Topyekun ayağa kalkma zamanı
- PKK Yürütme Komitesi, Mayıs Ayı Şehitleri'ni andığı açıklamasında, 38 aydır Kürt Halk Önderi'nden hiçbir haber alınamadığını ve durumuna ilişkin hiçbir şey bilinmediğini belirterek, şunların altını çizdi:
- "Artık beklemek, bu duruma razı olmak, bu suça ortak olmak anlamına gelir. Söz bitmiştir, gün mücadele günüdür. Zaman ayağa kalkma ve topyekun eylemlilik halinde olma zamanıdır. Ne yapılacaksa bugün yapılmalıdır."
PKK Yürütme Komitesi, 48. Şehitler Yılı'na girerken, faşist-soykırımcı zihniyete ve sisteme karşı topyekun özgürlük direnişinin sürdüğünü belirterek, "Önderlik ve şehitler çizgisinde yürüyoruz" dedi.
PKK Yürütme Komitesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın, 'Benim gizli ruhum gibiydi' dediği büyük devrimci önder Haki Karer'in 18 Mayıs 1977'de Dîlok'ta (Antep) katledilişinin 47. yıl dönümü; 48. Şehitler Günü ve Şehitler Ayı vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı. Geçen 47 yıl boyunca yürütülen kahramanca mücadele içinde yenilmezliğin sembolü ve zaferin güvencesi olan bir şehitler ordusu oluşturulduğunu belirten Komite, "Şehitlerimiz her zaman ve her yerde en temel birlik ve güç kaynağımız oluyor" dedi. Öncelikle şehadetinin 47. yıl dönümünde büyük enternasyonalist devrimci Haki Karer'i ve şahsında tüm kahraman şehitleri saygı, sevgi ve minnetle anan Komite, açıklamasını şöyle sürdürdü:
Şehitlerin izinde zafere
Çok açık ki, Haki Karer yoldaşla başlayan Şehitler Kervanı ve Şehitler öncülüğündeki tarihi Özgürlük Yürüyüşümüz, 48. yıla da büyük bir coşku ve heyecan içinde, her zamankinden daha umutlu ve kararlı olarak giriyor. Bu tarihi varlık ve özgürlük mücadelesinde her zaman yolumuzu kahraman şehitlerimiz aydınlatıyor. Şehitlerimiz, Önderlik gerçeğini en doğru anlayan ve en başarılı uygulayan oluyor. Şehitlerimiz, Apocu çizginin doğruluğunun ve zaferinin kanıtını oluşturuyor. Şehitlerimiz bize her zaman doğru yaşam yolunu gösteriyor. Şehitlerini doğru anlayan ve sahiplenen, her zaman şehitlerin izinde yürümeyi bilen bir hareketin ve halkın mutlaka zafer kazanacağı açıkça görülüyor.
Bunlar temelinde, yeni bir Şehitler Ayı’nı ve Şehitler Günü’nü yaşarken, tüm devrimci ve yurtseverleri, kadınlar ve gençler öncülüğündeki tüm halkımızı ve dostlarımızı şehitler gerçeğini doğru anlamaya, şehitlerimize doğru sahip çıkmaya, şehitler çizgisinde kendini eğitip örgütleyerek, birliğini güçlendirip özgürlük mücadelesini geliştirerek “Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” hamlemizi zafere ulaştırmaya, böylece kahraman şehitlerimizin anılarını yaşatıp amaçlarını başarmaya çağırıyoruz. 19 Mayıs şehidimiz Halil Çavgun'un anısına geliştirilen tarihi Hilvan Direnişi'nin, 17 Mayıs şehitlerimiz Ferhat Kurtay, Mahmut Zengin, Eşref Anyık ve Necmi Öner yoldaşların dönülmez kıldığı Büyük Zindan Direnişi'nin izinden yüründükçe her tür başarının kazanılacağına da yürekten inanıyoruz.
16 Mayıs Hewlêr Katliamı
Çok açık bir biçimde görülüyor ki; Kurdistan’da sömürgeci-soykırımcı zihniyet ve sisteme karşı yürütülen mücadele, iş birlikçiliğe ve ihanete karşı yürütülen mücadeleden ayrılmıyor. Bu gerçek dün de böyleydi, bugün de böyledir. 16 Mayıs 1997'de Hewlêr Katliamı'nı yapanlar, bugün işgalci Türk ordusunun önünde Kürt halkının katliamı ve Kurdistan’ın işgali için kılavuzluk yapıyorlar. Bu vesileyle her türlü iş birlikçiliği ve ihaneti bir kez daha lanetliyor; Hêlîn, Salih ve Ozan yoldaşlar şahsında tüm Hewlêr Katliamı şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz. Yine Mehmet Karasungur, Hozan Mizgîn, Şîrîn Elemhuli, Azat Siser, Kasım Engin, Erdal, Andok ve Êrîş yoldaşlar şahsında tüm Mayıs Ayı Şehitlerimizi saygı ve sevgiyle anıyoruz.
