TL değer kaybında dünya lideri

  • Türk Lirası (TL) dolar karşısında 2021’de yüzde 23 değer kaybederek, değer kaybı liginde dünya lideri oldu. TL, en yakın rakibi Arjantin pesosuna 7 puan fark attı.

 

Faiz indirimi döngüsüyle birlikte zayıflayan Türk Lirası’nda değer kaybı dün de devam etti. Dolar ve euro, sürpriz faiz indirimi ile dün yeni rekor seviyesine ulaştı. Dolar/TL 9,65 ve Euro/TL 11,25 seviyelerini gördü.

Enflasyondaki artışa rağmen Merkez Bankası’nın (TCMB) faiz indirimlerine devam etmesiyle Türk lirasındaki sert değer kaybı hızlandı. 2021’de dünya genelinde dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimi olan TL rakipleriyle farkı giderek açıyor. Yıl başından bu yana ABD doları karşısındaki değer kaybı yüzde 23’e yaklaşan TL, değer kaybında dünyada ilk sırada yer alıyor. TL’yi, yüzde 15,3’lük kayıpla Arjantin pesosu takip ediyor. Böylece değer kaybı liginde dünya birincisi olan TL, en yakın rakibi Arjantin pesosuna 7 puan fark attı. Arjantin’de yıllık tüketici enflasyonu eylülde yüzde 52,5’e ulaştı. Listede üçüncü sırada yaklaşık yüzde 13’lük kayıpla Şili pesosu bulunuyor. Şili’de enflasyon eylülde yüzde 5,3 seviyesine yükselmişti.

Şubat’ta 6,89’a kadar gerileyen dolar/TL’de özellikle Eylül ayı ile birlikte yükseliş hızlandı. Eylül başında 8,27 seviyesinde olan dolar/TL, Merkez Bankası’nın (TCMB) politika değişikliğine giderek enflasyon artışına rağmen sert faiz indirimlerine gitmesiyle 9,66’ya yükseldi.

Beklentiler değişti

Yabancı yatırımcıların TL cinsi varlıklarda pozisyonlarının oldukça azalması sonrası, daha çok lokallerin işlemleri takip ediliyor. Bankacılara göre, TL’nin seyrini görmek için lokallerin döviz tevdiat hesaplarında (DTH) yapacakları işlemlere bakılacak. Analistlere göre; yukarı yönlü hareketin devam etmesi beklenilen kurda 9,55 ve 9,62 TL direnç seviyeleri önem arz ediyor. Olası satışların görülmesi durumunda ise 9,45 ve 9,38 TL destek seviyeleri test edilmesi bekleniyor.

Bu arada Unicredit, politika faizinin yüzde 16’ya çekilmesinin ardından, yıl sonu dolar/TL tahminini 9,3’ten 10,5’e yükseltti. Banka 2021 sonunda politika faizinin yüzde 14’e inmesini bekliyor. HSBC dün yayımladığı raporda dolar/TL için yıl sonu tahminini 9,80’e yükseltti.

TL daha da dağersizleşir

ABD merkezli çok uluslu yatırım bankaları JPMorgan, Goldman Sachs ve İngiltere merkezli Barclays, Merkez Bankası’nın önceki günkü faiz indirimi hamlesinden sonra yeni tahminler açıkladı. Üç banka da yıl sonuna kadar Merkez Bankası’nın faiz indirimine devam edeceğini öngördü.

ABD’li yatırım Bankası JPMorgan TCMB’nin Kasım ayında faizleri 100 baz puan daha düşüreceği tahmininde bulundu ve enflasyon tahminini sert şekilde yükseltti. JPMorgan‘dan Yarkin Cebeci müşterilere notunda, “Önden yüklemeli bu tür bir gevşeme, enflasyonu hızlı şekilde düşürmenin bir politika önceliği olmadığını gösteriyor” dedi. Cebeci “Bu adımın fiyat baskılarını artıracağından endişe ediyoruz; bu yıl için enflasyon tahminimizi yüzde 19,9’a, 2022 için ise yüzde 16,4’e revize ediyoruz” dedi. JPMorgan, daha önce enflasyonun 2021 sonunda yüzde 16,7 olmasını bekliyordu.

