Adalet, yüzleşerek inşa edilir

Zilan Katliamı / foto kaynak: Sedat ULUGANA
- DEM Parti, Zîlan Katliamı'nı unutmadıklarını vurgulayarak, "Hakikati inkâr eden bir sistemin barış üretmesi mümkün değildir. Adalet, unutarak değil; yüzleşerek inşa edilir” dedi.
Kürtlere yönelik en büyük katliamlardan biri olarak tarihe geçen Zîlan Katliamı’nın üzerinden 95 yıl geçti. Wan'ın Erdîş (Erciş) ilçesinde bulunan Zîlan Vadisi'nde (Geliyê Zîlan) 12-13 Temmuz 1930'da on binlerce Kürt katledildi. Hesenebdal, Exs, Kelle, Qizil Kilîse, Zorova, Binesî, Bunizî, Pelex ve Kerx köylerinin de aralarında bulunduğu 44 köy ateşe verilirken, katliamdan sağ kurtulanlar ise sürgün edildi. DEM Parti, Türk devletini Zîlan Katliamı ile yüzleşmeye ve Kürt halkından özür dilemeye çağırdı.
Biroyê Heskî Têlî'nin 1926'da, Ağrı Dağı’nda başkaldırması sonrası Lübnan'da kurulan Xoybûn Örgütü, 1929'da direnişe dahil oldu. Xoybûn, dağınık şekilde savaşanları toparlaması için Berzenci Aşireti’ne mensup Seyid Resul'ü Zîlan Deresi'ne (Geliyê Zîlan) gönderdi. Seyid Resul, beraberindeki 400 kişilik grupla Erdîş'i kuşattı. Uzun süren çatışmalar neticesinde geri çekilen isyancılar, İran'a geçti. Bunun üzerine Erdîş’te yüzbaşı olarak görev yapan Derviş Bey, müfrezesini alarak, Zîlan Deresi’ni ablukaya aldı. Giriş ve çıkışları askerlerce tutulan Zîlan bölgesindeki 44 köy ateşe verildi. Köylerin ateşe verilmesinin ardından binlerce kişi, toplu bir şekilde makineli tüfeklerle katledildi. Sağ kalanlar ise sürgün edildi. Köylülerin hayvanlarına ve diğer malvarlıklarına el konuldu. Cenazelerin altında sağ çıkan ya da kaçıp hayatını kurtaran köylüler, uzun süre kaçak yaşamak zorunda kaldı. Zîlan Katliamı'nda katledilenlerin sayısı 15 bin olarak belirtilse de dönemin tanıkları ve kimi farklı kaynaklar gerçek sayının 40 binden fazla olduğunu belirtiyor.
En ağır örneklerden
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Halklar ve İnançlar Komisyonu, Zîlan Katliamı’nın 95. yıl dönümüne ilişkin yazılı açıklama yayınladı. Kadın, çocuk, yaşlı binlerce insanın katledildiği hatırlatılan açıklamada, “Kadınlar, çocuklar, yaşlılar, bombalarla, makineli tüfeklerle yok edildi. Evler yakıldı, köyler haritadan silindi, hayatta kalanlar sürgüne zorlandı. Zîlan Katliamı, Kürt halkına yönelik sistematik imha ve inkâr politikasının en ağır örneklerinden biridir” denildi.
Devlet adını bile anmıyor
Üzerinden 95 yıl geçmiş olmasına rağmen katliamla ilgili hiçbir resmi yüzleşme yapılmadığı, devletin katliamın adını dahi anmadığı belirtilen açıklamada, şunları ifade edildi: "Katliamın gerçekleştiği coğrafyada ne bir hafıza taşı, ne bir özür, ne de adaletin izi vardır. Ancak halklarımız, tüm yok sayma politikalarına rağmen bu hakikati belleğinde taşımaya devam etmektedir.
Büyük yara ve sorumluluk
DEM Parti olarak, yürüttüğümüz Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin temel yapı taşlarından birinin geçmişle yüzleşmek olduğunu vurguluyoruz. Zîlan, sadece Kürt halkının değil, bu topraklarda eşit ve özgür bir yaşam isteyen herkesin ortak hafızasında yer alan büyük bir yara ve aynı zamanda ortak bir sorumluluktur. Bu bağlamda;
* Zîlan Katliamı, Türkiye Cumhuriyeti tarafından resmi olarak tanınmalı ve halktan açık bir özür dilenmelidir.
* Türkiye Meclisi bünyesinde bağımsız ve kapsayıcı bir Araştırma Komisyonu kurulmalıdır.
* Zîlan Vadisi, bir hafıza ve yüzleşme mekânı olarak korunmalı; imha edilen köylerin, yok sayılan yaşamların izleri onarıcı bir yaklaşımla görünür kılınmalıdır.
* Hakikati inkâr eden bir sistemin barış üretmesi mümkün değildir. Adalet, unutarak değil; yüzleşerek inşa edilir. Zîlan’ı unutmadık.” ANKARA















