Türkiye ihlallerde sınır tanımadı

Dünya Haberleri —

Amnesty İnternational

Amnesty İnternational

  • Uluslararası Af Örgütü 2022/23 yılı ”Dünyada İnsan Haklarının Durumu" raporunda Türkiye’nin kadın hakları başta olmak üzere bir çok konuda hızla gerilediğine dikkat çekti. Batı'nın mülteciler konusundaki duruşu için ise "ikiyüzlülük" tanımını kullandı. 

Uluslararası Af Örgütü dünya genelinde insan haklarının durumunu mercek altına aldığı yıllık raporunu yayımladı. Rusya Ukrayna savaşına geniş yer verilen raporda, sayısız savaş suçuna dikkat çekilirken savaşın, küresel bir enerji ve gıda krizini beraberinde getirdiği kaleme alındı. Raporun Türkiye bölümünde, "insan hakları krizine ek olarak milyonlarca kişi için yaşam maliyeti krizinin derinleştiği" tespiti yer aldı.
Bu yılki rapor, 75 yıl önce İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'nin yayınlandığı Paris'teki Palais de Chaillot seçildi. Örgüt, "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 75. yılında, kurallara dayalı bir uluslararası sistemin insan haklarını temel alması ve her yerde, herkes için geçerli olması gerektiğini" vurguladı.

İç karartan bir tablo
Raporda, Türkiye'de ifade özgürlüğü ve gösteri ve yürüyüş haklarının bu yıl da en önemli sorun olduğu, 2022'de tüm bu sorunlara bir de yüksek enflasyon ve yoksulluğun eklendiği belirtildi. Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, Türkiye'de ifade özgürlüğünün yanı sıra, muhaliflerin bastırılması, gösteri yapma hakkı ve kadın haklarında da gerilemeler yaşandığını belirtti.
Af Örgütü 2022 yıllı raporunda, Batılı devletler de sert eleştirilerek, Ukraynalı mültecilere gösterilen tepkinin, diğer mültecilere gösterilmemesi kınandı. Af Örgütü raporunda, "Ukrayna'nın işgali; Kremlin’in saldırılarına güçlü bir şekilde yanıt verilirken, diğer ülkelerde işlenen ciddi ihlallere göz yuman veya bunlarda suç ortağı olan Batılı devletlerin ikiyüzlülüğünü gözler önüne serdi" ifadesine yer verildi.
Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, "Uluslararası toplumun, Ukrayna’ya saldıran Rusya'ya verdiği güçlü tepki, İsrail, Suudi Arabistan, Çin ve Mısır gibi bazı müttefikler tarafından işlenen ciddi ihlaller karşısında somut adımlar atmamasıyla keskin bir tezat oluşturuyor. Bunun son bulması şart" dedi.
156 ülkenin incelendiği 509 sayfalık raporda, insan haklarına yönelik uygulanan çifte standartların altı çiziliyor ve uluslararası toplumun, "tutarlı bir şekilde uygulanan insan hakları ve evrensel değerler etrafında birleşemediğine" dikkat çekiliyor. Dünya genelinde devletlerin ülke içinde hakları korumak ve gözetmekte başarısız olduğu, bunun yanı sıra kadın hakları ve protesto özgürlüğünün de 2022'de tehlike altına girdiği vurgulanıyor.

Baskı furyasında yargının rolü
Genel Sekreter Callamard VOA’ya verdiği mülakatta, 2022 yılının, ifade özgürlüğü, gösteri özgürlüğü ve kadın haklarının bastırılması alanında başka bir aşamaya geçilen, sert bir yıl olduğunu söyledi. Callamard, "Geçtiğimiz yılda gösteriler şiddetle bastırıldı. İnceleme yaptığımız 156 ülkeden, en az 58'i illegal yollarla güç kullandı. En az 20 ülkede, göstericilere baskıya, bir de yargı baskısı eklendi. En az 30 ülkede aşırı güç kullanımı nedeniyle göstericiler yaşamını yitirdi. Maalesef, Fransa da buna dahil. Bu genel bir gerçek, bu durumdan kaçan, farklı olan bir ülke yok. Durum gerçekten çok olumsuz. Üstüne bir de ekonomik ve sosyal haklardaki gerileme eklenince, yaşam seviyesi de dünyada geriledi. Zenginler hariç tabi" diye konuştu.

Türkiye’de insan hakları krizi derinleşti
Raporda, Türkiye için, "Süren insan hakları krizine ek olarak, milyonlarca kişi için yaşam maliyeti krizinin derinleştiği ülke" tanımı yapılan raporda, Türkiye raporlarının artık değişmeyen başlığı "düşünce ve ifade özgürlüğü" konusuna da geniş yer veriliyor. Türkiye, ifade, toplanma özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, cezasızlık, insan hakları savunucularına baskı, ayrımcılık, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, mültecilerin ve göçmenlerin hakları, işkence ve diğer türde kötü muamele alt başlıklarıyla şu ifadelere yer verildi:
"2022’de insan hakları savunucuları, gazeteciler, muhalif siyasetçiler ve diğerleri hakkında temelsiz soruşturmalar, yargılamalar ve mahkumiyet kararları devam etti. Parlamento, mevcut yasalarda çevrimiçi ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayan sert değişiklikler (dezenformasyon yasası) yaptı. Polis, birçok ilde yasaklanan Onur Yürüyüşlerine katılan yüzlerce kişiyi hukuka aykırı güç kullanarak gözaltına aldı ve barışçıl toplanma hakkı ciddi şekilde kısıtlanmaya devam etti. Danıştay, 2021 tarihli İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararını bozmayı reddetti." PARİS

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.