Birincil sorun enflasyon

TCMB’nin politika faizini önce 50 baz puan düşürmesini ve iki tane 25 baz puanlık indirim yapmasını öngören Goldman Sachs, yüksek enflasyon göz önüne alındığında bunun bir hata olacağına dikkat çekti. Goldman Sachs analistleri yayımladıkları raporda, “Türkiye ekonomisi için temel sorunun büyümeden ziyade yüksek ve artan enflasyon olduğunu düşünüyoruz… Bu olguyu ve enflasyonun resmi hedefin dört katı olduğunu göz önüne aldığımızda, birincil sorunun enflasyon olduğunu ve faizlerin artması gerektiğini düşünmeye devam ediyoruz” dedi.

Barclays, TCMB’nin yüzde 15’te durmadan önce önden yüklemeli olarak indirimlere devam edeceğini, ancak bunun 18 Kasım’daki toplantıda tek seferde yapılacağını öngördü. Barclays’den Ercan Ergüzel, “2022’ye baktığımızda, yukarı yönlü risklerle birlikte faizlerin yüzde 15’te sabit kalacağını tahmin ediyoruz” dedi. Barclays ayrıca Türkiye’de enflasyonun yıl sonunda yüzde 15,5 olacağını öngördü ve 2021 yıl sonu dolar/TL tahminini 9,7 olarak teyit etti. 

S&P’den değerlendirme

Türkiye ile ilgili önemli bir gündem de dün akşam kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poors’tan gelecek olası rapordu. S&P, takvimde yer almasına rağmen ülkelerle ilgili belirtilen günlerde rapor açıklamayabiliyor. S&P’nin Türkiye için kredi notu ”durağan” görünüm ile ”B+” seviyesinde bulunuyor. Anketlerde S&P’nin Türkiye’nin görünümü ile kredi notunu sabit tutması bekleniyordu, ancak S&P’nin son faiz adımlarına atıfta bulunup bulunmayacağı da merak ediliyordu.

Zaten titrek, sarsılabilir

OECD’ye bağlı Mali Eylem Görev Gücü (FATF), kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanını engellemede eksikleri olduğu için Türkiye’nin daha sıkı izlenmesini gerektiren gri listeye alındığını duyurdu. FATF Başkanı Marcus Pleyer, önceki akşam düzenlenen basın toplantısında gözlem listesine alınan en büyük ekonomi olan Türkiye’nin bankacılık, gayrimenkul, altın ve kıymetli taş ticareti alanındaki ”ciddi gözetim ve denetim sorunlarını” gidermesi gerektiğini belirtti.

The Wall Street Journal’dan Ian Talley’in kaleme aldığı haber/analiz, söz konusu karar ile ”zaten titrek olan” Ankara ekonomisinin sarsılacağını belirtti. ”Türkiye Maliye Bakanlığı yaptığı açıklamada, 2019’daki son gözetimden bu yana FATF standartlarını karşılamada ilerleme kaydedildiğini söyleyerek eylemi hak edilmemiş olarak nitelendirdi. Bakanlık, ülkenin en kısa sürede FATF listesinden çıkarılması için gerekli tüm adımları atacağını söyledi” denilen haber/analizde, geçtiğimiz günlerde Defense One için ”Türkiye ile ABD Arasında Uzlaşma Zamanı Geldi” başlıklı bir makale kaleme alan Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ın yorum talebine yanıt vermediğinin de altı çizildi.

Para çıkışı teşvik edilir

Eski ABD Hazine Bakanlığı yetkilileri, bankalar ve diğer yabancı yatırımcılar risklerini yeniden değerlendirmek zorunda kaldıkları için Türkiye’nin gri listeye alınmasının büyük olasılıkla ülkeden para çıkışını teşvik edeceğini söylüyor. Yabancı sermaye kaçışı ve borçlanma maliyetlerinde beklenen artış, Türk ekonomisinin büyük ölçüde yurt dışındaki krediye bağımlı olması nedeniyle piyasaları sert vuracağı kaydedildi.

