Tüm maskeleri düşüyor
5 Aralık 2021 Pazar - 18:44

.
- Bakanlar Komitesi’nin Öcalan kararının gecikmiÅŸ de olsa müebbet hapsin kaldırılması için bir adım olduÄŸu gibi tecridin sürdürülmesini daha da zorlaÅŸtıracağını belirten KCK Yürütme Konseyi EÅŸbaÅŸkanlığı, ÅŸunları ifade etti:
- “Kürt halkının mücadelesi, Türk devletinin faÅŸist ve demokratik olmayan karakterini o kadar teÅŸhir ediyor ki, faÅŸist rejimin yüzündeki tüm özel savaÅŸ maskeleri bir bir düÅŸmektedir. Dış dünyada da teÅŸhir edip zayıflatmakta ve sonunu yakınlaÅŸtırmaktadır.”
KCK Yürütme Konseyi EÅŸbaÅŸkanlığı, Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi’nin, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a iliÅŸkin aldığı kararın gecikmiÅŸ ve yetersiz olmasına raÄŸmen takipçisi olmak gerektiÄŸini vurguladı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) hüküm ve kararlarını denetlemekle yükümlü olan ve üçer aylık periyotlarla toplanan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 30 Kasım-2 Aralık tarihlerinde Fransa’nın Strasbourg kentinde toplandı. Üç gün süren toplantıda Komite, Asrın Hukuk Bürosu ile Özgürlük İçin Hukukçular DerneÄŸi (ÖHD), Toplum ve Hukuk AraÅŸtırmaları Vakfı (TOHAV), İnsan Hakları DerneÄŸi (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın (TİHV), AİHM’in PKK Lideri Abdullah Öcalan ile tutsaklar Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan ile ilgili yaptığı baÅŸvuruyu da görüÅŸtü. Toplantı kararlarını açıklayan Komite, Türkiye’deki “Öcalan-2” kararına halihazırda indirilemez ve inceleme imkanı olmayan müebbet hapis cezasına çarptırılmış olup tutuklu bulunan kiÅŸilerin sayısı hakkında bilgi istedi. Komite, Türkiye’deki yetkilileri, genel tedbirlerin uygulanmasında kaydedilen ilerleme hakkında en geç 2022 Eylül ayı sonuna kadar bilgi sunmaya davet etti.
Bakanlar Komitesi’nin gecikmiÅŸ biçimde olsa da Türkiye’deki ağırlaÅŸtırılmış müebbet hapis cezasının Avrupa Konseyi ceza hukuku normlarına aykırı olduÄŸunu ifade eden kararıyla ilgili dün yazılı bir açıklama yapan KCK Yürütme Konseyi EÅŸbaÅŸkanlığı, Türkiye’ye bir yıl daha zaman tanımalarını eleÅŸtirdi. Sıra Kürtlere geldiÄŸinde Avrupa’nın da kendi yasa ve kararlarını yerinde ve zamanında uygulamadığının görüldüÄŸünü kaydeden EÅŸbaÅŸkanlık, demokrasi ve hukuktan söz eden Avrupa’nın bu konuda ciddi bir zaaf içinde olduÄŸunu belrtti.
Karar gelecek için olumlu
GecikmiÅŸ de olsa, hala zamana da yayılsa Bakanlar Komitesi’nin kararının gelecek açısından olumlu sonuçları olacağını belirten EÅŸbaÅŸkanlık, ÅŸöyle devam etti: „Türkiye’de idamın kalkması nasıl ki Rêber Apo’ya yönelik idam kararından sonra gerçekleÅŸtiyse ağırlaÅŸtırılmış müebbet hapsin kaldırılması da Rêber Apo’nun fiziki özgürlüÄŸü mücadelesi sonucu olacaktır. Bakanlar Komitesi’ni böyle bir karar almaya zorlayan Kürt halkı ve dostlarının mücadelesidir. İmralı’daki ağır tecrit sisteminin sorumlularının başında Avrupa Konseyi geliyor. BaÅŸtan beri buradaki hukuksuzluÄŸun ve iÅŸkence düzeninin farkındadır. Nitekim Avrupa Konseyi’nin bir kurumu olan CPT, üç yıl önce İmralı’daki tecridin iÅŸkence olduÄŸunu kabul etti, kaldırılmasını istedi. Türk devleti, Avrupa’nın oportünist tutumunu bildiÄŸinden ağır tecridi kaldırmadı. Avrupa Konseyi, Rêber Apo’ya verilen ağır müebbet hapsin Avrupa yasalarına uymadığını 3 yıl önce CPT üzerinden Türkiye’ye iletmesine raÄŸmen daha yeni gündeme alıp yeterli etkide olmayan bir karar verdi. İmralı’daki ağır tecrit ağırlaÅŸtırılmış müebbet cezasının bir parçası ve sonucu olarak uygulanmasına raÄŸmen bu konuda açık bir tutum ortaya koymadı. Bu nedenle alınan karar baÅŸta Kürt halkı olmak üzere Kürt dostları, demokrasi güçleri ve hukuk kurumları tarafından yetersiz bulundu.
Müebbetin kaldırılması için
Karar yetersiz olsa da Bakanlar Komitesi’nin aldığı kararın takipçisi olmak ve müebbet hapis cezasının bir an önce kaldırılması için sorumluluÄŸunu yerine getirmesini saÄŸlamak gerekir. Bakanlar Komitesi’nin kararı gecikmiÅŸ de olsa bu karar müebbet hapsin kaldırılması için bir adım olduÄŸu gibi tecridin sürdürülmesini daha da zorlaÅŸtıracak. Kürt halkının mücadelesi Türk devletinin faÅŸist ve demokratik olmayan karakterini o kadar teÅŸhir ediyor ki, faÅŸist rejimin yüzündeki tüm özel savaÅŸ maskeleri bir bir düÅŸüyor. Özgürlük mücadelemiz içeride Türk devletini zayıflatıp teÅŸhir ettiÄŸi gibi dış dünyada da teÅŸhir edip zayıflatıyor ve sonunu yakınlaÅŸtırıyor.
Özgürlük güncel bir gerçeklik
Rêber Apo’nun fiziki özgürlüÄŸü doÄŸrultusunda yürütülen mücadelenin yarattığı geliÅŸmeler, Bakanlar Komitesi’nin aldığı kararla birlikte düÅŸünüldüÄŸünde komplonun 24. yılı Rêber Apo’nun özgürlüÄŸü yolunda önemli sonuçlar doÄŸuracak; Rêber Apo’nun özgürlüÄŸünü güncel bir gerçeklik haline getirecektir. Zaten halkımız, dostları ve dünya demokrasi güçleri de artık Önderlik ile buluÅŸmak istiyor; özgürlüÄŸünün zamanı geldi, diyor.
Hukuk mücadelesi de sürdürülmeli
Halkımız ve dostları, Rêber Apo’nun fiziki özgürlüÄŸü için mücadele ederken hukuk mücadelesini de sürdürmeli. Bakanlar Komitesi’nin aldığı karar, Rêber Apo’nun fiziki özgürlüÄŸünün saÄŸlanması için verilen mücadele ile hukuk mücadelesinin birleÅŸik bir baÅŸarısıdır. Bu açıdan 24. komplo yılında her iki yönlü mücadele yürütülerek Kürt halkının özgürlüÄŸü ile Rêber Apo’nun özgürlüÄŸünü saÄŸlama mücadelesi boyutlandırılmalı.”