Tutsak kızı için Amed’e taşındı

Dilek Baykan

Dilek Baykan

  • Tutsak olan kızı için Ankara’dan Amed’e taşınan Dilek Baykan, ”Biz ayakkabı kutularıyla para çalmadık. Onu bunu da dolandırmadık. Çocuğum neredeyse ben oradayım” dedi.
  • Adalet Nöbeti’nin nöbetinin haklı bir eylem olduğunu ve tutsakların yanında durduklarını belirten tutsak annesi Dilek Baykan, adalet ve özgürlük istediklerini söyledi.

Türk cezaevlerindeki PKK ve PAJK’lı tutsakların, ‘Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm” kampanyası kapsamında 27 Kasım’da başlattığı dönüşümlü açlık grevi 17. gününde. Tutsak aileleri tarafından kurulan derneklerce Wan, Amed, Adana ve Mersin’de de “Adalet Nöbeti” eylemi sürdürülüyor. Aileler ve destekleyen kurumlar, tutsakların taleplerinin kabul edilmesi için seslerini duyurma çabasında.

Tutuklu Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) öncülüğünde Amed’de süren nöbet eyleminde yer alanlardan biri, Diyarbakır T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalan ve 18 aydır tekli hücrede tutulan Seda Baykan’ın annesi Dilek Baykan. Bursa E Tipi Kapalı Cezaevi’nde görevli gardiyanları taşıyan servis aracına 20 Nisan 2022’de düzenlenen saldırıyla ilgili tutuklanan Seda Baykan, bir süre sonra Bursa’dan Amed’deki cezaevine sürgün edildi. Bunun üzerine ailesi de, kızlarıyla görüşebilmek için Ankara’daki evlerini Amed’e taşıdı.

Cezası kesinleşmeden

MA’dan Eylem Akdağ’a konuşan Dilek Baykan, kızının bombalı saldırıyla suçlandığını ama tığ tutmayı bile bilmeyen kızının bomba yapamayacağını belirterek, Bursa’dan Amed’e sürgün edildiğinde kendilerine ve avukatlarına haber verilmediğini söyledi. Baykan, “Onu tekli hücreye koydular. Şimdi bile havalandırmaya çıkınca resmen kaçacak gibi peşinde insanlar duruyormuş. Benim kızımın cezası kesinleşmeden böyle yaptılar. Kimseyi yanına yanaştırmıyorlar. Doktora doğru dürüst götürmüyorlar, havalandırmaya canları isterse çıkartıyorlar, mektupları canları isterse veriyorlar.” 

Çocuğum neredeyse oradayım

Kızı için Ankara’dan Amed’e taşındığını söyleyen Baykan, “Çocuğum için kiraya geldim. Evim rutubetli ama hiç umurumda değil. Benim çocuğum neredeyse ben de oradayım. Polisler bana tren garında illa ‘gideceksin, gideceksin’ dediler. ‘Gitmiyorum’ dedim. Biz ayakkabı kutularıyla para çalmadık. Onu bunu da dolandırmadık. Çocuğum neredeyse ben oradayım. Ev bulamazsam çadır kurarım. Ben çocuğumun arkasındayım. Kızım önceden çalışıyordu. ‘Gezi eylemlerine katılıyor’ diye böyle davranıldı” diye konuştu. 

 

 

Bir hafta kendime gelemiyorum

Başlatılan Adalet Nöbeti’ni desteklediğini belirten Baykan, şunları söyledi: “Annelerin eylemlerine hak veriyorum. Çocuklarımız limon gibi sararmışlar, anneleri olarak nasıl yemek yiyelim. Ben de kızımı görünce bir hafta kendime gelemiyorum. Kızım ve bütün tutsaklar için özgürlük ve adalet istiyorum. Hepimiz insanız. İnsana insanca davransınlar. Hırsızlar her gün görüntülü arayabiliyor ama bizimkiler haftada bir gün 10 dakika arayabiliyor. Bazen o 10 dakikayı bile bulmuyor. Bu hafta içinde hiç görüşemedim bile. Çoraplarımıza kadar çıkarttırıyorlar. Resmen ıstırap, başka bir şey değil. Başına gelmeyen bilmez. Çocuğumun arkasında, annelerin yanındayım.”

 

 

Elimizden geleni yapacağız

Silivri 9 No’lu Cezaevi’nde tutulan İsa İpekli'nin kardeşi Ali İpekli de dört gün önce kardeşinin ziyaretine gittiğini, kardeşi ile aynı koğuşta bulunan tutsakların dönüşümlü olarak açlık grevine başladıklarını söyledi. İpekli, “Şubat’a kadar Sayın Öcalan'dan haber alınmaz ise tutsaklar çok kararlı bir şekilde süresiz olarak eyleme devam edecektir. Aynı zamanda tutsakların en çok beklentisi dışarıdadır. Biz de aile olarak elimizden gelen her şeyi yapacağız” dedi. Kardeşinin aldığı kararı desteklediğini, kendisinin de geçmişte cezaevine girdiğini ve açlık grevine katıldığını söyleyen İpekli, “Açlık grevi bir tutsağın temel hakkıdır. Tıkanıklığa karşı bedenini ortaya koyarak bir cevap olmaya çalışıyor” dedi. Tecride paralel olarak cezaevlerinde hak ihlallerin artığına dikkat çeken İpekli, “Kardeşim ile aynı koğuşta bulunan iki tutsak 32 yıldır cezaevinde. Bu tutsakların cezaları bitmesine rağmen infazları ertelendi ve ne zaman çıkacakları belli değil. Biz bu süreci görüyoruz ve tanıklık ediyoruz. Bizim kaygımız şudur; geçmiş dönemde yapılan açlık grevlerinde 7 tutsak hayatını kaybetti. Biz yakınları olarak böyle bir facianın tekrar yaşanmasını istemiyoruz. Bu sefer eğer süreç süresiz açlık grevine dönüşürse, onlarca ve yüzlerce tutsak cezaevinde yaşamını yitirir” şeklinde konuştu.

 

 

Yarın çok geç olabilir

Metris R Tipi Cezaevi’ndeki hasta tutsak Erdal Özel’in ablası Kumru Akgül ise “Bugün erken, yarın çok geç olabilir” diyerek, şöyle devam etti: “Cezaevlerinde artık tabutlar çıkmasın. Cezaevinde çocuklarımızı öldürüyorlar, sonra intihar süsü veriyorlar. Hepimiz el ele verirsek kimse önümüzde duramaz.” AMED/İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.