Gri liste

FATF’in kendi sitesindeki tanıma göre, gri liste aslında kapsadığı ülkelerin artırılmış bir izlemeye tabi olmasını öngörüyor. FATF, gri listeye alınan bir ülkenin stratejik eksikliklerini belirlenen zamanda giderme taahhüdünde bulunduğunu belirtiyor.

Rezervleri ne durumda?

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Haftalık Para ve Banka İstatistikleri yayımlandı. 15 Ekim haftasında brüt rezervler toplamda 125,8 milyar dolara ulaştı. Net rezervler 32,1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşirken, toplam swap 68,1 milyar dolar. Buna göre bankanın swap anlaşmaları hariç net rezervi eksi 35,9 milyar dolar seviyesinde.

Son dönemde yaşanan rezerv artışları ise büyük oranda swap anlaşmaları, zorunlu karşılık düzenlemeleri, IMF kaynağı, reeskont dönüşleri ve cevherden altın alımıyla meydana geliyor. Rezervlere etki eden swap anlaşmalarında, iki ülke arasında belirlenen tutarda bir para başka bir parayla değiştiriliyor. Değiştirilen ana paralar belirli bir süre sonunda geri veriliyor. Bu durumda MB’nin döviz rezervi kağıt üstünde artmış olsa da bu, net rezerve yansımıyor. Türkiye’nin Çin, Katar ve Güney Kore’yle swap anlaşmaları bulunuyor.

Bu bir seçim stratejisi mi?

Erdoğan’ın mevcut ekonomik tabloya rağmen talimatla faiz indirimine gitmesine dair farklı yorumlar da var. Bunlar da biri ekonomist Doç. Oğuz Demir. Demir, bunun bir erken seçim adımı olduğunu düşünüyor. Demir’in Halk TV ve BirGün’deki değerlendirmeleri özetle şöyle: ”Karar iktisadi değil, siyasi bir karar. Bu hamlelerle bir erken seçimin ekonomik arka planının hazırlandığı kanaatindeyim. Bu kararın kur tarafından enflasyona sıçrayacağı çok ortada. Sadece ucuz bir ekonomik ortam yaratmanın arka planı yapılmak isteniyor, ancak o ucuz tüketimi yapabilecek bir ortam da kalmadı. Bu bir erken seçim stratejisi olsa bile bu beklenen getiriyi sağlayamayacak. Borçlanarak tüketimin sağlanabileceği bir ortam yok. Dolar 8 TL’den 9’un üstüne çıktı. O artışın zamlarını yeni yeni yaşıyorduk, birçoğunu ertelemeye çalışıyorlardı. Şimdi artık bütün kuruluşlar kaldırılması çok daha güç bir yükle karşı karşıya. O yüzden hayat pahalılığının daha da arttığı bir süreç bizi bekliyor. Eylül ayından bu yana yaşanan kurdaki artış olmasaydı belki bir ihtimal enflasyonun gevşemesi söz konusuydu ama şu an anlaşılan o ki bu kurdaki artışla beraber enflasyon resmi olarak da yüzde 20’lerin üstüne çıkacak gibi gözüküyor.”  HABER MERKEZİ

 

9 bin 867 şirket kapandı

 

TOBB verilerine göre, Eylül’DE kapanan bin 687 şirketle birlikte yılın ilk 9 ayında kapanan şirketlerin sayısı toplam 9 bin 867’ye yükseldi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verileri, son bir ayda bin 687 şirketin daha kapandığını ortaya koydu. Buna göre, 2021 Ocak-Eylül aralığında toplam 9 bin 867 şirket kapanmış oldu. Kapanan şirket sayısı Eylül’de aylık bazda yüzde 19 artarken, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısındaki artış yüzde 21’e dayandı.

Yıllık bazda değerlendirildiğinde ise, Eylül 2021’de, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı 2020’nin aynı ayına kıyasla yüzde 3.7 artarken, kapanan şirket sayısı yüzde 7.5 yükseldi.

Eylül’de kapanan şirket ve kooperatiflerin 514’ünün toptan ve perakende ticaret, 285’inin inşaat ve 210’unun da imalat sektöründe olduğu belirtildi.

Eylül 2021’de, Eylül 2020’ye göre kurulan şirket sayısı yüzde 4, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 15.3 ve kurulan kooperatif sayısı yüzde 18.6 azaldı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.