Yeşil Sol Parti sorumluluk almaya hazır

Yeşil Sol Parti EşSözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar

Yeşil Sol Parti EşSözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar

  • Yeşil Sol Parti EşSözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın ortaklaşması durumunda seçimlerde sorumluluk almaya hazır olduklarını söyledi. 

Anayasa Mahkemesi’nde açılan davaya karşı B ve C planlarını devreye koyan Halkların Demokratik Partisi (HDP), önceki gün gerçekleştirdiği Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında Yeşil Sol Parti ile seçimlere girme seçeneğini tartıştı. Kurulduğu 2012'den beri HDP’nin bileşeni olan; 50’ye yakın il ve 212 ilçede çalışmalarını sürdüren Yeşil Sol Parti, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından seçime girme yeterliliği de açıklandı. 3. Yol’un savunucusu olduklarını belirten Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan partilerin uzlaşması durumunda seçimlerde sorumluluk almaya hazır olduklarını söyledi. 

MA'dan Özgür Paksoy'a konuşan Eşsözcü Uçar, partisinin dört adalet kavramı üzerinden siyaset yürüttüğünü hatırlatarak, şunları söyledi: “Kapitalist endüstriyel sömürü sistem karşısında derinleşen, yoksulluk, işsizlik ve gelir dağılımında çok ciddi bir eşitsizlik var. Bu anlamda çözüm önerisi olarak da bir iktisadi adalet politikasını esas alıyor. Diğer anlamda kapitalist endüstriyel büyüme ve kalkınma kapsamında doğa hayatının yaşadığı ciddi bir tahribat var. İklim değişikliği ve ekosisteme dönük olarak da çevre iklim adaletini savunuyor. Farklı etnik ve inançsal kimliklerin tanınmasında da bir tanınma adaleti politikası izliyoruz. En önemli başlıklardan biri de katılım adaleti. Özellikle siyasal çoğunluğun önündeki yasal, kültürel, fiili bütün engeller kapsamında Türkiye’nin içinde barındırdığı bütün çoğulcu yapıların, farklı etnik kimliklerin siyasal hayata kavuşabilmesini sağlamak. Aslında demokratik siyasetin zemini, bu dört adalet bağlamı üzerinden Türkiye’de toplumsal adaletin zemini açısından çok kıymetli bir yerde duruyor. Biz de bütün politikalarımızı bu dört adalet kavramının hayata geçirilmesi üzerinden planlıyoruz.”

Örgütsel yeterliliğimiz de var

Yeşil Sol Parti’nin 10 yıllık siyasi hayatında çalışmalarını HDP içerisinde belli bir uzlaşmayla yürüttüğünü dile getiren Uçar, “Son dönemlerde tek adam rejimiyle birlikte demokratik siyasete ciddi bir saldırı var. HDP başta olmak üzere demokratik siyaseti savunan bütün siyasi partiler, toplumsal kesimler ve çevreler bir abluka altına alınmaya çalışıldı. Bu süreç bağlamında bizler de bir buçuk yıl önce hem demokratik siyasetin daha güçlü hayat bulması hem de demokratik siyasetin olması gerektiği seviye açısından bir karar aldık. Bu karar çerçevesinde aslında yaygın bir örgütlenme gerçekleştirdik. Bunun içerisinde seçime girme yeterliliği de vardı. Bugün itibariyle 50’ye yakın il ve 212 ilçede örgütlüyüz. En son YSK tarafından seçime girme yeterliliğimiz açıklandı. Örgütsel anlamda da yeterliliğimiz var” şeklinde konuştu.

Kapatma davası hukuki değil

Seçim sürecine giderken HDP’ye dönük kapatma davasının Türkiye siyaseti açısından demokrasi ayıbı olduğunu dile getiren Uçar, şöyle devam etti: “HDP’nin kapatılma davasının bir hukuki süreç olarak değil de siyasi süreç olarak değerlendirmek yerinde olur. HDP'nin, 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin farklılıklar adına, çoğulcu ve katılımcı demokrasi adına kazanmış olduğu başarı, bugün karşılaşmış olduğu kapatma dahil bütün saldırıların temelini oluşturuyor. Bugün yaşamak zorunda bırakıldığımız tek adam rejimini engelleyen format, aslında HDP'nin 7 Haziran seçimlerinde yaşattığıdır. 1 Kasım seçimleriyle birlikte durum farklı bir hal aldı. Siyaset tek adam rejiminin her türlü saldırısıyla bir abluka altına girmiş oldu.”

