Üç yıl sonra Reco’yu hatırlamak

Dosya Haberleri —

RECO

RECO

  • Anlaşma 18 Ocak 2018’de Türk Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Moskova’da Rus Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov ile yapılan görüşmede deklere edildi.

EMRULLAH BOZTAŞ

Türk devletinin Efrîn’in Reco ilçesini işgal etmek için başlattığı saldırının üzerinden 3 yıl geçti. Kent ve çevresi bu işgal ile nüfusunun yüzde yetmişini kaybetti. On binlerce Recolu Kürt kendilerine ait toprakları terk ederek başka bölgelere göç ettirildi. Kalanlar tarlalarını ekmek, ürünlerini satmak yada başka her hangi bir yere gitmek için haraç vermek zorunda.

Kürtlerin yönetimindeyken bir özgürlük vahası olan ve mülteci akımına uğrayan Reco şimdi ırkçı ve Türkçü zihniyetin gasp, talan ve yıkımının merkezi oldu.

Efrîn’in Kuzey batısında 30 km mesafede zeytin ve meyve tarımı yapılan şirin bir Kürt kasabasıydı Reco. En büyük talihsizliği de Türkiye sınırına 3 kilometre kadar yakın olması oldu.

585 metre rakımda bulunan kireçtaşı bir dağın üzerine kurulu şehir ovaya doğru yumuşak bir eğimle alçalır. Bu yumuşak sehimde 45 köy ve 20 çiftlik bulunuyordu. 2018 yılıda Türk devletinin işgal hareketi öncesinde neredeyse nüfusun yüzde 90'ı Kürt'tü. Türk işgalcilerinin iddialarının aksine şimdi Reco nüfusunun yalnızca yüzde 20’si Kürt ve azalmaya göç etmeye devam ediyor.

Türk ordusu pazar yeri ve kentin merkezi ekmek fırınını hava ve topçu saldırısı ile yıktı. 45 günlük bir direniş ardından Türk ordusu ve çeteleri Reco’ya girdi. Tarih Mart ayının 6. günü 2018’di.

Halklar baharı ile gelen göç

2011 yılında değişim talebi ile Dera’da başlayan sivil gösteriler, uluslararası güçlerin yozlaştırması ve Suriye rejiminin bastırma amaçlı şiddetiyle rotasından saptı. Genel af ile bırakılan İhvancılar (Müslüman Kardeşler örgütü) batılı güçlerin desteği ve Türk iktidarının teşviki ile demokratik talepleri, İslam görünümlü batı yandaşı bir rotaya çekti. Hemen ardından bayraklarında ve söylemlerinde islamı kullanan yüzlerce silahlı örgüt oluştu. İlk ilgilendikleri yer iktidar merkezi Şam ve Suriye’nin diğer büyük kentleri olunca bir süre Kürtler rahat bırakıldı. Suriye ordusu 2012 yılında Efrîn’i boşalttı.

Kürt halkı da PYD öncülüğünde yerel meclisler kurarak yönetimini oluşturdu. Ocak 2014'te kanton, yönetim biçimi olarak ilan edildi. Kantonun savunma gücü Yekîneyen Parastina Gel (YPG) Cephet Ekrad, Devrimciler Ordusu olurken, Asayîş şehirlerde örgütlendi. 

Rusya’nın rejime desteği ile vekalet savaşı fiili güçlerin katıldığı savaşa dönüştü. Dengeler değiştiğinde o güne kadar tutukları kentler ve bölgelerden çıkarılan çeteler, Türk devletinin teşviki ile Kürdistan’ı yeni hedef olarak seçti. 2016 yılı başında çeteler ile savaşan kanton askeri güçleri Şehba ve Til Rıfat'ı kontrol altına aldıktan sonra  Aralık ayında Efrîn, Cezîre ve Kobanê Kantonu yönetimleri Kuzey Suriye Federasyonu’nu ilan etti.

Gasp edilen Suriye petrollerini DAİŞ ile ortak olarak piyasalara süren Türkiye gelişmelere daha fazla tahammül edemeyerek 2016’da Efrîn’e topçu saldırılarına başladı.

Reco, bu dönemde Türk devleti tarafından örgütlendirilen cihadist gurupların saldırılarına karşı bir ön cephe olurken Suriye’nin çatışmalı bölgelerinden gelen sığınmacılara da ev sahipliği yapmaktaydı. Suriye’de krizinin ilk yıllarında Reco'nun nüfusu 22 bini aştı ve halkın Halep şehrinden çıkarılmasının ardından sayı daha da yükseldi.

