Varlığını yok sayanla aşk ilişkisi olamaz

Forum Haberleri —

.

.

  • Tecavüzcü bir devletin özel savaş elemanlarıyla aşk ilişkisi olabilir mi? Bir yüzyıldır yirmi dört saat soykırım saldırıları altında tutulan, varlık ve özgürlük mücadelesi veren bir halkın genç kadınları nasıl bu tür ilişkilere girebilir ve adına da aşk ilişkisi diyebilir?

Berçem Jiyarê AXPAR

Kürdistan’da uzman çavuşlar, askerler, polisler ve korucular birer özel savaş elemanlarıdır. Bu özel savaş elamanları fuhuşu, tecavüzü, uyuşturucu alışkanlığını ve ajanlaştırmayı geliştirerek toplumu parçalıyorlar. Devletin kurumları ve özel savaş elemanları Kürdistan’da uyuşturucu, fuhuş ve ajanlıkla toplumsallık ve yurtseverlik değerlerini aşındırmaya ve toplumun direniş iradesini kırmaya çalışıyorlar. Toplumu mücadeleden koparıp direncini kırarak soykırımı tamamlamak istiyorlar. Öte yandan örgütlü kadına saldırarak ve ‘aşk ilişkisi’ adı altında Kürt kızlarını düşürerek kadın özgürlük mücadelesini tasfiye etmeyi amaçlıyorlar. Özgür kadına, kadın özgürlük mücadelesine saldırının bir biçimi de tecavüz oluyor.


Kürdistan’da ‘ilişki’ adına düşürülen, öldürülen ve intihara sürüklenen genç kadınların sayısı oldukça arttı. Batman’da uzman çavuşun sistematik tecavüzüne maruz kalan, satılmak üzere İzmir’e götürülen ve intihara sürüklenen Batmanlı genç kadın bunlardan biridir. Yine Dersim’de Ocak ayından bu yana akıbeti bilinmeyen -aslında bilinen- Gülistan Doku bir başka örnektir. Gülistan Doku’nun bir polisin üvey oğluyla ilişkisinin olduğu çokça konuşuldu. Gülistan’ın, Zaynal adındaki bu özel savaş elemanıyla son görüntüleri kamuoyuna yansımıştı.


Kürdistan’da katliamlara, tecavüzlere ve her boyutlu soykırım saldırılarına yıllardır tanık oluyoruz. Soykırımcı sömürgecilik Kürdistan’da tüm yaşanan katliamların, insanlık ve ahlak dışı saldırıların failidir. Kürt kadınlarının, gençlerin ve çocukların soykırımcı tecavüzcü devletin tuzağına bu kadar kolay düşmeleri acı vericidir. Daha da acı verici olan soykırım amaçlı geliştirilen bu vahşetin bazıları tarafından ‘aşk ilişkisi’ olarak tanımlanmasıdır. Özel savaşçıların bilinçli olarak Kürt kızlarına yönelimlerini ‘aşk’ olarak tanımlamak farkında olmayarak soykırımcıların özel savaş politikalarına ortak olmaktır. Yaşananlara bu açıdan bakmayanlar en hafif ifadeyle onur ve bellek yitimi yaşayanlardır.


Tecavüzcü bir devletin özel savaş elemanlarıyla aşk ilişkisi olabilir mi? Bir yüzyıldır yirmi dört saat soykırım saldırıları altında tutulan, varlık ve özgürlük mücadelesi veren bir halkın genç kadınları nasıl bu tür ilişkilere girebilir ve adına da aşk ilişkisi diyebilir? Özel savaş elemanlarıyla içine girilen bu tür ilişkilerin tek bir adı vardır; o da varlığını ve toplumsal değerlerini inkardır, kendini kullanım nesnesi haline getirmektir. Bu ilişkilerin sonu da yaşandığı üzere en dehşet ve onursuz bir biçimde ya sistematik tecavüzdür, ajanlaşmadır yada kullanım süresi bittiğinde öldürülmedir. Dersim’de Gülistan Doku, Muğla’da Zeynep ve Pınar’ın katledilmeleri bu gerçekliğin somut ifadesidir.


Düşmanıyla aşk ilişkisi yaşadığını düşünmek özünden sapmış, kendisine yabancılaşmış hastalıklı bir ruh halidir. Bu ruh haline sahip olmak zaten varlığından ve düşman gerçeğinden bihaber yaşamaktır. Onurunu ve özgürlüğünü kaybetmektir.


Soykırımcı sömürgecilik Kürdistan’da bir tükenmişliği yaşıyor. Mezarlara, çocuklara tecavüze kadar uzanan ve hiçbir insani sınır tanımayan bu saldırılar tükenmişliğin de ifadesidir. Tükenmişliği yaşayan bir devlet ancak kendisi gibi tükenen ölü ruhlara hitap edebilir. Bu açıdan bakıldığında aslında yaşanan bazı olaylar tükenmişlerin kollektif çirkinliklerini ortaya koymaktadır.


Varlık ve özgürlük mücadelesi veren bir halkın kadınları karşılaştığı her bir insanı tarihsel belleğin süzgecinden geçirmeli, hakikat aşkının terazisinde tartmalıdır. Sıradan iki cins arasındaki duygu ilişkisinde bile özgür olmak gerekir. Önder Apo’nun ifadesiyle, “Kadın erkek ilişkilerindeki sınırsız egemenlik ve mallaşma düzeyi özünde bir tecavüz ilişkisidir.” Özgür olmayanın, varlığını ve özgürlüğünü sağlamayanın aşkı olamaz ki! Birinin egemen diğerinin köle olduğu bir ilişkide aşk aranamaz, aransa da bulunamaz. Aşk gerçekten özgürlük ve özerklik ister. Halklar arasında özgür ve eşit ilişkide de aranan hakikat budur. Kürt’ün köle Türk’ün özgür olduğu bir ilişki olamaz. Bu ilişkiden kardeşlik, dostluk, özgür ve eşit yurttaşlık çıkmaz. Özgürlük ve özerklik dengesinin kurulmadığı bir ilişki ancak egemen köle ilişkisi olur ki o da işgaldir, gasptır, tecavüzdür. İnsanlığın tanık olduğu en feci bir ölüm şeklidir.


Kuşkusuz kapitalist modernite, cinselliği, erkek egemen iktidarın sürekli kendisini ürettiği cinsiyetçiliği besleyen etkili bir araca dönüştürmüştür. Bu araç korkunç bir biçimde toplumun enerjisini yutmakta, toplumu öğütmekte ve kırımdan geçirmektedir. Tecavüz ilişkisinin adını aşk ilişkisi koymak kışkırtılmış güdüselliğe hapsedilmiş yitik bir yaşamın kanıtı olabilir ancak. Tecavüze uğramış düşünce ve duygular tükenmişliğini en hazin biçimde bir de böyle açığa vururlar. İnsan evladı güdüsel yaşamın sınırlarını aşarak yücelmiş, doğanın en gelişkin, yaratıcı ve harika varlığı haline gelmiştir. Soykırım; insanlık vasıflarını yitirmiş, yaşama düşman vahşi yaratıkların karanlığıdır. Özgür bir ülkede özgür ve eşit ilişkilere dayalı yaşam; insanlığın en soylu ve yüce yaratımıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.