Ukrayna'daki savaş Erdoğan’a yaramayacak

Forum Haberleri —

Erdoğan - Drone

Erdoğan - Drone

  • Erdoğan faşisti Güney Kürdistan’ı her gün savaş uçaklarıyla bombalıyor, işgali giderek derinleştiriyor. Suriye’de işgal bölgelerini artırıyor. Yüzbinlerce insanı göçe zorluyor. Etnik temizlik yapıyor.

ZEKİ AKIL
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırısı bir haftayı aştı. Saldırının askeri boyutları yoğunca tartışılıyor. Can ve mal kaybı giderek artıyor. Sorun hızla dünyanın gündemine girdi. Savaş nereye varır veya hangi tarafta yer alınacak konusu da öne çıkan bir boyut. Bir tarafta ABD, Avrupa, bir tarafta da Rusya olunca doğal ki, saflaşma bölgesel olmaktan çıkıyor. Bu hızlı gelişmeler içinde Türk yönetiminin tutumuna kısaca değinmeye çalışalım.

Bilindiği gibi faşist Erdoğan, Bahçeli yönetimi Ukrayna’yla ilişkilerini SİHA’ları satacak düzeyde geliştirdi. Ukrayna’nın askeri tekniğini, birikimini alarak silah sanayilerini geliştirme peşindeydiler. Ticari, ekonomik ilişkilerini yoğunlaştırdılar. Ayrıca Kırım sorununda da Ukrayna devletini desteklediler. Diğer yandan Rusya’yla tarihlerinde hiç olmadık düzeyde ekonomik ve siyasi ilişkilerini ilerlettiler. Öyle ki, Rus yapımı S-400 füzelerini satın alacak kadar ileri gittiler. Rusya, Kürt kartını kullanarak Türk devletinden büyük çıkarlar elde etti. Kürt sorunu Türk faşizminin yumuşak karnıydı. Rusya bunu olabildiğince değerlendirmeye çalıştı. Hava sahasını açarak Efrin’in Türkler tarafından işgaline onay ve destek verdi. 

Ukrayna ve Rusya özellikle turizm sektöründe Türk devleti için önemli bir ekonomik kaynaktı. Kürdistan’da yıllardır yürütülen savaş ekonomik açıdan Türk devletinin kaynaklarını tüketmiş ve ağır bir krize sürüklemişti. Ayrıca Suriye’de Türk devleti Rusya’yı dengelemek zorundaydı. Rusya Kürtlerle ittifak yaparsa Türkiye bir adım atamaz ve Suriye’de de barınamaz. Türkiye hem ekonomik hem de siyasi olarak Rusya’ya muhtaç hale gelmişti. Bunun yanında doğal gaz gibi konularda da onlara bağımlıydı. 

Türkiye, Suriye’de Kürtlere karşı yürüttüğü soykırım ve işgal politikalarında Rusya ve ABD arasındaki çelişkileri iyi kullandı. Rusya iflah olmaz pragmatist politikaları nedeniyle Suriye’nin işgalinde Türkiye’nin önünü açtı. ABD ve NATO, Türkiye’yi Rusya’dan uzaklaştırmak ve yanına çekmek için Efrin’in işgalini onayladı ve seyirci kaldı. Ardından Trump hava sahasını açarak ve anlaşarak Serekaniyê ve Gré Spi’yi Türk işgaline açtı. Fırat’ın doğusuna yapılan bu saldırıları da Rusya destekledi. 

Ukrayna ve Rusya arasında süren savaşta faşist Türk yönetimi bu çelişkileri kullanma lüksüne artık sahip değil. Çünkü Ukrayna, Kürtler gibi sahipsiz ve yalnız değildir. Hızla bütün NATO üyeleri ABD önderliğinde birleştiler ve harekete geçtiler. Putin’in sorunu askeri güçle çözmeye kalkması ve Ukrayna işgali Avrupa’yı ürküttü. Putin, Avrupa’nın bu düzeyde ABD’yle ortaklaşacağını beklemiyordu. Rusya dünya çapında giderek kuşatılıyor ve ambargo derinleşiyor. Erdoğan basit şark kurnazlığına baş vurarak durumu kurtarmaya çalışacağını sanıyor. Erdoğan ‘’ biz ne Ukrayna ne de Rusya’dan vazgeçemeyiz’’ diyor.

