• Türk Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan, önceki günkü kabine toplantısının ardından bir bölümün işgal altında tuttuğu Kuzey-Doğu Suriye’ye yönelik şeni işgal saldırısı tehdidinde bulundu.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buralardan kaynaklanan tehditleri, ya oralarda etkin olan güçlerle birlikte ya da kendi imkanlarımızla bertaraf etmekte kararlıyız." dedi.

Saray’da yapılan Kabine Toplantısı'nın ardından konuşan Erdoğan, toplantıda, sağlıktan eğitime, güvenlikten turizme ve sosyal yardımlara kadar ülkeyi ve milleti yakından ilgilendiren pek çok hususla ilgili değerlendirmeler yaptıklarını belirtti. Erdoğan, Kuzey-Doğu Suriye ile ilgili şunları söyledi: "Suriye'den ülkemize yönelik terör saldırılarının kaynağı mahiyetindeki kimi yerler konusunda artık tahammülümüz kalmamıştır. Buralardan kaynaklanan tehditleri ya oralarda etkin olan güçlerle birlikte ya da kendi imkanlarımızla bertaraf etmekte kararlıyız. Polislerimize yönelik son saldırı ve topraklarımızı hedef alan tacizler artık bardağı taşırmıştır. En kısa sürede bu sorunların çözümü için gereken adımları atacağız."  ANKARA

 

CPT’den uluslararası çağrı

Türkiye'nin Federe Kürdistan’a yönelik saldırılarının sonuçlarını raporlaştıran CPT, saldırıların Kürtlere, inançlara, silahlı ya da silahsız herkese yönelik olduğunu belirterek, uluslararası kuruluşlara duyarlılık çağrısında bulunuldu. 

Hristiyan Arabulucular Takımı’nın (CPT) 2015’ten beri tuttuğu veriler, Türkiye'nin askeri saldırılarının boyutlarını gözler önüne seriyor. Türkiye'nin Federe Kürdistan’a yönelik saldırılarında Hristiyanların uğradığı hak ihlallerini belirlemek amacıyla hazırlanan raporda, Hristiyan köylerinin boşaltıldığı, evlerin, kiliselerin yıkıldığı, bağ ve bahçelerin zarar gördüğü ve Hristiyanların mülteci konumuna düştükleri kaydedildi. CPT’nin verilerine göre; Türkiye'nin bölgede 42 askeri üssü bulunurken, 148 köy boşaltıldı, 116 sivil de yaşamını yitirdi. Ayrıca Türkiye’ye ait 80 İHA/SİHA'nın da aralıksız bir şekilde bölgede saldırılar düzenlediğine dikkat çekildi. 

Raporda, Türkiye'nin Dihok’un Zaxo bölgesinden Hewlêr’in Kelaşîn ve Sidekan bölgelerine kadar uzanan bir hattı “güvenli bölge” yapma adı altında egemenliği altına almayı amaçlandığı belirtildi. Raporda, Türkiye'nin bölgedeki operasyonları sadece PKK’ye yönelik olmadığı, Kürt halkına, inançlara, silahlı ya da silahsız herkese yönelik bir tarzda yürütüldüğüne yer verildi. 

Hava saldırılarında Hristiyanlara ait kiliseler, inan

ç yerlerinin zarar gördüğünün belirtildiği raporda, "Köylerde can güvenliği kalmayan Hristiyanlar bir bir köylerini terk etmek zorunda kaldı. Türkiye’nin saldırılarında birçok Hristiyan aile Irak sınırında mülteci oldu ve geçen yıldan bu yana 10’dan fazla kilise zarar gördü ve ibadete kapatıldı. Türkiye’nin saldırılarından dolayı 80’in üzerinde köy boşaltıldı ve köylüler Zaxo’ya göç etmek zorunda kaldı" denildi.

Raporda, Hristiyanların ana geçim kaynağının tarım olduğu ifade edilirken, toprak sahiplerinin topraklarını sulayamadığı belirtildi. Raporda, “Öfke ve tepkilere rağmen Türkiye’nin saldırıları hala bölgede sürüyor. İnsanlar, inançlar ve halklar zarar görüyor” denilerek uluslararası güçlere duyarlılık çağrısı yapıldı. 

Raporun devamında şunlara yer verildi: "DAİŞ’in vahşetine benzer bir vahşeti Hıristiyanlar Türkiye’nin saldırılarında yaşıyor.” 

 

Kalın, F-16 alımını doğruladı

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye'nin ABD'den F-16 savaş uçağı alacağı yönündeki haberleri doğruladı.

Türkiye'nin ABD'den 40 civarında F-16 savaş uçağı alacağı yönündeki tartışmalara dair Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, açıklama yaptı. Milliyet'e konuşan Kalın, “Birinci tercihimiz, hakkımız olan F-35’leri almaktır. ABD ile bu kriz aşılırsa Türkiye tekrar programa girer, oradaki F-35’lerimizi alırız; çözülmezse alternatif arayışlarımıza devam ederiz” dedi. Kalın, ödedikleri para karşılığında alternatiflerin değerlendirilebileceğini belirterek, şunları söyledi: “Şartları gördükten sonra ihtiyaçlarımız çerçevesinde nihai bir karar verilir.  F-35 programına ödenen 1,4 milyar karşılığında mevcut F-16 filomuzun genişletilmesi alınması ve elimizdeki F-16’ların modernizasyonu bir alternatif olarak değerlendirilebilir. Mesele daha yeni şekilleniyor.”