Emek ve Özgürlük İttifakı kararı

Seçim stratejisini bileşenleriyle belirleyen HDP’nin Yeşil Sol Parti ile seçimlere girme kararını değerlendiren Uçar, “Bu kararın ittifak ile de ortaklaşması gerekiyor. Sadece bir seçim ittifakı değil, bir mücadele ittifakı olarak kendisini ifade eden Emek ve Özgürlük İttifakı var. Dolayısıyla ilgili bütün kurumların kararını önemli buluyoruz. Biz örgütsel yeterliliğimizi tamamladığımızda, HDP’nin bir bileşeni olarak eğer seçim sürecinde bir sorumluluk düşerse almaya hazır olduğumuzu ifade ettik. Ancak bu kurullarda karar netleştikten sonra seçim konusunda sorumluluğu almaya hazırız. Hem HDP’nin bileşenleri hem ittifak güçlerinin ortaklaşması durumunda nasıl bir mücadele ortaklığı tarif ettiysek, yine seçim çalışmalarını da bu ortak ittifakla, ortak akılla yürütmeye devam edeceğiz” dedi. 

Yeni bir yol mümkün

Hem Türkiye hem dünya açısından yaşananların çoklu kriz olduğunu belirten Uçar, şunları söyledi: “Bu çoklu krizler karşısında sadece siyasi partilerin değil, bu krizlere maruz bırakılan bütün toplumsal kesimlerin de bir arayışı var. Bu arayışın kendisini 3. Yol olarak tarif ettik. Bugün Türkiye toplumunun tek adam rejimiyle birlikte yaşamış olduğu ekonomik, ekolojik, hukuki şiddet, ister istemez hem siyasi partiler hem de toplumsal kesimler açısından yeni bir yolun mümkün olduğunu ifade etti. Mevcut sistemin dayattıklarına karşı sistem dışı bir arayışı ifade ediyor. Bizim açımızdan bir siyasetin yaşam bulması, onun ne kadar toplumla bütünleştiğiyle alakalı bir durum. Bugün AKP-MHP ittifakının 20 yılda yürütmüş olduğu politikalar, toplumda şöyle bir yakınlaşmaya sebebiyet verdi; iktidarın devletin bütün mekanizmalarıyla kurduğu ilişki, bir ötekileştirme ilişkisiydi. Toplumla kurduğu ilişki bir ötekileştirme ilişkisiydi.” 

Toplumun siyasete demokratik müdahalesidir

Ekonomik anlamda eşitliğin, inanç ve kimlik anlamında özgürlüğün, şiddetsiz bir ortamda kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinin, doğanın tahribatının olmadığı bir dünya, bir ülke, bir toplumsal yapının mümkün olduğun söyleyen Eşsözcü Uçar, şunları dile getirdi: "3. Yol da bunu tarif ediyor. Toplumun kendisinin nasıl bir geleceği yaratabileceği mekanizmalar… Özü itibarıyla toplumun siyasete, siyasetin de bütün mekanizmalarıyla topluma aktığı bir yol tarif ediyoruz. HDP ile birlikte biz de aslında 3. Yol’un savunucusu olarak kendimizi siyaseten ifade ediyoruz. Politik olarak bu hattayız. Bunun imkanları var. Türkiye’de toplumda en büyük talebin değişim olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Bu değişim talebi birinci aşamada mevcut iktidarın, tek adam rejiminin değişmesi; ikinci aşamada ise Türkiye’den nasıl bir siyasetin gerçekleşebileceği, hangi siyaset mekanizmalarla yer alabileceği, toplumun bu siyaset mekanizmalarıyla neresinde yer alacağı… 3. Yol, bir anlamda toplumun demokratik olmayan siyasete, demokratik bir biçimde müdahale etmesidir. Bunu yapabilme koşulumuz var. Toplumdaki değişim talebi bize hem rehberlik hem öncülük ediyor. Biz de bu sürecin bir anlamda sözcüsü, bir anlamda emekçisi, bir anlamda yürütücüsü olmaya çalışacağız.”  ANKARA

 

*****

HDP’ye başvurular başladı

HDP, Genel Seçimler için milletvekili aday adayı başvurularını, bugün almaya başladı. Belediye eşbaşkanlarının aday olmayacağı ve iki dönem kuralının esnetilmeyeceği öğrenildi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı ve Genel Seçimler için çalışmalarını sürdürüyor. Tüm kentlerde İl Seçim Koordinasyonu oluşturan HDP, partinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Parti Meclisi (PM) üyeleriyle çalışmaların her aşamasını takip edecek. HDP, aday adayı başvurularını bugün almaya başladı ve 25 Mart'a kadar sürecek. Tüm kentlerde eğilim yoklaması çalışmalarını tamamlayan HDP, isim havuzu oluşturdu. HDP, sembol isimlere de adaylık teklifi götürecek. 

Yerel seçimlerde Belediye Eşbaşkanı, Belediye Meclis üyesi ve İl Genel Meclisi üyesi seçilenler, başvuru yapamayacak. HDP Merkez Yürütme Kurulu toplantısında da masaya yatırılan milletvekili adaylığı için iki dönem kuralının esnetilmemesinde görüş birliğine varıldı.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.