Tarım toplumu olan ve ekonomisi de buna bağlı olan Reco’nun üzüm bağları, fıstık yetiştiriciliği, her türden tahıl ve sebze üretiminin yanı sıra zeytin başlıca geçim kaynağıydı. Kentte bu tür üretimi destekleyen makine, demircilik, marangozluk ile tamir atölyeleri mevcuttu.

Efrîn kantonunun bir ilçesi olan Reco, Suriye’deki halklar baharı ardından Cihadist ve Selefi gurupların giremediği nadir merkezlerden biriyidi. Halk rejimi çıkardığı gibi kendi öz örgütlülüğünü de oluşturmuş, meclisler şeklinde örgütlenmişti. Nüfus ve demografik yapı olarak yüzde 90’lara ulaşan bir düzeyde Kürt orijinli olan ilçede nüfus çatışmalardan kaçan halkın gelişi ile artış gösterdi.

1100 ev ve 200'den fazla dükkana Türkiye destekli çeteler el koydu. Kent ve çevre köylerde 100.000'den fazla zeytin ağacı, binlerce meyve ağacı ve tarım arazisine el kondu.

İlk kapsamlı saldırı 2017’de

Reco ilçesi ve köyleri coğrafi yakınlıktan kaynaklı ilk elden Türk devletinin bombaladığı yerlerden biri oldu. Efrîn Kanton yönetiminin tutuğu kayıtlara göre Türkiye kaynaklı ilk geniş çaplı topçu saldırısı 26 Nisan 2017’de gerçekleşti. İlçeye bağlı Farfark, Qera Baba ve Heşarka Köprüsü köyleri ağır silahlar ile vurulup havan topları ile bombalandı. Bu bombalama ve saldırılar bir deneme gibiydi.

Tehlikeli tırmanış Türk-Rus anlaşması ile başladı. O güne kadar AKP/MHP rejiminin rüyasında görmediği fikir Rusya’nın Efrîn’i teslim alamayacağını anlamasıyla ortaya çıktı. Baskı ile sonuç alamayan Rusya Efrîn’in hava sahasını Türk savaş uçakları için açtı.

Anlaşma 18 Ocak 2018’de Türk Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Moskova’da Rus Genelkurmay Başkanı Valery Gerasimov ile yapılan görüşmede deklere edildi. O güne kadar gizlice yapılan hava saldırıları resmiyet kazanmış oldu. Ertesi gün Rus ordusu Efrîn’deki üssü terk edip Halep’e kaçtı.

Reco, Efrîn kantonunda Türk saldırganlığı ile karşı karşıya gelinen ilk cepheydi. İlk büyük çaplı saldırı ve çatışma Türk topçusunun bombardımanı ile 17 Ocak 2018 Çarşamba akşamı Qera Baba, Kammareş, Cisir Heşarka köylerine dönük olarak başladı. Ertesi gün hava saldırısı ile devam etti. Hopka köyü ve Reco merkezi Türk savaş uçakları ile bombalandı.

Rojavalı insan hakları örgütlerinin son verileri Efrîn’de Türk devleti ve çeteler tarafından 6885 sivilin kaçırıldığını kaydediyor. Kaçırılan kadın ve erkek sivillerden 3900’ünün ise akıbeti belli değil.

İşgal ve talan

Rusların fiili desteği ve ABD’nin olurunu alan Türk devleti kendisine bağlı çeteler ile saldırıya geçti. Savaş uçakları, saldırı helikopterleri ve topçu birliklerinin kullanıldığı savaşa Çin’in Şincan bölgesinden Suriye’de savaşmak için getirilen Semrekand Tugayı çeteleri de katıldı. Türk devleti savaş için hazırladığı Türk çetelerden Muntasir Billah, Fatih Sultan Mehmet Tugayı, Sultan Murat Tugayı ve Hamza Tümeni çeteleri ile saldırıdı.

Rusya’nın hava sahasını açması ile Efrîn kanton güçlerinin Türk ordusu ve ona bağlı çeteler ile olan denkliği ortadan kalkmış oldu. Türk uçaklarının şubat ayının 5’inde yaptığı hava saldırısında kent ve sivil yerleşim yerleri hedef alındı. Atılan roketler ile birçok ev yıkılırken Kürt Kızılayı, okullar, hastane ve sağlık merkezleri vuruldu. Ertesi gün de devam eden saldırıların bu seferki hedefi okul, camiler ve mezarlık olmuştu.

