Alın dininizi ve gidin!.. 

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Kürtler kanmadılar. IŞİD’li katilleri yendiler. Sıra bunlarda. Dirençleriyle ekonomilerini çökerten Kürtler. Kürt düşünüp Türkçe söylemek gerekiyorsa eğer, sonlarını da getireceklerdir. Haramilerin kaderi, Kürtlerin elleriyle sönecektir. HDP’nin İstanbul kongresi buna örnektir. Kongre salonu, tribünler ve dahası yöresi insan denizine dönüştü. Kadını ve erkeğiyle Kürtlerin zafere susamış coşkusu, dipdiri umudu karşısında şaşkına döndü, düşmanları.

 

Bunlarınki din ama semavî dinlerle, mesela Kuran’da yazılı İslamla ilgisi, ilintisi yok. Uydurukçuluk. Ama ilk değildir. Bugüne dek sayısız uyduruk din önderi sayıklamaları gelip geçti.

İranlı bir Şii olan Hasan Sabah’ın yarattığı Haşhaşi Fedai tarikatını kullanarak, Elbruz dağlarının doruğundaki Alamut kalesinde kurduğu İsmailiye Devleti (1124), bunların ilkidir. 

İnsanlar Hasan Sabahın fedailerine “harami“ (haydut) diyorlardı.

Haşhaştan elde edilen afyon içirilerek ölüm makinesine dönüştürülmeleri nedeniyle de “haşhaşi” idi onlar.

Haşhaşiler daha sonra ortadan kaldırıldılar ama siyasi İslam iyi bir kazanç yolu olduğu için, türevleri hiç eksik olmadı.

Çağımız da Selefiler, Müslüman Kardeşler, Taliban, IŞİD ve uzantıları..

Hepsi “çok Müslüman”, uğrunda ölecek derekede de “dindar”.

Dindarlık uğruna kendileri gibi olmayanların kafalarını kesiyor, toplu kırım yapıyor, işkence ile can alıyor, tecavüzlükten “Allahu ekber” diye diye talana, soygun ve hırsızlığa koşuyorlar.

Günün Türk rejimi Haşhaşilerin bir versiyonudur. Geri kalmış kafaları avlamada, “Hira dağı kadar Müslüman, Tanrı Dağı kadar da Türk”tür yani. Hem dinci hem de ırkçı...

Dinlerinin verdiği cevazla hırsızlık yapıyor, rüşvet, haraç topluyor, onun bunun malı, mülküne “çöküyor”lar.

Irkçı histeriyle de Gürcü Reis’in “tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan“ naraları eşliğinde, Kürt toprakları işgaline çıkıp cinayetler işliyor, Haşhaşiler gibi orada, burada terör estirip bombalar patlatarak katliam, talan, soygun, hırsızlık yapıyor, sonra bir koşu camiye gidip “Allahu ekber” diyorlar.

Efendileri de, geride mafya ile iş tutarak soygun, rüşvet, haraç ile toplanan dolarları evlerindeki özel odalarda, kasalar ve ayakkabı kutularında istifliyor.

Bunların İslamı böyle yani...

Oysa İslam da tıpkı Hristiyanlık gibi evrensel bir dindir. Hırsızlık, dolandırıcılık, işgal ve talan, yakıp yıkma, katliam, işkence günah ve suçtur.

Gelgelelim yaşananlar kanıttır ki, suç ve günah bunlara göre değildir. Dolayısıyla, İslam değildir bunların dini. Dolandırıcının, katil ve tecavüzcünün uydurması bir şeydir.

Bunların dininde Kürtler, yüz yıldır aidiyetleri, yani kavmi, ırkı mensubiyetleri, soyları nedeniyle soykırıma uğruyor, öldürülüyorlar.

Geçen hafta akibeti herkesten kaçırılan Garibe Gezer’in başına gelenler, Kürtlerin yüz yıllık yaşadıklarının bir özeti, reva görülen vahşetin değişmezliğidir.

