Yaralı ayağımla Tişrîn’e yürüdüm

• Adla Bekir, Türk devletinin saldırısında ayağından yaralandı ancak Tişrîn’e ulaşmak için 10 kilometre yürüdü. Adla, “Kürt halkı ölümden daha büyük. Kobanê’de nasıl kazandıysak, Tişrîn Barajı ve Qeraqozax Köprüsü direnişini de aynı güçle kazanacağız” dedi. 

Kobanêli Adla Bekir, Tişrîn Barajı için katıldığı nöbet eyleminde Türk devletinin saldırıları sonucu ayağından yaralandı. Tişrîn direnişini Kobanê direnişine benzetiyor ve Şehit Zehra Penaber’in “Ölümden büyüğüz” sözlerini hatırlıyor. 

“Kürt halkı ölümden daha büyük. Yani ölüm artık bizi ve direnişimizi korkutmuyor. İrademiz ölümden güçlüdür. Ayağımdan yaralı olmama rağmen mücadelemden vazgeçmedim ve baraja ulaşmak için 10 kilometre yürüdüm. Kobanê savaşanı nasıl gücümüzle kazandıysak, Tişrîn Barajı ve Qeraqozax Köprüsü direnişini de aynı güçle kazanacağız. Halkın iradesi ve gücü, Türk faşizmini yenecek ve buna inancımız tamdır” diyen Adla Bekir’in hikâyesi, kadınlara güç verecek hikâyelerden.

1974 yılında Kobanê’nin Kanya Kurdan Mahallesi’nde dünyaya gelen ve Bijan aşiretinden olan Adla Bekir, Jinha’ya yaşam öyküsünü şöyle anlattı: “Geleneklerin etkisiyle okuyamadım, ancak Rojava Devrimi bana kendimi geliştirmem için bir kapı açtı. 23 yaşındayken genç bir kadın olarak özgürlük arayışımı sürdürdüm, ataerkil zihniyete ve kadınları bu zihniyete bağlı kalmaya zorlayan zihniyete savaş açtım.”

Korkmadan çalıştık

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fikirlerini tanıdıktan sonra çalışmalara katılan Adla Bekir, “O dönem çalışmalarımıza ‘cephe’ deniyordu ve BAAS rejimi tarafından tutuklanmamak için gizlice çalışıyorduk. Halk toplantıları düzenliyor, onlara Önder Abdullah Öcalan'ın düşünce ve felsefesini, Kürt meselesini, Kürdistan Özgürlük Hareketi'ni anlatıyorduk. Ne ölümden ne de tutuklanmaktan korkmadık. Çünkü bizler Önder Öcalan’ın fikirlerinden çok etkilenmiştik” dedi.

Yekitîya Star’la ilk örgütlenme

2005 yılında Yekitîya Star (Şu anki Kongra Star) çalışmalarına katıldığını aktaran Adla Bekir, “Yekitîya Star, kadınların haklarına kavuşması, bilinçlenmesi ve toplumda kadınlara dair farkındalıklar yaratmak için çalışmalar yürütüyordu. 19 Temmuz Devrimi'nin başlamasından sonra kadın kurumları oluşturuldu. O dönem Mala Jin kuruldu. Devrimle birlikte siyasi alanda kendimi geliştirmek için eğitimlere katıldım. Katıldığım her eğitimde kadınların yaşadığı sorunları, kadınların tarihsel gerçekliğini, Önder Abdullah Öcalan’ın düşünce ve felsefesini daha derinlemesine öğrendim ve araştırdım" diye belirtti.

Zafere ulaşmak için direndik

DAİŞ’in 2014 yılında Kobanê’ye saldırmasıyla kente kalan ve direnişi bırakmayan karar veren Abla Bekir, son olarak şöyle dedi: “Kobanê’de havaların soğuk olması ve yiyecek sıkıntısı gibi zorluklar yaşadık. Kimi zaman sadece su içtik ama zafere ulaşmak için direndik. Bu anlamıyla kendimi şanslı kadınlardan biri olarak görüyorum, çünkü bu tarihi direnişe katıldım ve DAİŞ’in karanlığını ortadan kaldırmak için var gücüyle mücadele eden YPJ ve YPG savaşçılarının kahramanlıklarına tanık oldum. En çok etkilendiğim isimler arasında fedai eylem gerçekleştiren savaşçı Arîn Mîrxan var.” KOBANÊ