Yaşananlar etnik temizlikti

Kadın Haberleri —

Alevi Katliamı protesto

Alevi Katliamı protesto

  • Alevi bölgelerinde yaşananların etnik temizlik olduğunu söyleyen F.B: “Özellikle Ramazan ayında, iftardan sonra baskınlar yapılacağı sokaklarda duyuruluyordu. ‘İşimize iftardan sonra devam edeceğiz’ diyorlardı. O iş; öldürmek, yağmalamak ve kadın kaçırmaktı.”

Cihatçı Heyet Tahrir el-Şam'ın (HTŞ) kontrolü ele geçirmesinin ardından, Suriye'de mezhepsel ve etnik ayrımcılık derinleşti. Alevi ve Dürzi toplulukları ciddi insan hakları ihlallerine maruz kalmaya başladı, katliamlar ile yüz yüze kaldı. Tüm bunlar, uluslararası toplumun sessizliği eşliğinde, hiçbir caydırıcı mekanizma olmadan gerçekleşti.

HTŞ terör estirdi

Nujinha’ya konuşan F.B., Baas rejiminin çöküşüyle birlikte, bölgedeki zenginlerin ülkeyi terk ettiğini, geride yalnızca yoksul ve savunmasız halkın kaldığını söyledi. F.B., Baas rejiminin yıkılmasının ardından halkın büyük umutlar beslediğini ifade ederek, “Rejimin düşmesi bizim için bir mucizeydi. Özgürlüğün, insanca yaşamın mümkün olabileceğine inandık. Suriye halkı bir umutla bir araya gelmişti. Ancak çok geçmeden, rejimin çökmesiyle oluşan boşluk, silahlı gruplar tarafından dolduruldu. Özellikle HTŞ sahil bölgesinde terör estirmeye başladı” dedi.

Ölümle tehdit ettiler

“Silah ve mühimmat arama bahanesiyle yapılan baskınlarda, bölgeler gece ansızın sarıldı” diyen F.B. sözlerini şöyle sürdürdü: “HTŞ sivillerin evlerine baskınlar düzenledi, ateş açtı, ağır silahlar kullandı. Kapılarımız çalındığında bize ilk sordukları soru ‘Sen kimsin?’, yani ‘Hangi mezheptensin?’ oluyordu. Alevi olduğumuzu anladıklarında aşağılayıcı hakaretler ediyorlardı. ‘Yere yat’  gibi emirler vererek insan onurunu ayaklar altına alıyorlardı. Emirlere karşı gelenler ya öldürüldü ya da ailelerine katliam uygulandı. Örneğin Datuour ve Sanubar bölgelerinde cesetler 3-4 gün boyunca yerden alınamadı. Çünkü çeteler, yakınlarını almak isteyen sivilleri ölümle tehdit etti.”

‘İftardan sonra devam edeceğiz’

Yaşananların kesinlikle bir etnik temizlik olduğunu söyleyen F.B. şöyle devam etti: “Sürekli ‘Siz kâfirsiniz, Nusayrisiniz’ gibi hakaretlerle aşağılandık. Özellikle Ramazan ayında, iftardan sonra baskınlar yapılacağı sokaklarda duyuruluyordu. ‘İşimize iftardan sonra devam edeceğiz’ diyorlardı. O iş; öldürmek, yağmalamak ve kadın kaçırmaktı.”

Tehdit videoları

Kaçırılan Alevi kadınlara yönelik tehditlerle video çektirildiğini söyleyen F.B., şöyle konuştu: “Kadınlara ya ölümle ya da çocuklarının kaçırılmasıyla tehdit ediliyor. Bu videolarda ‘falan erkekle kaçtı’ gibi sahte senaryolar sunuluyor. Gerçekler ise gizleniyor. Kadınlara din dışı, itibarsız ve ‘savaş ganimeti’ gözüyle bakılıyor.” 

Uluslararası toplum sessiz kaldı

F.B., uluslararası topluma başta umutla baktıklarını ancak daha sonra hiçbir somut müdahale yapılmadığını, suçların örtbas edildiğini söyleyerek, “Tüm delillere rağmen, uluslararası toplum sanki hiçbir şey olmamış gibi davrandı. Olaylar karmaşıklaştıkça bu dosya tamamen kapandı” şeklinde değerlendirme yaptı.

F. B., son olarak şunları söyledi:“Kimsenin kimseye vesayet uygulamasını istemiyoruz. Halklar bir arada, barış içinde yaşamalı. Suriye’nin gücü halklarının çeşitliliğinde. Geçici hükümetin şu anki politikaları Suriye’yi büyük bir yıkıma sürüklüyor.” HASEKÊ

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.