Türk devleti kadar SUÇLULAR

  • PKK Yürütme Komitesi, 22 yıldır İmralı işkence ve tecrit sisteminin ardındaki esas gücün, ABD ve Avrupa Konseyi olduğunu belirtti. Komite, ”Türk devletinin Kürt halkı üzerinde yürüttüğü bütün faşist, sömürgeci ve soykırımcı saldırı ve katliamların suç ortağı konumundadırlar” dedi.

 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan şahsında Kürdistan halkını hedef alan ve 9 Ekim 1998’de başlatılan Uluslararası Komplo’nun, küresel sermaye sistemi adına ABD öncülüğünde geliştirildiğini hatırlatan PKK Yürütme Komitesi, 22 yıldır da İmralı işkence ve tecrit sisteminin ardındaki esas gücün, ABD ve Avrupa Konseyi olduğunu belirtti. Türk iktidarının, faşizmi katmerleştirerek Kürt soykırımını sürdürdüğüne dikkat çeken PKK Yürütme komitesi, ”Başta Kürtler ve kadınlar olmak üzere Türkiye halklarının kurtuluşu ve insanlığın selameti açısından AKP-MHP faşist diktatörlüğünün yıkılması zorunlu hale gelmiştir” dedi.

PKK Yürütme Komitesi, 9 Ekim 1998’de başlatılan ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın imhasını; Kürt soykırımının tamamlanmasını hedefleyen Uluslararası Komplo’nun ve buna karşı Kürt özgürlük direnişinin 22. yıl dönümü vesilesiyle yazılı bir açıklama yaptı. Komplonun, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın imhası temelinde PKK’nin tasfiye edilmesini ve buna dayanılarak da Kürt soykırımının sonuca götürülmesini hedeflediğini belirten Komite, ”Yani Kürt sorununun demokratik çözümüne, Kürt halkının özgürlüğüne, Türkiye’nin ve Ortadoğu’nun demokratikleştirilmesine karşıdır ve bunlara karşı komplocu bir saldırı olmaktadır” dedi. Komployu, küresel sermaye sistemi adına dönemin ABD yönetiminin planlayıp hayata geçirdiğinin kaydeden Komite, 22 yıldır da İmralı işkence ve tecrit sisteminin ardındaki esas gücün, ABD ve Avrupa Konseyi olduğunu belirtti. Günümüzde de bir kara leke konumunda olan İmralı sistemini hala ayakta tutan bu güçlerin, Kürt özgürlüğüne, Türkiye ve Ortadoğu’nun demokratikleşmesine karşı olduklarını vurgulayan Komite, şöyle devam etti: ”Türk devletinin Kürt halkı üzerinde yürüttüğü bütün faşist, sömürgeci ve soykırımcı saldırı ve katliamların suç ortağı konumundadırlar. Bu güçlere çağrımız; bir insanlık suçu olan Kürt soykırımı zihniyet ve siyasetinden, dolayısıyla komployu devam ettirmekten, Önder Apo’ya ve PKK’ye bu tarz düşmanlıktan vazgeçmeleridir. Önder Apo ve PKK ile aralarındaki düşünce ve siyaset karşıtlığını demokratik mücadele yöntemleriyle yürütme gücünü ve tutumunu gösterebilmeleridir.”

Gardiyan, tetikçidir de

Komplo sürecinin gardiyanı olan Türk devletinin, bugün İmralı işkence ve tecrit sistemini sürdürme sürecinin de adeta tetikçisi konumuna getirildiğini ifade eden Komite, İttihat ve Terakki yönetiminin ve 12 Eylül darbe rejiminin günümüzdeki devamı olan Turancı ve Kızıl Elmacı AKP-MHP faşist diktatörlüğünün de bunu sürdürdüğünü belirtti. Komite, ”Başta Kürtler ve kadınlar olmak üzere Türkiye halklarının kurtuluşu ve insanlığın selameti açısından AKP-MHP faşist diktatörlüğünün yıkılması zorunlu hale gelmiştir” dedi.

Büyük bedel, büyük kazanımlar

Öcalan ve PKK öncülüğünde komploya karşı 22 yıllık mücadele sürecinde 20 binden fazla şehit verilerek, büyük gelişmelere ve kazanımlara yol açıldığını; komplo planlamasının parçalanarak başarısız kılındığını hatırlatan Komite, açıklamasını özetle şöyle sürdürdü: ”Dönemin önderliğini her zamankinden daha fazla yapan Önder Apo, İmralı işkence ve tecrit sistemi altında fiili direnişe öncülük ettiği gibi, geliştirdiği savunmalarla da Özgürlük Hareketimizin kendini yenilemesinin, Kürt halkının ve tüm ezilenlerin kurtuluşunun yolunu göstermiştir. Gerçekleştirdiği paradigma değişimiyle PKK’yi iktidarcı ve devletçi bir parti olmaktan çıkartarak, ekolojik, kadın özgürlükçü ve demokratik toplumcu bir parti haline getirmiştir. Özgür birey ve demokratik komüne dayalı demokratik özerklik ve demokratik konfederalizm çözüm projesi ile tüm toplumsal sorunların çözüm yolunu ortaya çıkarmış ve böylece kendini tüm ezilenlerin önderi haline getirerek evrenselleştirmiştir. Geçen 22 yıllık büyük mücadele içerisinde başta kadın özgürlük devrimimizin ve DAİŞ’e karşı Rojava özgürlük devriminin etkisiyle Kürdistan Özgürlük Hareketimiz tüm dünyaya yayılmış, bütün dünyada kadınların, gençlerin ve emekçilerin desteğini alan bir hareket haline gelmiştir.”

Mutlak özgürlük ve kazanma

Şimdi Kürdistan Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı olarak komploya karşı mücadelenin 23. yılına ‘Tecride, İşgale, Faşizme Son! Özgürlüğü Sağlama Zamanı!’ direniş hamlesiyle girildiğine işaret eden Komite, şunları kaydetti: ”Hareketimizin geliştirdiği özgürlük hamlesi her şeyden fazla uluslararası komplonun sembolü olan İmralı işkence ve tecrit sistemini yıkmayı hedefliyor ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğüne kavuşmasını amaçlıyor. Dört parça Kürdistan’da ve dünyanın dört bir yanında geliştirdiğimiz özgürlük eylemleriyle de bu hedefi başaracağımızı net bir biçimde ortaya koyuyoruz. Bu temelde bir kez daha başta kadınlar ve gençler olmak üzere tüm halkımızı ve dostlarımızı ‘Şimdi Özgürlüğü Sağlama Zamanı’ hamlemize daha güçlü katılmaya, 22. yıl dönümünde 9 Ekim komplosunu daha güçlü protesto etmeye, 10 Ekim’de ‘Önder Apo’ya Özgürlük Günü’ eylemlerine her alanda çok daha güçlü bir biçimde katılmaya ve özgürlüğü mutlaka kazanmaya çağırıyoruz!”  BEHDİNAN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.