Akdeniz ve Ege’de savaş olmayacak

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Recep Tayyip, geçenlerde savaş ruhunu kışkırtıp heyecan kasırgaları estiren, tedirginlik körükleyen, tansiyon yükselten, korku yayan bir maganda beyanıyla meydan okudu, düşmanlarına: “Gücünüz varsa, gelin hesaplaşalım!..“ Ama maganda’nın hedefi bu kez dişli. Kürtler gibi silahsız değil. Füzeleri, uçakları da var.

Medyada “Akdeniz ve Ege‘de sular ısınıyor“ veya “denizlerde savaş hareketliliği“ haberleri. Akdeniz sularında, borda bordaya rakip savaş gemileri...

Recep Tayyip, geçenlerde savaş ruhunu kışkırtıp heyecan kasırgaları estiren, tedirginlik körükleyen, tansiyon yükselten, korku yayan bir maganda beyanıyla meydan okudu, düşmanlarına:

“Gücünüz varsa, gelin hesaplaşalım!..“

Avrupa Birliği, bu meydan okumadan sonra, Yunanistan’a desteğini açıkladı. Fransa, İsrail ve Mısır’ın da yer aldığı karşı ittifaklar kuruldu

Fransa, önceki gün, “Türk tehlikesi“ne karşı, top, tüfek, füze donanımlı bir gemi gönderdi, Akdeniz sularına. Üstünde de hava koruması...

Suudi Arabistan ise Yunanistan’a, “yanındayız“ diyenler ittifakına katıldı.

Dolayısıyla ortalıkta, “savaş çıkacak“ eyyamı. Ama ben, kestirmeden giderek ve Çetin Altan’ın sözüyle, “hiç bir şeycik olmayacak ve de savaş mavaş çıkmayacak“ diyorum.

Maganda’nın hedefi bu kez dişli. Kürtler gibi silahsız değil. Füzeleri, uçakları da var.

Onun için, duyduğunuz tamtam sesleri, Maganda’nın içe dönük, yani “Türk’ün Türk’e, Türk propagandası“ tertibinden entrika ve şantaj sularında, havayı yumruklama gürültüsü...

Bir yakınımın tesbitiyle, “Akdeniz ve Ege‘de atılan savaş naraları az bile...“ Çünkü yandaş lümpen kesim aç. Homurdanmaya başladılar. Onları kan ve hamasetle oyalamak gerek..

Maganda, olan paraları IŞİD’i kanatları altına alma ve onları kara gücü oluşturup Kürtleri, kendi kanında boğmaya harcadı. Ama “son ferdine kadar“ diyerek Kürtleri bitireyim derken, kendi ekonomisini de bitirdi. Kürtlerin sözüyle “kewarin dibi“ göründü. Kasa tam takır, kuru bakır kaldı.

Öyleki, dünyayı saran salgın günlerinde, bütün devletler kendi halkına maddi yardıma koşarken, bunlar, yardım tolayan tek yer yüzü istisnası olarak belirdiler.
Bu arada açlar, işsiz, işlevsizler ordularına yeni taburlar katıldı. İşsizler ordusu giderek büyüyor. 10 milyon kişilik bir işsizler kitlesinden bahsediliyor.

Bunların çoğunluğu en alttakiler, yani Maganda lümpenler. Gerçi ırkçılık artık genel kimlik, ama alttaki olan bu kesim, ırkçılığın da ana damarı. Bunların beyni, yıllar yılı Kürt düşmanlığıyla zehirlendi. Maganda’dan ırkçı bir kuşak yetiştirildi.

Bir televizyon yıldızı olan Cüneyt Özdemir bile “affedersiniz, HDP yandaşlığı yok mu?“ diyebiliyordu. Irkçılık bu derekede yani...

Demem o ki, Kürt kanına alıştırılmış, bir kalabalık var. Kılıçdaroğlu’nun CHP’si de bu damarı besledi. MHP küskünü Akşener eski “Beyaz Toros kraliçesi...“
Bu kesim ayrca ganimetle geçinmeye alışık..

