Türkiye inkarı tercih ediyor

Raziye Öztürk
- Asrın Hukuk Bürosu'ndan Raziye Öztürk, Türkiye’nin sunduğu 'eylem planları'nın somut adımlar içermediğini; hukuki bir çözüm değil, bir tür inkar biçimi olduğunu söyledi.
Rêber Apo'nun avukatlarından Raziye Öztürk, hem Bakanlar Komitesi hem de Türkiye açısından bu aşamaya kadar son derece başarısız bir pratik sergilendiğini belirtti. Türkiye’de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına ilişkin yapılan yasal düzenlemelerin Avrupa Konseyi standartlarına aykırı olduğunu kaydeden Raziye Öztürk, bu düzenlemelerin diğer politik tutsaklar açısından da tahliye imkânını ortadan kaldırdığını söyledi. Türk hükümetinin AİHM’in 'umut hakkı' kararını uygulamak yerine görmezden geldiğini belirten Raziye Öztürk, 'umut hakkı'nı temel alan reformların ve yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini kaydetti.
Bakanlar Komitesi’nin 2014’te verilen kararı yıllarca gündemine almadığını hatırlatan Raziye Öztürk, bu tutumun işkence yasağını ihlal ettiğini söyledi. Öztürk, Komite’nin bu dosyada siyasi etki altında kaldığını savunarak, şöyle devam etti: "Bakanlar Komitesi'nin buradaki tavrı politikti. Türkiye'nin tavrı da politikti. Bakanlar Komitesi maalesef siyasi etki altındaydı ve bunu gerçekleştirmedi. Bakanlar Komitesi'nin gündemine girdikten sonra da etkili yaptırımlar uygulanmadı. Mesela üç ayda bir toplanma imkanları varken, bir yıl sonraya ötelediler ve bu durumu sadece ifade etmekle yetindiler, süre verdiler. Halbuki işkence olarak ifade edilen bir durum için süre verilmesi kabul edilemezdi.”
Sürecin sağlıklı işlemesi
Demokratikleşme ve barış süreci bağlamında Rêber Apo’nun temel bir muhatap olduğunu anımsatan Raziye Öztürk, "Sayın Öcalan’ın serbest bırakılması bu sürecin de bir gereği. Demokratik siyaset alanından, hukukun geliştirilmesinden ve demokratikleşme adımlarından bahsediyoruz; taleplerimiz bu yönlü. Dolayısıyla bunun gereklilikleri var. Sayın Öcalan'ın demokratik çözüm ile barış konusunda temel muhatap olduğu kabul edildi. Bunun çerçevesinde birtakım görüşmeler gerçekleştiriliyor. Sayın Öcalan'ın bu süreci doğru ve sağlıklı bir şekilde yürütebilmesi için fiziken de özgür olması gerekiyor. Muhataplarına istediği vakitte ulaşabilmesi ve koşullarının sağlanmış olması gerekiyor. Bu anlamıyla önemli bir adım olacağı kanaatindeyiz.”
Görmezden gelinen planlar
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararına rağmen Türkiye’nin sunduğu eylem planlarının somut adımlar içermediğini belirten Raziye Öztürk, bu planların hukuki bir çözüm değil, bir tür inkâr biçimi, görmezden gelme olduğunu ifade etti. Kürt halkının ve barıştan yana olan kesimlerin hukukun uygulanması ve siyasi liderlerinin özgürlüğü yönündeki taleplerini hatırlatan Raziye Öztürk, bu seslerin görmezden gelinmemesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye'nin lehine olur
Türkiye’nin demokratik entegrasyon sürecinde ilerleyebilmesi için ayrımcı yasal düzenlemelerin kaldırılması gerektiğini belirten Raziye Öztürk, AİHM kararlarına uyumun bu sürecin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı. DEM Parti ve hukukçuların hazırladığı yasa taslaklarının Meclis’te oylanmasının zor bir işlem olmadığına da dikkat çeken Raziye Öztürk, bu düzenlemelerin hayata geçirilmesinin Türkiye’nin lehine olacağını ifade etti.