Erdoğan, Rusya’nın sıkıştırılmasını ve zayıflatılmasını da istiyor. Bir yandan biz savaş halindeki iki devletten vazgeçmeyiz diyor ama ‘’NATO daha sert tutum takınmalı’’ diye de ekliyor. Kendisi NATO üyesi değilmiş gibi. NATO’nun sert tutum takınmasını istiyorsan o zaman kendinden başlat. NATO ülkeleri peş peşe ambargo kararları alırken, hatta Ukrayna’ya kesenin ağzını açarken, silah gönderme yarışına girerken Erdoğan siyasi ve ekonomik ambargoya katılmıyor. Erdoğan’ın adamları milli çıkarlarımız için ambargoya katılmıyoruz, diyorlar. 

Ambargo uygulayan ülkelerin milli çıkarları yok mu? Bu ülkeler ambargo uygularken kendileri de bundan etkilenir. Çünkü şirketleri ve kurumları Rusya’yla iş yapıyorlar. Bu işleri aksayacak, zarara uğrayacaklar. Ambargo tek taraflı sonuçları olan bir uygulama değildir. Ukrayna bütün dünyaya çağrı yapıyor. Rusları durdurun, ambargo ve izolasyonu artırın, diyor. Ve dünya da bu savaşta hızla saflaşıyor. Batı dünyası Rusya’yı zayıflatmaya ve doğu Avrupa’yı egemenliğine almaya çalışıyor. NATO üyesi olan Türkiye ise milli çıkarlarım diye Rusya’yla ilişkilerini bozmak istemiyor ve savaş öncesi gibi işlerin yürümesini istiyor.

Erdoğan’ı tanıyanlar onun çoktan rotayı batıdan yana kırdığını biliyorlar. Dikkat edilirse uzun süredir Erdoğan ‘’ey Amerika, ey Avrupa’’ efelenmelerini terk etmiş. Ayrıca aldığı S-400’leri de depoda çürümeye erk etmiş. F-16 uçaklarını almak için ABD’ye yalvarıyor. Avrupa dahil batı dünyasına ve Arap ülkelerine yaltaklanıyor. Ayrıca İsrail’le ilişkilerini düzeltmek için çabalıyor.  Bütün bu manevralar, tavizler esas olarak da Kürt halkını soykırımdan geçirmek içindir. Kürt düşmanlığı dengelerini bozmuş, akıl sağlığını yitirmişler. Bu savaş ve düşmanlık hem ekonomilerini bitirdi hem de herkese diz çöker hale getirdi.

Putin, Ukrayna saldırısını Rusya’nın güvenliğiyle izah ediyor. Türkiye bu işgali ve savaşı kınıyor ve kabul etmiyor. Ama Erdoğan faşisti Güney Kürdistan’ı her gün savaş uçaklarıyla bombalıyor, işgali giderek derinleştiriyor. Suriye’de işgal bölgelerini artırıyor. Yüzbinlerce insanı göçe zorluyor. Etnik temizlik yapıyor. Bu insanlık suçlarını Türkiye’nin güvenliğiyle açıklıyor. Rusya yapınca yanlış, Türk faşizmi yapınca doğru!

Türkiye’nin bu suçları bu kadar rahat işlemesinin nedeni ABD ve NATO’nun iki yüzlülüğü, çifte standardıdır. Ukrayna’da takındıkları tutumun yarısını takınsalardı şimdi hem Kürt sorunu çözülmüş hem de Türkiye demokratikleşmiş ve AB üyesi olmuştu.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.