Yas değil, bayram olacak

Kadın Haberleri —

Rewşan Döner ve Sıdıka Eren

Rewşan Döner ve Sıdıka Eren

  • Barış Annesi Rewşan Döner, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a yönelik gerçekleştirilen uluslararası komployu protesto etmek için 26 yıldır her 15 Şubat’ta oruç tutuyor. Döner, “Bu Şubat’ta umutluyuz; eşitliğin, barışın, özgürlüğün ve demokrasinin yılı olacak” dedi.
  • Komplo sürecinde açlık grevine giren Sıdıka Erden, "O günlerde sokaklarda hiç kimseyi bulamazdınız. Her ev açlık grevine girmiş ve her dama siyah örtü takılmıştı. 4’er kişilik gruplar açlık grevine girmiştik. Hala yaşanan o günün etkisindeyiz" diye kaydetti. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "21'nci yüzyılın en büyük komplosu" ve “Ortadoğu’ya müdahalenin ilk adımı" olarak nitelendirdiği uluslararası komplo 26'ncı yılında. Komplonun startı, 9 Ekim 1998 tarihinden Suriye'den çıkarılmasıyla verildi, Öcalan'ın 15 Şubat 1999'a Türkiye’ye getirilmesine kadar devam etti. Öcalan İmralı Adası'nda bulunan F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tecrit altında rehin alınırken, Kürt halkı komplo gününü "Roja Reş (Kara Gün)" olarak nitelendiriyor. 

26 yıl boyunca Kürdistan ve dünyanın birçok ülkesinde komploya karşı eylemler gerçekleştirildi. “Güneşimizi Karartamazsınız” şiarıyla mücadeleyi sürdürüldü, sokaklara çıkıldı, karalar giyildi ve oruç tutuldu. Rewşan Döner de komploya karşı 26 yıldır mücadele eden isimlerden birisi.

51 yaşındaki Barış Annesi Rewşan Döner, Bedlîs'in Tetwan (Tatvan) ilçesinden. Devletin Kürdistan’da Kürt köylerini yaktığı 1990'lı yıllarda İstanbul'a taşındı ve uzun yıllardır burada yaşıyor. Komplonun yaşandığı dönemde de İstanbul’daydı. 

O günü MA’ya anlatan Döner, “Sabah televizyon izliyorduk. Kürtlerin hepsi soğuk bir duş almış gibiydi. O Kürtlerden biri de bendim. İnanamıyordum. O dönem yeni köyleri yakılanlar, özetle tüm Kürtler çok hırslı ve öfkeliydi. Bütün Kürtler sokaklara, meydanlara çıkarak bu durumu kınadı. O gün çok kara bir gündü. Bu süreçte eli olanları ve Türkiye ile uluslararası komployu yürütenleri yine buradan kınıyoruz" dedi. 

"Bilerek Şêx Seîd'in idam edildiği tarihin yıl dönümünde Önderliği idam etmek istediler” diyen Döner, şöyle devam etti: “Bu yeni süreç tartışmalarını başlatan Devlet Bahçeli da ‘idam edilmeli’ diyordu. Ancak Kürt halkının direnişi ve mücadelesi idamı da kaldırdı. Bu şekilde Önderlik bu döneme kadar geldi.”

Bu sene bayram olacak

Komplonun halen farklı şekillerde sürdürülmek istendiğine dikkati çeken Döner, "Bu komplo halen devam ediyor. 2025 yılında 15 Şubat’ı bize 'Roja Reş'e çevirenler kaybedecek. Bu 15 Şubat’ta umutluyuz; eşitliğin, barışın, özgürlüğün ve demokrasinin yılı olacaktır. Önderliğin çağrısının olacağı o gün için çok umutlu ve heyecanlıyız. 15 Şubat çok ağır bir gün. Ben kendim de her sene 15 Şubat’ta oruç tutuyorum. Fakat inşallah bu sene bir bayram gibi o günü kutlayacağız" diye konuştu. 

Türkiye fırsatı kaçırmamalı 

Döner, Kürt sorununun çözülmesi gerektiğini vurgulayarak, bunun için Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini söyledi: "26 yıl içinde Kürtlere çok kayıp yaşatıldı, fakat onlar da çok kayıp yaşadı. Suriye, Gazze, Lübnan’ı da izliyoruz. Ortadoğu’da kazan kaynıyor. Önderliğin ideoloji ve felsefesi tüm dünyada bir örnektir. Rojava’da inşa edilen özerk yönetim bunun en iyi temsilidir. Türkiye halkları bu yeni süreçteki fırsatı kaçırmamalıdır. Savaş herkese zarar verir. Demokrasi ise herkes için ekmek ve su kadar önemlidir. Başarı ve barış yakındır, inşallah başaracağız. Yaşamak direnmektir. Bu süreçte Önderlik ne söylerse onu dinleyip elini güçlendirmeliyiz." 

Her evde yas vardı

Komplo sürecinde açlık grevine giren annelerden biri de Sıdıka Erden. Şirnex'te yaşayan Erden, "O günlerde sokaklarda ve çarşıda hiç kimseyi bulamazdınız. Dışarı çıkan kişiler yaşanan durumun farkındaydı. Çıkmayan da üzüntüden dolayı çıkamıyordu. Dışarı çıktığımızda acaba nasıl bir atmosfer var diye merak ediyorduk. Her ev açlık grevine girmiş ve evininin damına siyah örtü takmıştı. Açlık grevine 4'er kişilik gruplar halinde girmiştik. Hala yaşanan o günün etkisindeyiz" diye kaydetti. 

Herkesin gözü İmralı’da

Türkiye'de kalıcı bir barışın sağlanması için Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini vurgulayan Erden, "Fiziki özgürlüğü sağlanırsa hepimiz huzura ereceğiz. Sadece bizim için değil, tüm Türkiye halkları için bir şölene dönüşecek. Şu anda tüm Türkiye'nin gözü kulağı İmralı'da ve heyecanla bekliyor. Umut ediyorum ki kardeşliğe ulaşırız. Dilimiz ve kimliğimizle hep birlikte özgür bir yaşam temelinde buluşabilir ve yaşayabiliriz” dedi.

Sadece barış istiyoruz

Erden, şöyle devam etti: "Bu yıl, özgürlüğün bir başlangıcı olacak ve umut ettiğimiz özgürlüğü yaşayacağız. Sayın Abdullah Öcalan da fiziki özgürlüğüne kavuşacak. Barış ve özgürlük istiyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi sadece barış istiyoruz. Sayın Abdullah Öcalan ve çocuklarımıza bir an önce kavuşmak istiyoruz. Artık bu yaşadığımız acıların son bulmasını istiyoruz. Hepsi bizim çocuklarımızdır." İSTANBUL

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.