Türkiye iki Recep’e kaldı!

Forum Haberleri —

❏

  • Türkiye Cumhuriyeti Devleti kala kala iki Recep’e kaldı. Bu Recep’ler yeni Türkiye’nin, yani Türk tipi başkanlık sisteminin resmidir. Böyle bir ülkede yaşayan toplumdan sağlıklı bir toplumun çıkması zordur. Siyasete ve sanatta tükenmişliğin izahatıdır. Faşist diktatörlükler toplumları rahat yönetmenin en önemli araçlardan biri de sanat olduğu unutulmamalıdır.

RAUF KARAKOÇAN

Türkiye’nin siyasi kaderi tek adamın elinde can çekişir hale geldi. Sadece siyasi kaderi değil, hemen her alanda çok ciddi yapısal sorunlar yaşayan Türkiye’nin kaderi de bir diktatörün keyfi idaresine kalmıştır. Türkiye’nin dizginlerini ele geçirmiş ve istediği yöne doğru eğip büküyor, iki dudağı arasında çıkan her zırva anında kanun haline geliyor. Yalanlarıyla algılar yaratarak toplumsal dayanağını sürdürmeye çalışıyor. AKP’nin şefi Recep T. Erdoğan, Türkiye’yi içler acısı bir duruma getirmesine rağmen, toplumdan hala destek buluyorsa, toplumun içine düştüğü kötü durumun da bir göstergesidir. Faşist bir idarenin ve diktatör bir liderin arkasında koyun gibi yürüyen toplum aslında çürümüş bir toplumdur. Ahlaki çöküntü görünenden ve bilinenden daha da fazladır, toplumsal yaşamın gözeneklerine derinden nüfuz etmiştir. Toplumsallık dağıtılmış, refleksi ölmüş ve dokusu bozulmuştur. Kendisine kötülük yapan AKP-MHP faşist rejimin arkasından giden toplum, boynunu bıçağa uzatan koyundan farkı kalmamıştır.

AKP şefi diktatör Recep T. Erdoğan, 18 yıldır sırtına bindiği bu topluma at gözlüğü takıp dörtnala koşturmuş ve canından bezdirip yılki atı gibi ortada bırakmıştır. Mecalsiz bırakılan toplum diktatörlüğün dayanağı haline gelmiştir. Direnç gösteren muhalif kesimleri hizaya getirmek için de akıl almaz taktikler geliştirmektedir. Kötülük üretmek için özel yetenek isteyen işlere imza atmaktadırlar. En son Baroların yapısını değiştirerek çoklu Baro sistemiyle savunmanın direncini ve örgütlü yapısını dağıtmak istiyor. Acaba sıra hangi yasal düzenlemeye gelecek acaba? Eşeğin aklına karpuz kabuğu getirmiş gibi olacak ama yine de söyleyelim. Kamuoyu yoklamalarına göre AKP-MHP faşist rejiminin desteği erimekte ve her geçen gün kan kaybetmektedir. Henüz meclis çoğunluğu elindeyken seçime ihtiyaç duymadan iktidarda kalmanın yasal düzenlemeleri yapmaları beklenmelidir. Çünkü bu faşist iktidardan her şey beklenir. “Ülkenin kaderi bizim kaderimiz, bizim kaderimiz de ülkenin kaderine bağlıdır” diyen bir diktatörün kendisinden başka kimseye iktidarı kaptırmayacağı bilinmelidir.

Birinci Recep hemen her gün bütün yandaş medyanın en fazla ekrana taşıdığı figürdür, yani Türkiye’nin ve bölgenin başına musallat olmuş diktatör Recep T. Erdoğan olurken, bir diğer figür de adına “sanatçı” denecekse “sinema sanatçısı” Recep İvedik’tir. Neden Recep İvedik? Çünkü; çirkinlikleri sanat diye toplumun önüne koyarak (hatta kanıksatan) ahlaki ve kültürel yozlaşmayı meslek edinmiş biridir. Yaptığı filmlerin hiç bir sanatsal-kültürel, etik-estetik değeri olmamasına rağmen en fazla izlenen ve izlenme rekorları kırdığı söylenmektedir. Yaratılan ve topluma yedirilen tip Recep İvedik tipi olmaktadır. Maymun-İnsan arası kırma bir tipin filmleri Türkiye toplumunda izlenme rekorları kırıyorsa, bu toplumun aklında bir sorun var demektir. Recep İvedik tipi ancak ve ancak ruh sağlığı bozulmuş toplumda ilgi görebilir. Toplumun gerçek sanatçılarını kenara kıyıya iterek, değersizleştirerek bu topluma yol aldırıyorlar. Toplumun ve sanatın ne hale geldiğini tarif etmek gerçekten de zorlaşmaktadır.

Değerli sanatçı Kadir İnanır’a “yanlış yapıyorsun efendi” diye çıkışan, İçişleri Sakanı Süleyman Soylu’nun Türkiye’sinde olsa olsa Recep İvedik’ler çıkar. Sanat devi Metin Akpınar’ı Cumhurbaşkanına hakaretten mahkemeye çağıran bir ülkede sanata da sanatçıya da bu iktidarın saygısı bitmiştir. 12 Eylül faşist darbesinin ardından geliştirilen erotik sinema furyası ile toplum nasıl bilinçli bir şekilde yozlaştırıldı ve düşürüldüyse, benzeri bir durum da AKP iktidarı döneminde yaşanmaktadır. Maymunsu tiplemeler ile ne ediği beli olmayan saçma sapan dizilerle toplumun akıl ve ruh sağlığı bozulmaktadır. Çekilen dizi filmlerin ağırlıklı kesimi, çok bilinçli bir şeklide faşist iktidarın propaganda aracı haline geldiğini özellikle vurgulamak gerekir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kala kala iki Recep’e kaldı. Bu Recep’ler yeni Türkiye’nin, yani Türk tipi başkanlık sisteminin resmidir. Böyle bir ülkede yaşayan toplumdan sağlıklı bir toplumun çıkması zordur. Siyasete ve sanatta tükenmişliğin izahatıdır. Faşist diktatörlükler toplumları rahat yönetmenin en önemli araçlardan biri de sanat olduğu unutulmamalıdır.

İşte, günümüzde Recep İvedik tarzı icra edilen sanat, devletin yürüttüğü özel savaşın bir parçasıdır. Beyinleri uyuşturuyor, toplumu oyalıyor ve düşünemez hale getiriyor. Sanat ve siyaset, Recep T. Erdoğan ile Recep İvedik kişiliğinde buluşmuştur, vatana millete hayırlı olsun. İkisinin resimleri yan yana devlet dairelerinin duvarlarını süslese itirazımız olmaz, şimdiki Türkiye’ye oldukça da yakışır. Ama velakin, birbirlerini besleyen bu iki kişilikten, bunların temsil ettiği siyasetten ve sanattan, topluma hayır gelmez. Vah Türkiye’nin haline, vah ki vah.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.