TekoJIN’den Reyhaneh belgeseli
Kadın Haberleri —

“Tahran’da Yedi Kış” belgesel gösterimi
- TekoJIN tarafından, Reyhaneh Jabbari’nin hikayesini ve kadın direnişini anlatan “Tahran’da Yedi Kış” belgesel gösterimi gerçekleştirildi.
Almanya’nın başkenti Berlin’de, TekoJIN-Berlin üyeleri, İran’da kadınlara yönelik ataerkil şiddetin ve kadın kırımı sisteminin sembollerinden biri olan Reyhaneh Jabbari’nin yaşam öyküsünü anlatan “Tahran’da Yedi Kış” adlı belgeseli Wolf Kino Berlin’de izleyicilerle buluşturdu. Etkinlik, Reyhaneh’in adalet arayışını ve İran’daki kadınların maruz kaldığı baskıları gündeme taşıyarak toplumsal farkındalığı artırmayı hedefledi.
Yedi yıl cezaevi, 26 yaşında idam
Belgesel, 2007’de Tahran’da yaşanan çarpıcı bir olayı merkezine alıyor. Henüz 19 yaşındayken cinsel saldırıya uğramak istenen Reyhaneh Jabbari, kendini savunmak zorunda kalarak saldırganını bıçaklayarak öldürdü. Meşru müdafaa iddiasına rağmen “kasten adam öldürme” suçlamasıyla tutuklanan Jabbari, yedi yıl boyunca cezaevinde kaldı. 2014’de, 26 yaşındayken idam edildi.
Hatırlamak direnmektir
TekoJIN-Berlin üyeleri, belgesel gösterimiyle yalnızca Reyhaneh’in hikayesine değil, aynı zamanda İran ve Rojhilat Kurdistan’ındaki kadınların karşılaştığı sistematik baskılara, ataerkil düzene ve kadın kırımı politikalarına dikkat çekmeyi amaçladı. Etkinlikte, kadınların yaşamlarını, direnişlerini ve dayanışmalarını görünür kılmanın toplumsal farkındalık için kritik öneme sahip olduğu vurgulandı. “Hatırlamak direnmektir” sloganıyla, Jabbari’nin mücadelesi kadınların özgürlük ve adalet arayışının bir sembolü olarak öne çıkarıldı.
Adaletsizliğe karşı mücadele
Etkinliğe katılan Reyhaneh Jabbari’nin annesi Shole Pakravan, kızının yaşadığı adaletsizlikleri, cezaevi sürecini ve mücadelesini katılımcılarla paylaştı. Pakravan, konuşmasında özellikle gençliğin devrimci gücüne işaret ederek, adaletsizliğe karşı bilinçli ve örgütlü bir mücadelenin gerekliliğini vurguladı.
Sadece fiziksel özsvunma değil
Film gösteriminin ardından söz alan TekoJIN üyeleri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “gül teorisi”ne atıfta bulundu. Şiddetin yalnızca fiziksel değil, kadına yönelik küçümseme, kontrol ve baskı gibi ideolojik ve duygusal biçimleriyle de var olduğuna dikkat çekildi. Özsavunmanın sadece fiziksel değil, ideolojik, duygusal ve toplumsal boyutlarıyla ele alınması gerektiği belirtildi. Kadınların kendilerini savunmaları, örgütlenmeleri ve dayanışma içinde olmalarının hayati önem taşıdığı vurgulandı.
Kadınların özgür geleceği için
TekoJIN-Berlin, İran’daki kadın direnişini görünür kılarken, toplumsal belleği taze tutma çağrısında bulundu. Reyhaneh Jabbari’nin şahsında, yaşam hakkı ve adalet mücadelesine sahip çıkmanın, kadınların özgür bir gelecek inşa etmesi için bir zorunluluk olduğu ifade edildi. Etkinlik, kadın dayanışmasının ve direnişinin gücünü bir kez daha ortaya koydu. BERLİN