Garibe Kürt olduğu için, IŞİD‘in dinine uygun olarak, meydanlarda işkence gördü. Kardeşi Kürt olduğu için katledildi. Öteki felç edildi. Garibe poliste, hapishanede işkence gördü.

Konduğu hapishanede tecavüze uğradı. Sonra tecavüzcülerinin gardiyanlık yaptığı hapishanede tek kişilik hücreye kondu. Orada ölüsü çıktı. Ölüm nedenini araştıran otopsi gizlilikle yapıldı. Öldürüldüğü böylece örtüldü. Türk devleti, ölüsünü mezarlığa götürecek cenaze arabası da vermedi.

Bunların ki namertlik. Savunmasız kadınlara işkence yaparak  katlediyorlar.

Fatma Demirel’e yapılanlar Kürtlerin kaderini simgeleyen bir başka örnek. O bir sağlıkçıydı. İşten atıldı. Çocuğu ile aç bırakıldı. Sonra evinde ölü bulundu.

Şengal, Irak’da bir Kürt diyarı. Sadece Kürt oldukları için gece yarısı bombalanıyor, insanlar katlediliyor. Rojava toprakları işgal altında. Efrîn’in zeytin ağaçlarını bile söküp çaldılar. Kuzey Kürdistan bir enkaz.

Roboskî katliamının yıldönümü yaklaşıyor. Çoğu çocuk, 34 kişiyi bir arada ve uçakların hücumuyla paramparça ettiler. Çok Türk, çok Müslüman, çok dindar ve 2015 yılında 10 Kürt şehrinin katli için emir veren Gürcü Recep, saldırı planlarını yapıp yürüten General Hulusi Akar‘ı sonra Genelkurmay Başkanı yaptı. Kuzeyde 10 Kürt şehrinin katili, Rojava ve Güney’in işgalinde komutan olan bu  yaratık, şimdi savunma bakanı ve öldürdüğü Kürt sayısıyla övünüyor.

Başlığa dönersek, barbar bunlar. Din, bu çağda IŞİD ve bunların elinde çıkar kapılarını açan maymuncuk, dolandırılmayı bekleten geri kalmış kitleleri avlamada kullanılan yemdir.

Ama Kürtler kanmadılar. IŞİD’li katilleri yendiler. Sıra bunlarda. Dirençleriyle ekonomilerini çökerten Kürtler. Kürt düşünüp Türkçe söylemek gerekiyorsa eğer, sonlarını da getireceklerdir. Haramilerin kaderi, Kürtlerin elleriyle sönecektir.

O nedenle dini cinayetler ve işkencelerine örtü yapma çabaları nafile kaldı.

Kürtler, “al dinini, git” diyerek arkalarını döndüler. Haşhaşilere ders olsun bu.

HDP’nin İstanbul kongresi buna örnektir. Kongre salonu, tribünler ve dahası yöresi insan denizine dönüştü.

Kadını ve erkeğiyle Kürtlerin zafere susamış coşkusu, dipdiri umudu karşısında şaşkına döndü, düşmanları.

Çünkü onlar, zulüm yağmurları ve bomba fırtınalarıyla “bitirdik” diyorlardı.

Gürcü ama iki paralık çıkarı için, köklerine tükürüp Türk ırkçılığı yapan Recep, daha iki gün önce, “bittiler” naraları atıyordu. “Sokağa çıkacak güçleri” kalmadı diye devam ediyordu.

Kürtler, İstanbul kongresinde görkemli heyecan gösterisiyle, “Yılmadık, yıkılmadık, buradayız biz ve senin yıkılışın benim elimde” dediler. Bu da sana ders olsun...

Ve onlar Deniz kızın, Garibe ve Fatma Demirel’in ruhunu selamladılar gösterileriyle.

Ve aynı zamanda Kürtlerin bir halk ve direngen bir halkın kırılma, işkence, yıkım ve zindanlarla alt edilemeyeceğini gözlerine soktu, kendi halkını da soyan haramilerin!..

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.