33 düş yolcusu için ADALET
❏
- 33 düş yolcusunun yaşamını yitirdiği Suruç Katliamı’nın bugün 5. yıldönümü. Aradan geçen yıllara rağmen dosyada herhangi bir ilerleme sağlanamadı, davanın tek sanığı hala duruşmaya getirilmedi.
Suruç Katliamı’nın 5. yıldönümü vesilesiyle Suruç şehitlerinin mezarlarının başında bugün anmalar yapılacak. Birçok ilde “Suruç için adalet, herkes için adalet” şiarıyla da anma eylemleri düzenlenecek.
20 Temmuz 2015’te, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) çağrısıyla, Kobanê’deki savaşın izlerini ve travmalarını silmek, oradaki insanlarla dayanışabilmek için 300’e yakın insan yola çıkmıştı. Çoğunu üniversite öğrencisi gençler oluşturuyordu. Düş yolcuları, Urfa Suruç’taki Amara Kültür Merkezi’nde bir araya gelmişti. Yanlarında müzik aletleri ve oyuncaklar da vardı. Çocuklarla oynamak, onlar için atölye ve konser düzenlemek istiyorlardı. Kobanê’ye geçip hem insanlara destek olacaklar hem de düşlerini gerçekleştireceklerdi. Sabah saatlerinde Kobanê’ye geçmeyi beklerken, DAİŞ tarafından gerçekleştirilen canlı bomba saldırısı sonucu 33’ü hayatını kaybetti, 104’ü yaralandı.
Katliamdan bir gün sonra Urfa 2’nci Sulh Ceza Hakimliği, doysa kapsamına ve soruşturmanın amacı tehlikeye düşüreceği, delillerin tam olarak toplanmamış olmaması gerekçesiyle “gizlilik” kararı çıkardı. Üzerinden 21 ay geçmesi ardından Urfa 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde katliamın ilk duruşması sanıksız başladı. O günden bu yana 14 duruşmanın yapıldığı davanın tek sanığı olarak gösterilen Yakup Şahin ise şimdiye kadar mahkemeye götürülmedi.
5 yılda bir arpa boyu yol alınamadı
MA’dan Ferhat Çelik ve Mehmet Aslan’a konuşan davanın avukatlarından Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Veysi Eski davanın gidişatına ilişkin değerlendirmede bulundu. Doğru düzgün bir araştırma yapılmadan davanın açıldığını belirten Eski, “Şimdiye kadar Yakup Şahin isimli şahıs hakkında dava açıldı. O kişi Ankara Katliamında da sanık pozisyonunda. Bu şahıs 14 duruşmadır mahkeme salonuna getirilmedi. Araştırmasını istediğimiz bütün hususlar mahkeme tarafından sürekli olarak reddedildi” dedi.
Mahkemeye getirilen görüntülerin 5 saatlik kısmının kesildiğinin altını çizen Eski, şöyle devam etti: “Bu 5 saatlik kısmın kimler tarafından ve nasıl kesildiğini, olaydan sonra orada kimlerin ve nelerin olduğunu defalarca sorduk. Bu noktalarda karanlıkta kalan ciddi meseleler var. Saldırının olduğu gün Abdullah Ömer Aslan isimli bir kişi olay yerinde görülüyordu. Bu kişinin imam olduğu söyleniyordu. Ancak bu kişi gözaltına alınıp derhal serbest bırakıldı. Daha sonra bizim ısrarlarımız sonucu mahkemede tanık olarak dinlenildi. Mahkeme bu kişi hakkında suç duyurusunda bulundu. Mahkemenin suç duyurusuna rağmen savcı işlem yapmıyor. Buna hiçbir şekilde ne dava açıldı, ne yakalama ne de tutuklama yapıldı.”
Üstü kapatılmaya çalışılıyor
Davanın tek sanığı olan Yakup Şahin’in üzerinde sabitleyip, ceza verip dosyayı kapatma eğiliminde olunduğunu belirten avukat Eski, şöyle devam etti: “Bunların yapmaya çalıştığı şey özellikle o istihbarat zafiyeti hatta kasta varan durumların üstünün kapatılmasıdır. Geçtiğimiz gün görülen Ankara Katliamı davasında birçok failin YPG’nin elindeki kamplarda olduğuna dair istihbarat raporları girdi. Ki Ankara Katliamı ile Suruç Katliamı’nın aynı grup tarafında yapıldığı netleşmiş vaziyette. Bu kişilerin aslında tespit edilmesi çok zor değil. Ama bu kişilere dair sadece bir istihbarat raporu mahkemeye gönderiliyor. Bu kişilerin hangi ilişkiler içerisinde olduğu, Türkiye’deki ayaklarının ne olduğuna dair hiçbir açıklama yapılmıyor.”
Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Eğer 7 Haziran ile 1 Kasım arasında olanların ne olduğunu açıklarsak kimse yerinde oturamaz” sözlerine de atıf yapan Eski, Davutoğlu’nun çıkıp dürüstçe ne demek istediğini açıklaması gerektiğini söyledi. 18 Ağustos’ta yapılacak bir sonraki duruşmaya katılım çağrısında da bulunan Eski, “Biz bu davanın takipçisi olmaya ve ailelerin yanında durmaya devam edeceğiz” diye vurguladı.
HABER MERKEZİ
