30 yıldır kapının önünde Ahmet’i bekliyor

Azize Ana
- Azize Anne 92 yaşında. 30 yıldır zindan kapılarında. 1994’ten bu yana cezaevinde tutulan oğlu Ahmet Tüneli 6 Ağustos günü tahliye olacaktı. “Pişman” olmadığı gerekçesiyle infazı 3 ay erteledi.
- Azize Anne, 6 Ağustos günü oğlunun tahliye olacağı umuduyla kapısının önüne minder koyup bekledi. “Benim gözüm günlerdir yolda. Barış istiyorlarsa bunu bize yapmaya hakları yok” dedi.
Siverek 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan 30 yıllık tutsak Ahmet Tüneli’nin tahliyesi üçüncü kez ertelendi. İnfaz süresini bitirmesine rağmen, ilk olarak geçtiğimiz yılın Ekim ayında tahliyesi ertelenen Ahmet Tüneli’nin tahliyesi Ocak ve Ağustos aylarında yeniden ertelendi.
Ahmet Tüneli, Amed’de 1 Kasım 1994’te Rezan (Bağlar) ilçesindeki evinde gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra 1996 yılında çıkarıldığı Diyarbakır 2. Özel Yetkili Mahkemesi’nde “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozduğu” iddiasıyla hakkında müebbet hapis cezası verildi. Geçtiğimiz yıl tahliyesi beklenen Ahmet Tüneli için “pişman olmadığı” gerekçesiyle tahliye erteleme kararı verildi. Ocak ayında yeniden aynı kararı veren kurul, bir kez daha “pişmanlık” gerekçesini öne sürerek Ahmet Tüneli’nin infazını 3 ay erteledi.
30 yıldır hapishane kapılarında
Yaklaşık 30 yıldır hapishane kapılarında oğlunu görmeye giden anne Azize Tüneli, 30 yılın ardından 6 Ağustos günü oğlunun tahliye olacağı umuduyla kapısının önüne minder koyup bekledi. Saatler süren bekleyişin ardından gelen araçtan oğlunun çıkmadığını ve tahliye erteleme kararını duyan anne fenalaştı.
İlerleyen yaşı nedeniyle kronik hastalıkları olan Anne Azize, “Ona bir sarılsam, bir öpsem rahatlarım. Ölmeden önce onu görmek istiyorum” dedi.
Evinin kapısı önünde oturarak günlerini geçiren ve oğlu gelecek umuduyla evinden dışarı çıkmayan Anne Azize, “Barış dedikleri bu değil, barış istiyorlarsa önce oğlumu bana göstersinler” diyerek yaşanan hukuksuz sürece tepki gösterdi.
Ölmeden önce oğlumu görmek istiyorum
ANF’ye konuşan Anne Azize şunları belirtti: “Birçok cezaevine gittim, en son onu Siverek’e getirdiler. Benim ömrüm cezaevlerinin kapısında oğlumu bekleyerek geçti. Şimdi de kapımın önünde oğlumu bekliyorum. Hastayım, ne yol gidebiliyorum ne de cihazlardan geçebiliyorum. Oğlum bana ‘gelme, hastasın’ diyordu. Ben onu görmeden asla yapamazdım. Oğlum günlerce açlık grevinde kaldı, bundan dolayı çok sayıda hastalığı var. Belinde fıtık ve vücudunda hastalıklar var. Dik yürüyemiyor. Onu en son gördüğümde hastaydı. 6 yıldır onu görmüyorum. Sağken onu görmek, koklamak istiyorum. Onu görmeden ölmek istemiyorum. Bu kapıda onu görürüm diye bekliyorum. Cezası bitti ama onu bırakmıyorlar. Bu şekilde hem bizi hem de onu cezalandırıyorlar.”
Barış istiyorsanız önce cezaevlerini boşaltın
Anne Azize, hukuksuzluğun ne vicdani ne de insani olduğunu belirtti ve ekledi: “Benim gözüm günlerdir yolda. O gün aracın boş geldiğini görünce saatlerce ağladım. Bize bunu yapmaya hakları yok. Bu gözlerle onu görmek istiyorum. Onu bıraksınlar, o da buraya, evine gelsin. Ne hapishaneye gidebiliyorum ne de başka bir yere. Tek istediğim, onu bir kez olsun görebilmek. Onu görmeden ölmek istemiyorum. Barış diyorlar ama anne ile oğulu birbirinden ayırıyorlar. Bu insanlık değil, bu vicdan değil. Barış istiyorsanız önce bu insanları cezaevinden çıkarın. Benim bu mücadelemi görsünler. Oğlumu çok özledim.” AMED