Reco’nun işgali için Türk devleti ve İslami çeteleri ile başlatılan saldırı Şubat ayının 10’undan sonra şiddetlenerek tüm coğrafyayı kapladı. Kent merkezini de hedef alan bu saldırılarda hem sivil hem de direnen güçlerden şehit düşenler oldu. Türk ordusu pazar yeri ve kentin merkezi ekmek fırınını hava ve topçu saldırısı ile yıktı. 45 günlük bir direniş ardından Türk ordusu ve çeteleri Reco’ya girdi. Tarih Mart ayının 6. günü 2018’di.

İlk günden Türk askerleri ve çeteler talan ve hırsızlığa başladı. Kendine Yeni Osmanlı ve halifenin askerleri misyonu biçen bu şebeke, cinayet ve insan kaçırma fiillerinin dışında evlerdeki kumaşlara varıncaya kadar maddi değerinin olduğunu düşündükleri ne varsa çalmaya başladı.     

Bu işgal ve talan günlerinde Reco’da bir evin duvarına Türk askerleri şu yazıyı yazıp sosyal medya üzerinden paylaşıyordu: “Roma'yı bilmiyorum ama Reco'yu biz yaktık.”

Duvarlardaki itiraf

Bu işgal ve talan günlerinde Reco’da bir evin duvarına Türk askerleri şu yazıyı yazıp sosyal medya üzerinden paylaşıyordu: “Roma'yı bilmiyorum ama Reco'yu biz yaktık.”

Kürt’e dair ne varsa ona düşman olan Türk askerleri kendilerine verilen görevi böylece layıkıyla yerine getirmiş olmanın gururunu dünya kamuoyuna duyurdular. Saldırganlar 20 evi, 6 binayı eski okulu ve Fransız sömürgeciliği döneminde yapılmış eski polis karakolunu da yakıp patlayıcılar ile havaya uçurdu. Bir tek Osmanlının İngilizler önünden kaçarken sığındığı Reco’da karargah binası olarak kullandığı yer ayakta kaldı.

 

Sahte İslam’da haram helal yok 

İşgal kanton yönetiminin teşvik ettiği dört zeytin presini de yok etti. Haci Reşid’in Atamana Yolu'nun girişideki, Osman Mahek'in Moska Yolundaki, Şukri Umaya’ın Mellala yolu üzerindeki, Said Ome, Dr.Aziz Bekir’in Al-Tal yakınında kentin girişine yakın bölgede yaptıkları zeytin işleme tesisleri ve zeytinlikler yok edildi.

Yıkımdan geriye kalan moloz ve demirler de talandan kurtulamadı iş makinaları ile kaldırılan molozun demirleri Türkiye pazarlarına hurda olarak satıldı. Kent merkezinde talanın ve yıkımın uğramadığı her hangi bir yer kalmadı, Elî Qenco’ya ait otomatik fırın ve yaklaşık 50 haneyi kısmen tahrip eden işgalciler buralara el koydu. Eczane ve sağlık merkezleri talan edildi.

Reco yaşadığı yıkım ardından nüfusunun büyük kısmını kaybetti ve demografisi değiştirildi. İdlib, Hama, Humus ve Şam’dan kaçmak zorunda kalan çete aileleri ve Türkiye destekli Türkmen çetelerin aileleri kente yerleştirildi. Kent şimdi Ehrar el-Şarqiye içindeki Dokuzuncu Tümen ile Liwa al-Şemal adlı çete guruplarının kontrolü altında tutuluyor.

Elektirik direkleri, kablolar,  transformatörler, kamuya elektrik sağlayan jeneratörler ve sabit hat şebekelerinin elektrik düzenekleri Türk karaborsasının yeni gözdesi ve Türk asker ailelerine rızık oldu.

Hırsızlık ve gasp

Demografiye müdahale eden Türkiye, işgalden sonra  asker ve çeteleri ile bir hırsızlık ve gasp kampanyasına başladı. İşgal saldırısı sürecinde yaşanan gasp olaylarını katlayan bir şiddet ve tetiş operasyonu zeytin dalı adı altında uluslararası destek ile yapılan kıyımın adı oldu. 

Türk askeri evlerde buldukları günlük gıda ve ihtiyaç maddlerinden, tahıl ve yağ gibi tüketim maddlerini sağ kalan ev halkının gözü önünde silah zoruyla gasp ettiler. Ev eşyaları, mobilyalar ve elektrikli ev aletleri de bu hırsızlık furyasından kurtulamadı. Türk askerinin en çok rağbet ettiği çalıntı mal Türkiye’de bulunmayan bakır mutfak eşyaları oldu.

