30 yıllık kayıp hakkında soruşturma

Nazım Babaoğlu

Nazım Babaoğlu

  • Urfa Cumhuriyet Başsavcılığının 30 yıldır kayıp olan Özgür Gündem gazetesi muhabiri Nazım Babaoğlu hakkında 2021’de “Örgüt üyeliği” iddiasıyla soruşturma başlattığı ortaya çıktı. 

30 yıldır kayıp olan gazeteci Nazım Babaoğlu dosyası sürünceme bırakıldı, 2015'te soruşturma dosyasının esas numarası değiştirildi. AYM, 'yaşıyor görünüyor' derken, savcılık 'maktul' dedi.  2021'de ise hakkında "Örgüt üyeleğinden" soruşturma başlatıldığı anlaşıldı. Avukatlar, hala dosyaya ulaşamıyor.

Riha’da 12 Mart 1994’te kendisine gelen “acil haber var” telefonuyla çağrıldığı Sêwêreg (Siverek) ilçesinden bir daha geri dönemeyen Özgür Gündem gazetesi muhabiri Nazım Babaoğlu, 30 yıldır kayıp. Gazeteci Babaoğlu’nun kaybedilmesinin ardından ailesi ve Özgür Gündem gazetesinde birlikte çalıştığı meslektaşları, yıllarca hukuksal mücadele verdi. Bu sürüçte ailesi ve meslektaşları, yürütülmeyen soruşturma sebebiyle olayın tanıklarına dahi kendi imkanlarıyla ulaştı. Dönemin savcıları ve kolluk kuvvetleriyle görüşmeler yapan aile, kendi imkanları ile buldukları tanıkların dinlenmesine ilişkin savcılık makamına dilekçeler yazdı. 

Soruşturmayı aşamadı

O dönem kardeşi kayıp olan bir başka yurttaş, kardeşini ararken Nazım Babaoğlu’nu Sedat Bucak’ın evinde gördüğünü Babaoğlu Ailesi'ne iletti. Aile, tanıklık eden kayıp yakınının beyanlarını ve buldukları bütün delilleri, dönemin Diyarbakır Özel Yetkili Savcısı Ahmet Karacan’a teslim etti. Kayıtlara geçen bu beyanlar ve delillerle birlikte Urfa Savcılığına suç duyurusunda bulunuldu. Savcılık, soruşturmanın kovuşturmaya dönüştürülmesini "delil yetersizliği" gerekçesiyle reddetti.

Danıştay'da 10 yıl, AYM'de 5 yıl bekleme

Aile, 10 yıllık soruşturma süreci ardından verilen kararı Danıştay’a taşıdı, ancak dosya burada da 10 yıl bekledi. Aile, 2018'de Danıştay’ın da kararının olumsuz olması üzerine Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. 5 yıl sonra 30 Mart 2023’te karar veren AYM, Babaoğlu Ailesi'nin “yaşam hakkı ihlali” kapsamında yaptıkları başvuruyu, soruşturmanın devam etmesi ve başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez buldu. Ayrıca, hakkaniyete uygun yargılama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın da dayanaktan yoksun olduğunu savunan AYM, bu talebin kabul edilemez olduğu kararını verdi. Babaoğlu Ailesi'nin makul sürede yargılamanın ihlal edildiği talebini de değerlendiren mahkeme, bu talebi kabul edilebilir olarak değerlendirerek, Babaoğlu Ailesi'ne yargılama giderleri için 12 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi.

AYM’ye göre 'yaşıyor' kaydı

Aileye tebliğ edilen AYM’nin gerekçeli kararında, aile bireyleri hakkında “Dönem dönem terör örgütü üyesi veya propagandasından sabıka kayıtları olduğu ve mahkemelerde yargılandığı”; nüfus kayıtlarında inceleme yapıldığı ve “Nazım’ın hala yaşıyor olduğu” beyanları yer aldı. 

Savcıya göre yaşamıyor

Son olarak aile avukatlarının yaptıkları UYAP sorgulamalarında şunlar görüldü;

* Nazım Babaoğlu’na ilişkin yürütülen soruşturma dosyasının esas numarasının 2015'te değiştirildiği,

* Babaoğlu’nun “maktul” olarak gösterildiği dosyaya aranan bir şüphelinin eklendiği,

* Gazeteci Babaoğlu hakkında 2021'de hakkında “Örgüt üyeliği” iddiasıyla soruşturma başlatıldığı ortaya çıktı.

Dosyanın ayrıntılarına ulaşılamıyor

Her iki soruşturma dosyası için alınan kısıtlılık kararı nedeniyle avukatlar ve aile, dosyanın ayrıntılarına ilişkin bilgi alamıyor. İHD Riha Şube yöneticisi avukat Mustafa Vefa, tüm ısrarlarına rağmen dosya hakkında bir detay öğrenemediklerini belirtti. Vefa, "Dosya içerisinde kim olduğunu bilmediğimiz bu şüpheli hakkında yakalama kararı olduğunu öğrendik. Dosya TEM savcısında. Bu dosya kısıtlama kararıyla birlikte 2015’ten bu yana sürüyor. Bu dosyaya ulaşamamak başlı başına bir hak ihlalidir” dedi.

Adlı Tıp'tan cevap bekleniyor

Vefa, 2021’de açılan soruşturmada da yine kısıtlama kararı olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Biz bu dosyaların kısıtlama kararlarının kaldırılarak hem aile hem de avukatlara açılması talebinde bulunduk. 2022'de Hilvan’da kemikler bulundu. Hem Babaoğlu’nun ailesi hem de Urfa’da yaşayan diğer kayıp yakınları, Hilvan’da suç duyurusunda bulunduk, ancak dosyada bir değişiklik olmadı. Sadece en son iki ay önce aileyi çağırarak kan örnekleri alındı. Hala Adli Tıp'tan gelecek cevabı bekliyoruz. Bir yandan bulunan kemikler var, biz bunların Nazım’a ait olabileceği düşüncesiyle soruşturmaya dahil olduk. Bir yandan da bizim dışımızda, ailenin avukatları dışında yürütülen bir süreç varmış. Bundan daha yeni haberimiz oldu. 2015’ten bu yana yürüttükleri dosyada kimi aradıklarını, şüphelinin kim olduğunu, Nazım’ın kaybında kimin olabileceğine ilişkin bir şüpheleri varsa bunları bizimle paylaşmaları gerekiyordu, çünkü bizim bildirdiğimiz tanıklar vardı. Devam eden bir dosya süreci vardı. Bir de AYM, aldığı kararda Nazım'ın 'yaşadığını' iddia ederken, savcılık açtığı soruşturmada Nazım'ı maktul, yani ölü olarak geçiyor. Burada bir birinden kopuk bir süreç işletiliyor. Biz hukuksal girişimlerde bulunacağız.”  MA/RIHA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.