Türk ekonomisi, son on yılda ağırlıklı olarak, “ganimetle“ beslendi. IŞİD vekil olarak sahaya salınırken, saflarında ayrıca işi, uğraşı hırsızlık, soygun, talan olan azımsanmayacak bir Türk kitle vardı. IŞİD, zaten bütün çalıntıları Türklere aktarıyor, pazarlarında satışa çıkarıyordu. Suriye’nin bankaları bu iki koldan boşaltıldı. Mağazalar talan edildi. Piyasada para eden her şeyi, bu tarafa aktardılar. Fabrika ve makineleri söküp getirler. Su borularını, elektrik kabloları, yıktıkları binaların hurda demilerini bile...

Rojava ve Efrîn’in zeytinlerini çaldılar. “Türk malı“ etiketiyle Avrupa’ya ihraç ettiler. Buğday silolarını, koyun sürülerini talan ettiler. Kısacası Suriye ekonomisini, çalıp bu tarafa aktardılar. onunla beslendiler. Hırsızları, katilleri, tecavüzcüleri beslediler...

Ama bitti. Onu da bitirdiler. Bu kesimleri, iktidar çetesine bağlayıp kâm edecek, yeni savaş cephesi, en azından gaz alıcı nitelikte olay veya olaylar zinciri gerekliydi. Kiralık IŞİD’çilerden 17 bin kişlik ordu ile Libya’ya çıktılar. Ama kazanç istendiği gibi olmadı. Bunun üzerine Akdeniz, Ege sularına dalıp yunanistan kapılarına dayandılar. Ermenistan’ı tehdide başladılar.

Ermenistan’la gerginlik, Rusların kaş eğmesiyle son buldu. Ama Akdeniz ve Ege’de gerginlik dolaştırılmaya devam ediyor. Ama, Magandasal geçmiş tanıktır ki, tehditler, ufak çaplı saldırı ve çatışmalar olabilir.

Geçmişte, Suriye henüz güçlü iken hava sahalarına girmiş, bir uçak kaybıyla geri dönmüşlerdi. Tehdit de bir süre sonra sönmüştü.

Suriye’de, Kürt Dağı’nda bir Rus uçağı düşürdüler. Sonra Putin’in ayağına kapanır hale geldiler. Rüşvetse eğer, al sana rüşvet; tazminat diye yüklü paralar ödediler. 3,5 milyar dolarlık füze satın aldılar.

İdlib’i işgal için askeri yığınak yaptılar. Bir taarruz bile düzenlediler. Ama tepelerine bombayı yeyince, yerli yerlerine oturdular. Putin’in ayağına giderken kapıda bekletildiler.

Libya’da fatih olacaktı. Meçhul bir bomba ile mabat üstü oturdular. Burada, bomba da patlatılmadan ricat edecekler. Gücü görünce, “elini ver öpim abicim“ diyen Maganda’yı tanıyoruz, çünkü.

Yunanistan ve Kıbrıs Avrupa Birliği üyesi. Birliğin sözleşmesinde “üyelerden birine saldırı, bütün birliğe saldırıdır“ diye yazıyor. Öte yandan Arap dünyası, İsrail...

“Yanilerin yanisi“ ile Yunanistan ve Kıbrıs, Kürtler gibi yer yüzünün yalnızı değildir. Silah deseniz gabi. Maganda, üç vakte kadar, bir yolunu bulup sorunu, bir şekilde buzluğa koyacak, sonra Avrupalılara dönüp “ver elini öpim“ diyecektir.

Avrupa 2017 yılında, onun “şahsı“na sınırlarını kapatmış, içerye girmesini yasaklamıştı. Bu bir savaştı. “Onurlu“ Recep Tayyip bunun üzerine tehditler savurmuş, ama bir süre sonra yelkenleri indirmiş, kredi almak için kapılarda beklemeye başlamıştı. Kuşkunuz olmasın. Yine öyle olacak.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.