Talan evlerde çabuk ulaşılabilen malzemenlerin tükenmesi ile sokak ve caddelere ve kırasal alana yayıldı. Elektirik direkleri, kablolar,  transformatörler, kamuya elektrik sağlayan jeneratörler ve sabit hat şebekelerinin elektrik düzenekleri Türk karaborsasının yeni gözdesi ve Türk asker ailelerine rızık oldu.

İşgal edilen bölgedeki çok sayıda araba, kamyonet, kamyon ve traktörün son durağı Hatay, İskenderun ve Antep çalıntı mal pazarı oldu.

En ilginç olan ise çete ailelerinin yerleştirileceleri köylerin de içme suyu pompaları ve ekipmanın sökülüp satılmasıydı. Tüm malzemesi ile birlikte sökülüp çalınan ilk su pompa istasyonu Qera Baba köyü yakınlarındaydı. İkincisi sonradan yeniden yapmak zorunda kaldıkları Armout yokuşundaki su pompasıdır. 

Reco mezarlığındaki ölülerin mermerden yapılmış mezar taşları da Müslüman Türk askerinin elinden kurtulamadı, özenle çalınan bu taşlar Türkiye’deki yeni sahipleri ile buluştu.

 

El konulan mülkler

İnsan hakları kurumlarının açıkladıkları raporlara göre gasp edilen kamu ve özel mülkleri şöyle:

1100 ev ve 200'den fazla dükkana Türkiye destekli çeteler el koydu. Kent ve çevre köylerde 100.000'den fazla zeytin ağacı, binlerce meyve ağacı ve tarım arazisine el kondu.

Ehrar El-Şarqiye çeteleri, iki otomatik fırına (yenilenmiş Elî Qenco’nun fırını ve Binefşa fırını) ve kasabadaki "Ömer Şerif" benzin istasyonuna zorla el koydular.

Al-Şarqiye çetelerinin gasp ettiği kamu ve özel mülkleri şunlar:

Murad Umei’nin Malala yolu üzerindeki zeytinliği ve işletmesi.

Ölen Mahmud Umei’nin eşi Reco’da yaşamasına rağmen kendisine ait kent girişindeki bir şırahaneye el kondu.

Reco'nun girişindeki bir zeytin presi ve Hasan Abdulkuriye’ye ait eve zorla el konularak karargah ve hapishaneye çevrildi.

Umei ailesine ait eve zorla el konulup Gümrük Karargahı haline getirdi.

Eski ortaokul ile lise binasına el koyularak, Türk ordusu ve istihbaratı için bir karargaha dönüştürüldü.

Muhammed ve Hamo Mahk kardeşlerin evleri Askeri Mahkeme karargahı olarak kullanılmaya başlandı.

Eski sabit telefon merkezi olan bina günümüzde Sivil Polis karargahı oldu.

Tarım binasına el konularak sözde Savcılık ve Mahkeme binasına dönüştürüldü.

Eski Elektirik Şirketi binası Askeri Polis Merkezine dönüştü.

 

Çetelerin el koyduğu ticaret

Eski garaj, tarım ürünleri ve gıda maddelerinin alım-satımının yapıldığı “Pazara” benzetilerek, ilçeden satıcı ve alıcıların Efrîn’e gitmesi engellendi. Üreticinlerin yeşil zeytini Reco'dan çıkartması yasaklandı ve çetelerin El-İqdisadiye temsilcileri aracılığı ile satış mecburi hale getirildi.

Kentteki ticaret Ehrar El-Şarqiye’nin tekelinde bulunuyor.  Tüm ilçedeki sebzeciler bu pazardan alım yapmaya zorlanırken temel gıdanın ilçeye girişini yalnızca iki çete temsilcisi yapıyor. Çete ailelerinin alış veriş karşılığında yaptığı borç geri alınamıyor. Kürt esnaf gaspa dönüşen bu  geri gelmeyen ödemeler yüzünden sebze, meyve ve temel gıda ticaretini bırakıyor.

 

Kalanlar ve yeni yerleştirilenler

Reco kentindeki evlerin sayısı yaklaşık 1500 kadardır. İstiladan önce nüfusun yüzde doksanı Kürt olduğundan homojen bir yapısı vardı. İşgal ardından en az 1100 Kürt aile kenti terk etmek zorunda kaldı. Halen Reco’da 400 Kürt ailenin yaşadığı varsayılırken, bu sayı Şehba’ya göçler ile azalmaya devam ediyor.

Çok büyük oranda boşaltılan kente Suriye'nin diğer bölgelerinden getirilen yaklaşık 1600 çete ailesi yerleştirildi ve bu sayıya tren istasyonunun yakınında kurulan kampa yerleşenler eklenmemiştir.