Türkiye devrimcileri anıldı
Bilindiği gibi Mayıs ayı, Türkiye Devrimci Hareketi'nin de Şehitler Ayı oluyor. 6 Mayıs 1972'de idam edilen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının şehadetinin 52. yıl dönümü yaşandı. Şimdi de ser verip sır vermeyen İbrahim Kaypakkaya’nın 51. şehadet yıl dönümü yaşanıyor. Bu vesileyle devrimci önderler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, yine İbrahim Kaypakkaya, Sinan Cemgil, Orhan Yılmazkaya ve Ulaş Bayraktaroğlu şahsında tüm Türkiye Devrim Şehitlerini saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz. Bu şehadetler her zaman yolumuzu aydınlattı ve bize güç verdi. Birleşik devrim mücadelemizin çizgisi ve zafer güvencesi oldu. Şimdi de HBDH bayrağı altında rolünü oynamaya devam ediyor ve birleşik devrim mücadelemizi her alanda geliştiriyor. AKP-MHP faşizmini yıkarak Demokratik Ortadoğu Devrimi'nin önünü açma yolunda ilerliyor.
İttihatçıların katlettiği Araplar
İttihat ve Terakki tarafından Arap aydınları da 16 Mayıs 1916'da katledilmiş, Arap devrimciler 16 Mayıs gününü Şehitler Günü olarak ilan etmiştir. Söz konusu katliamın yeni bir yıl dönümünü yaşarken, tüm bu şehitleri de saygı ve minnetle anıyor, bu kahramanların anılarını Kürt-Arap ittifakı temelinde yürüttüğümüz demokratik Ortadoğu mücadelesinde yaşatıyoruz.
Şehitler vermeye devam ediliyor
48. Şehitler Yılı'na girerken, faşist-soykırımcı zihniyete ve sisteme karşı topyekun özgürlük direnişimiz sürüyor. Her şeyden önce, İmralı soykırım sisteminin 26. yılında Önder Apo direniyor, başta Zap olmak üzere her alanda kahraman gerillamız direniyor, kadın ve gençlik hareketlerimiz direniyor, dört parça Kurdistan’da ve dünyanın dört bir yanında halkımız ve dostlarımız direniyor. Yani şehitler vermeye devam ediyoruz. Önderlik ve şehitler çizgisinde yürüyoruz. AKP-MHP faşizminin hile ve saldırılarını işte böyle devrimci halk savaşı stratejisindeki topyekun direnişle kırıyoruz. Bu gerçeği, kendine yurtsever diyen hiçbir Kürt'ün unutmaması ve her gün gereğini mutlaka yerine getirmesi gerekir.
En büyük baskı İmralı'da
Çok açık ki; 48. Şehitler Yılı'na girerken en büyük baskı İmralı’da uygulanmakta ve en ahlaksızca hileler İmralı’da yapılmaktadır. TC-NATO ittifakı temelinde BM içinde yer alan tüm devletler, bir tecrit, işkence ve soykırım sistemi olan İmralı sisteminde anlaşmıştır ve Kürt soykırımını 26 yıldır bu sistem temelinde yürütmeye çalışmaktadır. Uydurma disiplin cezalarıyla Önder Apo’nun 25. yılda yeniden yargılanmasını ve fiziki özgürlüğüne kavuşmasını engellediler ve bu hileyi günümüzde de sürdürme çabası içindeler. Avukat görüşünü engelleyerek Önder Apo’nun hukuki mücadele yürütmesinin önünü almakta ve tam bir iletişimsizlik uygulayarak tek bir sözünün bile dışarı çıkmasına izin vermemektedirler. 38 aydır Önder Apo’dan hiçbir haber alınamamakta ve durumuna ilişkin hiçbir şey bilinememektedir.
Beklemek, suça ortak olmaktır
Dolayısıyla artık beklemek, bu duruma razı olmak, bu suça ortak olmak anlamına gelir. Söz bitmiştir, gün mücadele günüdür. Zaman ayağa kalkma ve topyekun eylemlilik halinde olma zamanıdır. Ne yapılacaksa bugün yapılmalıdır, çünkü yarın çok geç olabilir. PKK olarak biz durumu böyle değerlendiriyoruz ve bunun gereklerini yerine getirmek için ne gerekiyorsa yapacağız. BEHDÎNAN