Yasaklarla yok edilmek istenen şehir: Van

• Van’da masaj salonları adı altında fuhuş ticareti açık ve aleni biçimde yapılıyor. Van’da isteyen istediği yerde uyuşturucu maddeyi temin edebiliyor.
• Van’da kadın cinayetleri artıyor. Tefeci çeteler Van’ı neredeyse esir aldı.
• Kayyumların yönettiği belediyeler halka kapatılmış durumda ve oralarda nelerin döndüğünü henüz bilmiyoruz.
• Bu durum böyle gelmedi, böyle de gitmeyecek. Ülkenin her yanını şantiye ve rantiye alanına çeviren çetelerin gideceği gün için geriye doğru sayım başladı.

Oktay CANDEMİR

Van’da masaj salonları adı altında fuhuş ticareti açık ve aleni biçimde yapılıyor. Bu masaj salonları, ruhsatı kayyumların yönettiği belediyelerden alıyor. Fuhuş yapılan masaj salonları herhangi bir ihbar olmaması halinde denetime tabi tutulmuyor.

Hafta içinde yapılan bir baskında, masaj salonunun ortağı olan biri istihbaratçı iki polis gözaltına alınınca o ruhsatların ve denetimsizliğin sebebini de anlamış olduk.

Uyuşturucu ticareti keza öyle. Van’da isteyen istediği yerde uyuşturucu maddeyi temin edebiliyor. Uyuşturucu ticareti bir kentte nasıl bu kadar rahatlıkla yapılabiliyor,  bilen yok.

Van’da kadın cinayetleri artıyor. Daha geçen hafta kentin en işlek caddesinde eli silahlı bir kişi, eşi ve başka bir kişiyi önce öldürüyor, sonra kulaklarını kesiyor. Beşyol meydanında dakikalarca süren bu vahşet tamamen sona erdikten sonra polis olay yerine intikal ediyor.

Kentin her caddesinde çok sayıda mobesse kamerası bulunuyor ve bu mobesse kameraları emniyetten 24 saat boyunca takip edilirken, bu cinayetleri gören olmadı mı?

Tefeci çeteler Van’ı neredeyse esir aldı. Ekonomik krizin en ağırını yaşayan Van’da, çareyi tefecilerde arayan yurttaşlar, bir süre sonra intihar ederek tefecilerin elinden kurtulmaya çalışıyor.

Peki, Van nasıl bu hale geldi?

Siz eğer beş yıldır eylem ve etkinlik yasağı adı altında kentte her türlü demokratik aktiviteyi engellerseniz, o kentin caddelerini, sokaklarını bu çetelere teslim etmiş olursunuz.

Van halkı 10 yıl önce kadın cinayetlerine, uyuşturucu kullanımına karşı sokakta mücadele ediyor ve bu suç yapılarının üzerinde sosyal bir baskı mekanizması oluşturarak etkin olmalarını engelliyordu.

Eylem ve etkinlik yasağından faydalanan fuhuş, uyuşturucu çeteleri; şu anda sivil toplum kuruluşlarına, siyasi partilere yasaklanan caddelerde fink atıyor.

Nitekim 1900 gündür; sokakta kadına, gençliğe, kültüre, emeğe, STK’lara, siyaseti engelledikleri için, o boşluğu suç çeteleri doldurdu.

Kent suç örgütlerine teslim edilmiş durumda

Çünkü Demokratik yaşamın etkin olduğu bir şehir yerine adi suç örgütlerinin rahatlıkla suç işlediği bir şehir olsun istiyorlar.

"Suç yapıları ne yaparsa yapsın ama yeter ki demokrasi, iş, eşitlik, özgürlük isteyenler sokağa çıkmasın" anlayışıyla bunları yapıyorlar.

Sokakta suç yapılarının önü açılırken, bir yandan da demokratik kurumların yerini aşiret derneklerinin alması için yoğun çaba gösteriyorlar.

Hafta içinde Van İl Müftülüğünde ortaya çıkan torpil skandalından anlıyoruz ki; bu yönlü suçlar işleniyor.

Van’da kamu kurumlarında mülakatlara giren yüzlerce genç insanın emeği sömürülerek kendi yakınlarına torpil ile kamu personeli alımı yapılıyor.

İhalelerde milyon dolarlık vurgunlar yapılıyor.

Kayyumların yönettiği belediyeler halka kapatılmış durumda ve oralarda nelerin döndüğünü henüz bilmiyoruz.

Eylem ve etkinlik yasağını bu kadar suçun ortaya çıkmaması ve  rant çarkının sürmesi için kanunsuz bir şekilde sürdürüyorlar. Çünkü bu yasak onların işine geliyor!

Bu yasağın altında bir çapanoğlu var, bunu ileride net olarak göreceğiz. Bu nasıl bir yasak ki, Van Valisi bile, "Bana sormayın. O beni aşan bir durum" diyebiliyor.

Vali bunu söyleyebildiğine göre aklımıza tek bir ihtimal geliyor: İçişleri Bakanlığı ve AKP Van İl Örgütü bu yasağın devamını istiyor ve yasağı da Valiye uygulattırıyorlar.

Böyle mi sürecek?

Ancak bu durum böyle gelmedi, böyle de gitmeyecek. Ülkenin her yanını şantiye ve rantiye alanına çeviren çetelerin gideceği gün için geriye doğru sayım başladı. Onlar da bunun farkında oldukları için "Ne koparsak kardır" şiarıyla daha fazla suça batıyorlar.

Ama bunlar sadece seçim kaybetmeyecekler, günü geldiğinde hesap vereceklerini unutuyorlar.