 

Türk devleti ve çetelerin “Fidye” ortaklığı

Türk işgalinin başlaması ile birlikte Efrîn kantonu ve Rojava Kürdistan’ı o güne kadar görmediği bir uygulama ile de tanışmış oldu. Bir çok Kürt kaçırılıp ailelerinden özgürlükleri yada canları karşılığı fidye istenmeye başlandı. Fidye istenen kişilerin akıbetleri araştırıldığında bir kısmı Türkiye hapishanelerinde çıktı. Türk devleti ile çetelerin fidye ortaklığı tescillenirken yine uluslararası kurumlar sessizliğini korumaya devam etti.

Ekim 2018 başında Türk işgalciler, Omra köyünden dokuz genci, alıkoydu. Türkiye’ye kaçırılan bu gençler Ekim 2019’da Türk mahkemelerince 5 yıl ila müebbet arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.

Peleco / Balaliku köyünde yaşayan Kürt fizyoterapist Adnan Bustan kaçırıldı ve ailesinden fidye istendi. Cephe Şamiye’nin kaçırdığı Bustan’ın ailesi fidyeyi ödedi ve serbest bırakıldı.

Kemerşe köyünden Hamid Saro çeteler taradından tutuklanma adı altında rehin alındı. Çetelerin işkencesi sonucu baygın düşen Saro fidye ardından serbest bırakıldı.

Sözde “Askeri Polis” Çeqmeq Kebir köyünden İbrahim Abdülkadir’i, Reco kentinden de Siddiqa Nur Naasan’ı rehin aldı.  Fidye olayı günümüze kadar da devam ediyor.

İnsan hakları örgütleri Efrîn’de Türk devleti ve çeteler tarafından 6885 sivilin kaçırıldığını belgeledi. Kaçırılan kadın ve erkek sivillerden 3900’ünün ise akıbeti belli değil.

 

İnsani ve İslami haklar derken?

Reco halkı bir çok yöneden ayrımcılığa ve insanlık dışı muameleye maruz kaldı ve kalmaya devam ediyor. 

Son zamanlarda Türkiye’nin silahladırdığı ve Almaya’nın kendilerine briket evler inşaa ettiği çeteler açıktan hırsızlık ve soygun işine girdi. Ancak en çarpıcı olan olay din ve iman tartışmasından çıktı.

İşgal ardından radikal dinci ve Selefi gurupların kuluçka makinasına çevrilen Efrîn ve Reco’da, Türk Diyanet İşleri Başkanlığı ile selefiler karşı karşıya geldi. İşgali meşru ve normal göstermeye Kürtlerin de mutlu mesut yaşadıkları izlenimi yaratmaya çalışan sömürgecilik Aralık 2019’da El Fawqani Camiine Kürt bir imam atadı. Kürt imam’a itirazların yükselmesi hiç de gecikmedi.

Suriye’nin bir çok yerinden ve Doğu Türkistan’dan ithal yeni Recolular Cuma namazını bir Kürt imamın arkasında kılmayı reddetti. Öldürülen Recoluların evlerine yerleşmiş olan bu mümin muhacirler Kürt imama da ”kafir" deyip kabul etmedi.

 

DAİŞ Türk kolluk gücü içinde

Ehrar El-Şarqiye çeteleri tarafından idare edilen Reco Hapishanesi, tren istasyonunun içi ve El-Mahatta hapishanesi olarak biliniyor. Hem Reco hem de Maabete’den çok sayıda kişinin bulunduğu yer zulüm ve işkence merkezi olarak kullanılıyor. 20 Ocak’da 2021’de Ehrar El-Şarqiye çeteleri, DAİŞ’li oldukları ispatlanmış kişileri kaçış adı altında salıverdi.

Ehrar El-Şarqiye Rakka, Deyr ez-zoor ve Heseke’de bulunduğu ve savaş suçlarına katıldığı kesinleşmiş bir çok DAİŞ’liyi Reco ve çevre köylere yerleştirdi.

Afrin Postası sitesi tanınmış bir DAİŞ’li olan Ebu Yakub ve El Kaidelilerin Reco’da rahatça hareket ettiklerini yazıdı. Yine bir başkası işgal ardından kurulan sözde Askeri Mahkeme’de görüntülendi. Haber siteleri, Halid Allouş adındaki bu çetenin de Ebu Süleyman olduğunu ve Ehrar El-Şarqiye çeteleri tarafından güvenlik gücüne dahil edilmiş olduğunu belgeledi.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.