına rağmen doktor, ‘Bir şeyi yok’ diyerek darp raporu vermedi. Kızım hasta. Hastalığının tedavisi yok. Cezaevi koşullarında yaşayamaz. Bu onun durumunu daha da ağırlaştırıyor. Hastane götürdükleri zaman da asker ve gardiyanın gözetimi altında muayene ediliyor. O da haklı olarak bunu reddediyor, kabul etmiyor. Bu kabul edilebilecek bir yöntem değil. Bu ne insani ne de hukukidir” dedi.

28  kişi bir koğuşta

Kızının kaldığı koğuşta 28 kişinin bir arada olduğunu belirten anne Acar, şöyle devam etti: “Virüsün bu kadar yayıldığı bir süreçte nasıl 28 insan aynı koğuşta bırakılabiliyor? Tenzile orada yaşayamaz. Onun kullandığı bir şeyi başkası kullanmamalı, yemekleri düzenli olmalı. Cezaevinde hiçbir tedbir yok. Tutuklulara ne maske ne de eldiven veriliyor. Bulunduğu ortam hijyenik olmadığı için hastalığını daha da ağırlaştırıyor. Hasta tutsakların bırakılması gerekiyor.”

Elbisenin rengine kadar

Tutsakların ihtiyaçlarının karşılanmadığını dile getiren anne Acar, “Bizim gönderdiklerimiz de aylar sonra onlara ulaşıyor. Gönderdiğimiz elbisenin rengini bile cezaevi yönetimi belirliyor. Onların istemediği bir renk olursa zaten hiçbir şekilde tutukluya verilmiyor” diye konuştu.

Korona virüsten kaynaklı yüz yüze görüşmelerin yaptırılmadığını belirten anne Acar, tutukluları yüz yüze görmedikleri için durumlarının nasıl olduğunu bilmediklerini vurguladı. Yaptığı her telefon görüşmesinde koğuşa baskın yapıldığının kendilerine söylendiğini ifade eden anne Acar, şunları söyledi: “Kızım hasta ve kelepçeli tedavi dayatması yapılıyor. Bu insani bir uygulama değil. Bu kızımı ölüme götüren bir uygulama.  Kızımın bir an önce bırakılmasını ve tedavi olmasını istiyorum.” 

 

Doktorlar tutsakları dışlıyor

Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde hasta tutsak Dilber Tanrıkulu’nun görüşüne giden yakını, cezaevlerinde doktorların kötü yaklaşımlarda bulunduğunu ve hasta tutsakların tedavi edilmediğini aktardı. 

Koronavirüsü salgını nedeniyle ayda bir kapalı olarak yapılan görüşlerde aileleri ile bir araya gelen tutsak yakınları yaşadıkları hak ihlallerini aktardı. Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde hasta tutsak Dilber Tanrıkulu’nun görüşüne giden ve ismini vermek istemeyen bir yakını, Dilber’in cezaevinde doktorların kötü yaklaşımlarda bulunduğunu anlattığını belirterek, “Örneğin; tutsaklar baş ağrısı için revire veya hastaneye gidiyorsa doktor ‘bizim de başımız ağrıyor’ deyip geri gönderiyormuş ve bu şekilde ağır hasta tutsaklar tedavi edilmiyor. Ayrıca hasta tutsak olan Elif Çetinkaya'nın durumunun kötü olduğunu söyledi” dedi. 

 

Mektuplar verilmiyor 

Uzun süredir oda değişimi yapılmadığını ve dilekçelerin cevapsız bırakıldığını aktaran tutsak yakını, şunları söyledi: “Yakınım, dilekçelerin cevapsız kaldığını ve hiçbir gerekçe sunulmadığını söyledi. Ayrıca hiçbir sosyal aktivite ve etkinlik olmadığı ve tutsakların koridorda karşılaştıklarında arkadaşları ile uzaktan dahi selamlaşmalarına izin verilmediğini söyledi. Mektupların verilmediğini ya da aylar sonra verildiğini de iletti.” 

 Salgının yayılması nedeniyle en riskli alanlar arasında yer alan cezaevinde önlemlerin alınmadığını vurgulayan tutsak yakını, “Kantin malzemelerinin fiyatı artırılmış. Tutsakları hastaneden getirdikten sonra karantinaya alıyorlar yani bir nevi tecrit sistemi uygulanıyor” diye konuştu.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.