Türk anneleri'de elini taşın altına koymalı

Kadın Haberleri —

Adalet Nöbeti, İstanbul

Adalet Nöbeti, İstanbul

  • Cezaevlerindeki tecrit politikalarının son bulması için Tokat’tan İstanbul’a gelerek Adalet Nöbeti’ne katılan Saliç İnan, “Türk anneleri de barış isterse bu sorun çözülür. İstemezlerse olan bizim çocuklarımıza olur. Ne devlete ne de yandaşlarına hiçbir şey olur. Türk anneleri de elini taşın altına koymalı” dedi.

İpek Çakan ve Saliç İnan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununa demokratik çözüm talebiyle başlatılan “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa çözüm” kampanyasına katılan kadınlardan.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Esenyurt İlçe Örgütü binasında 62’nci gününe giren nöbet eylemine katılan Çakan ve İnan’ın burada olma nedeni annelerin her koşulda barışta ısrarcı olduklarını bir kez daha hatırlatıyor.

İstanbul’da 13 Aralık 2023 tarihinde başlatılan Adalet Nöbeti’ne ilk gün katılan İpek Çakan, devlet baskıları nedeniyle Kurdistan’dan göç etti. 1993 yılında Bedlîs’in Xîzan (Hizan) ilçesine bağlı Wasten köyünden önce Tatvan’a, bir yıl sonra ise İstanbul’a göç etmek zorunda kaldı. 

Göç ettirdiği Kürdü rahat bırakmadı

MA’dan Esra Solin Dal’a konuşan İpek Çakan, devletin baskılarından gittikleri İstanbul’da bu kez ötekileştirmenin farklı bir boyutuyla karşılaştıklarını anlatıyor.

“Ev sahipleri ve etrafımızdaki insanlar, ‘Oraları bozdunuz, burayı da bozacaksınız’ diyerek ev vermiyorlardı. Türkçe bilmediğimiz için her yerde ötekileştirildik. Sürekli takip ediliyorduk. Evimiz hep gözlem altındaydı, ev baskınları yapılıyordu. Baskılar burada da sürdü. Kısa bir süre sonra eşimi kaybettim, üç çocuğumla bugüne kadar yaşam mücadelesi verdim. Bazen eve gittiğimde bile takip edildiğimi anlıyorum. Ancak geçmişte bu baskılara boyun eğmedik, bugün de boyun eğmeyip, mücadelemize devam edeceğiz.”

 

İpek Çakan

 

Tüm Kürtler tecrit altında

Öcalan fiziki özgürlüğüne kavuşmadan Kürt halkının özgür olmasının mümkün olmadığını belirten Çakan, “Hiçbir Kürt ‘Evde oturayım kime bana dokunmaz’ diye düşünmesin. Bu doğru bir düşünce değil. İnkara karşı kimliğimizi savunduğumuz için devlet baskı uyguluyor. Abdullah Öcalan, Kürtleri savunduğu için tecrit ediliyor. Aslında O’nun şahsında bütün Kürt halkı tecrit ediliyor” diyor.

Unutmadı, unutmadık

Çakan da her Kürt kadını gibi 15 Şubat’ı “kara bir gün” olarak tanımlıyor ve şöyle devam ediyor: “Abdullah Öcalan’ın ilk gözaltı haberini televizyondan öğrendim. O an dünya başıma yıkıldı, yaşamın daraldığını hissettim. Sadece benim için değil, milyonlarca Kürt için 15 Şubat ‘Roja Reş (kara gün)’ olarak ifade ediliyor. Sağ olduğumuz sürece de bu günü böyle anacağız.”

“Devlet her gün anneleri gözaltına alıyor, baskı uyguluyor. Yaşadığımız sürece çocuklarımızın ve önderliğimizin izinde olacağız” sözleriyle annelerin baskılara rağmen geri adım atmadığını anlatan Çakan, tutsakların da aynı şekilde cezaevlerinde var olma mücadelesi verdiğini söylüyor.

Kemiklerimiz hala Kilyos’ta

“Çocuklarımızın kemikleri hala Kilyos Mezarlığı’nda ayaklar altında. Çocuklarımız kimyasallarla katlediliyor, cenazelerimiz kargolarla gönderiliyor. Bu insanlık dışı muameleyi asla kabul etmiyoruz” diyen Çakan, herkese şu çağrıyı yapıyor:

“Barış ve adalet gelmediği sürece alanlarda olmaya devam edeceğiz. Sadece kendimiz için adalet istemiyoruz herkes için istiyoruz. Herkesin gelip Adalet Nöbeti’ne güç vermesi gerekiyor. Barış ve adalet talep eden annelere çağrıda bulunuyorum; gelin hep beraber barışı ve adaleti inşa edelim.”

 

Saliç İnan

 

Tecride karşı buradayım

Tokat’tan İstanbul’a Adalet Nöbeti’ne katılmak için gelen tutsak yakını Saliç İnan ise Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün savaşın son bulması anlamına geldiğini söylüyor.

57 yaşındaki İnan, eyleme katılma nedenini şöyle anlatıyor: “Her halkın ana dilini, kimliğini yaşama hakkı olduğu gibi Kürt halkının da böyle bir hakkı var. Bunun mücadelesini sürdürdükleri için bugün on binlerce Kürt cezaevinde. Cezaevlerindeki tecrit politikalarının son bulması için ben de burada bulunmak istedim.”

Olan annelere olur, devlete değil

“Türk anneleri de barış isterse bu sorun çözülür” diyen İnan, Türk annelere şu çağrıyı yapıyor:

“Türk olabilirim fakat barış ve adalet herkes için lazım. Her zaman ezilen halkın yanındayım. Bütün Kürt annelerinin mücadele ettiği gibi Türk annelerinin de mücadele etmesini istiyorum. Her iki tarafında çocukları ölmesin. Eğer Türk anneleri de barış isterse bu sorun çözülür. İstemezlerse olan bizim çocuklarımıza olur. Ne devlete ne de devletin yandaşlarına hiçbir şey olur. Bu yüzden Türk anneleri de elini taşın altına koymalı.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.