Xezal hafızasını hep diri tuttu
Kadın Haberleri —

Xezal Tunç
- Xezal Tunç, devletin 1990’lı yıllarda yürüttüğü göçerterek hafızasız bırakma politikalarına karşı Şirnex’ten Başûr ve Wan’a kadar gittiği her yerde mücadele ısrarıyla yaşamı yeniden inşa etti.
Türk devleti 1990’lı yıllarda Kürt halkına yönelik yürüttüğü soykırım politikaları sonucu binlerce köy yakıldı, insanlar katledildi ve sistematik olarak göçertildi. Topraklarını terk etmeyenlere ise koruculuk dayatıldı. Bunu kabul etmeyenler Türkiye ve Başûrê Kurdistan’ın yolunu tutmak zorunda kaldı.
Şirnex’ın (Şırnak) Qileban (Uludure) ilçesine bağlı bağlı Mijin (Akduman) köyü sakinleri de devletin baskılarından nasibini alarak farklı bölgelere savruldu. Şüphesiz halkı göçerterek hafızasız bırakma politikalarının en büyük direneni ise kadınlar oldu.
Jinnews’ten Zelal Tunç’un hikayesini kaleme aldığı Xezal Tunç, mücadelesi, iradesi ve direniş ısrarıyla bugün her yerde yaşamı yoktan inşa eden kadınlardan biri.
İlk tepkisi ‘Gelin’ kalıplarına
Mijin köyünde dünyaya gelen ve ailenin 4 kızından biri olan Xezal, daha çocuk yaşta evlendirilir. Geleneksel kalıplara göre kadın evlendiğine erkeğin ailesinin yanına “gelin” olarak gider. Fakat o aksine eşini kendi ailesinin yanında yaşamaya ikna ederek hem bu kalıbı yıkar hem de ilk tepkisini gösterir. Daha çocuk yaşta anne olan Xezal, bir süre sonra anne ve babasını kaybedince eşi ve kız kardeşleriyle yaşamını sürdürür.
Eşinin devletin dayattığı zorunlu askerliği reddedip Başûrê Kurdistan’a geçmesinin ardından Xezal da çocukları ve kız kardeşleriyle birlikte onun yanına gider. Burada yaklaşık 7 yıl kaldıktan sonra Xezal ve eşi tekrar Mijin’e döner. 90’lı yılların dayattığı göç politikalarından kaynaklı Xezal de birkaç yakınıyla birlikte, Wan’ın İpekyolu ilçesine bağlı Kopanis köyüne yerleşir. Wan’a yerleştikten sonra Başûrê Kurdistan’da bulunan kız kardeşlerinden bir daha haber alamaz.
12 çocuğuna tek başına baktı
Göç ettikleri Kopanis köyünde kimliği “ifşa” olan eşi askere giden Xezal, 12 çocuğuna tek başına bakmak zorunda kalır. Köyde tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlamaya çalışır, ağır iş yükünün yanı sıra çocuklarına hem anne hem baba olmaya çalışır. Xezal’in yaşadığı köyün şehir merkezinden uzak olması yanı sıra sağlık kuruluşlarının yetersizliği ve bu kurumlara köyden ulaşımın olmayışı nedeniyle 5 çocuğunu ayrı ayrı yıllarda kaybeder. Diğer çocukları da çobanlık yaparak annelerine destek olmaya çalışır.
Xezal’in eşi uzun yıllar geçirdiği zorunlu askerlik görevinden döndükten sonra siyasi nedenlerden dolayı cezaevine girer. Cezaevinde 4 yıl kaldıktan sonra işkence ve kötü koşullardan kaynaklı yaşadığı ağır sağlık sorunlarına daha fazla dayanamayan eşi kısa bir süre sonra yaşamını yitirir. Böylelikle Xezal, bir kez daha çocuklarıyla tek başına kalır.
Toplumsal baskı arttı, ikinci kez evlendirildi
Eşinin yaşamını yitirmesinin ardından Xezal’in üzerinde toplumsal baskı artar. Bunun üzerine Payizava’nın (Gürpınar) Zaxosk köyünden tanımadığı biriyle evlendirilir. 10 yıl sonra eşi yaşamını yitirince tekrar Kopanis’e çocuklarının yanına döner. Ancak döndüğünde “çocuklarını bırakıp başkasıyla kaçtı” suçlamasına maruz kalır. Suçlamalara, baskılara maruz kalan Xezal, buna aldırmasa da zamanla derin bir sessizliğe gömülür.
Şu anda yaşı 70 olarak tahmin edilen ve ‘her yerim ağrıyor’ şeklinde anlattığı fiziksel ağrılarıyla Kopanis’te yaşamını sürdürüyor.
HABER MERKEZİ







