Toplum cezalandırılıyor

Ercan İpekçi
- İHD Ankara Şubesi Basına Yönelik Hak İhlallerini İzleme Komisyonu kurucu üyesi Ercan İpekçi, “Bir gazeteciyi cezaevine koyduğunuzda, bir toplumu hapsetmiş olursunuz” diyerek buna karşı ortak mücadele çağrısı yaptı.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, Basına Yönelik Hak İhlallerini İzleme Komisyonu kurucu üyesi Ercan İpekçi, gazetecilere yönelik baskıların kimi zaman artarak, kimi zaman da belli bir durağanlık içerisinde devam ettiğini belirterek, “Gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in katledilmesini protesto eden 7 gazeteci arkadaşımız tutuklandı. Türkiye’de birçok gazeteci hakkında 'Örgüt üyeliği ve örgüt propagandası’ suçlamasıyla davalar açıldı. Her türlü gazetecilik faaliyeti, ‘terörle' ilişkilendirilebilir hale geldi. Herkesin dünya görüşüne uygun bir şekilde bir örgütle ilişkilendirilip faaliyetleri örgüt faaliyeti sayılıyor. Bunun amacı da şudur; gözaltına almak, tutuklamak ve susturmaktır” dedi.
Zorlama suç isnadı
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Gazetecilikten tutuklamıyoruz” sözlerine de dikkat çeken İpekçi, şunları söyledi: “Adalet Bakanı ‘Gazetecilikten gözaltına almıyoruz örgüt üyeliğinden veya örgüt propagandasından dolayı hapishanedeler' diyor. Bu ifade zaten zorlama bir suç isnadıdır. Arkadaşlarımız hapisten çıktıktan sonra da yine gazetelerine dönüyor ve yine mesleklerini icra etmeye devam ediyorr. Öncesinde de yaptıkları budur. Onların görevi gerçekleri halka ulaştırmaktır. Görevlerini yerine getiriyorlar. Onun dışında terör örgütü faaliyeti şeklinde nitelendirilebilecek, Yargıtay içtihatları çerçevesinde değerlendirilebilecek herhangi bir delil yoktur. Dosyada sadece haberleriyle ilgili olarak suçlanıyorlar. O zaman siz buna gazetecilik faaliyeti değil diyemezsiniz."
40 günde 9 gazeteci
Yapılanlarla sadece Kürt basınının değil, aynı zamanda merkez medya ve muhalif medyanın da susturulduğunu belirten İpekçi, iktidarın Türkiye'deki herkesi belli konularda haber yapmaktan alıkoyduğunu söyledi. İktidarın yapılanlara “caydırıcı etki” dediğini belirten İpekçi, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında da bu şekilde ifade ediliyor. Bir gazeteciyi hapse koyduğunuz zaman sadece o gazeteciyi değil, siz bütün bir toplumu hapishaneye koymuş oluyorsunuz. Şu anda 50 gazeteci cezaevinde ise siz 50 milyon yurttaşı hapsetmiş durumdasınız. Dolayısıyla gazeteciyi hapsetmenin ve susturmanın böyle bir sonucu vardır. Bu şekilde de baskıcı yönetim, sadece gazeteciyi susturmak hedefiyle değil, bütün toplumu susturmak ve sindirmek amacıyla hareket ediyor” diye konuştu.
İpekçi, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği'nin (DFG) verilerine değinerek, "2024'te 26 gazeteci, 2023'te 36 gazeteci, 2022'de 39 gazeteci, 2021 (Pandemi nedeniyle sokağa kimse çıkamadığı için herhalde) 6 gazeteci tutuklandı. 2020'de de 24 gazeteci tutuklanmış. Bu yıl ise Ocak ayından itibaren 9 gazetecinin tutuklandığına tanık olduk" dedi.
Kayyum atamalarında kullanılıyor
Sêrt Belediye Eşbaşkanı Sofya Alağaş’ın daha önceki yıllarda yaptığı gazetecilik faaliyetlerinden kaynaklı ceza aldığını aktaran İpekçi, şunları söyledi: "Gazetecilik faaliyetlerinin hukuk dışı kayyum atamalarında da kullanıldığına tanık oluyoruz. Gazetecilerin gözaltına alınmasına, tutuklanmasına, toplumun sindirilmesine, susturulmasına ve gerçekleri öğrenme hakkının engellenmesine net bir şekilde tanık oluyoruz.”
İpekçi, bütün gazetecilerin ihlallere karşı ortak mücadele etmesi gerektiğine vurgu yaparak, meslek örgütlerinin de ön plana çıkarmaları gerektiğini belirtti. Özellikle de cezaevindeki gazeteciler için adımların atılması gerektiğinin altını çizen İpekçi, "En ağır ihlaller hapishanelerde başladı. Gerekli yasal düzenlemeler cezaevinde olan gazetecilerden başlayarak yapılmalı" dedi. ANKARA