Anne ben geldim…

 

• "Anne zalimlere inat 
  sarıl bana ve Aydın’a ve Kazım’a 
  Son kez dokunsun tenime
  gözlerin, gözyaşların 
  ve gül kokulu ellerin 
  Bir demet kekik getirdim sana 
  Biraz da reyhan kokulu dağ rüzgarları…"

 

Şairin “bir daha hangi ana doğurur sizi” dediği yiğitleri dünyaya armağan edendir Gaye Ana. Hikayesi Dersim 38’e uzanır. Gaye Ana’nın Dersim Katliamı’nda Xeç (Demirkapı) Köyü’nde ailesi ve diğer yakınları katledilir. Sadece o ve kızkardeşi Hatice kurtulur. Gaye Ana Elazığ’a götürülür, bir daha haber alamayacağı ve göremeyeceği kızkardeşi Hatice ise bilinmeyen bir aileye evlatlık verilir.

Gaye Ana, sürgün yılları ardından tekrar Dersim’e döner. 1937 yılında dünyaya gelen ve şimdi 83 yaşında olan Gaye Ana; bu topraklarda Kürt, Alevi ve kadın olmanın bedelini ömrünün her aşamasında tarifsiz acılarla öder. 

13 çocuğu olan Gaye Ana, Dersim Katliamı’nın acılı hikayelerine tanık olmuş, çocukları da bu terteleye neden olan Türk devletine büyük bir öfke duyarak yetişmiş ve sömürgeciliğin Seyid Rızaların yurdundan def edilmesi gerektiğine inanarak korkusuzca kavga meydanına yürümüştür.  İlk yola koyulan Yılmaz kod adını alan Kazım Sürgeç’tir. Onu ardından Hüseyin, Çetin ve İsmail takip eder. Kazım, 85 yılında Siirt-Eruh'ta ölümsüzleşir ve cenazesi Newala Qasaba'ya atılır.  Hüseyin 1995 yılında ağır yaralı olarak esir düşer, Çetin ise 1997’de Koçgiri’de şehitler kervanına katılır.  

Gaye Ana’nın tüm bu acıları birlikte göğüslediği hayat arkadaşı Hıdır Sürgeç 1994 yılında, “Örgüte yardım yataklık yapmak” iddiasıyla 3 yıl 9 ay hapis cezası alır. Elbistan Cezaevi’nde kalan Hıdır Sürgeç, tahliye olduktan sonra 2008 yılında yakalandığı kanser nedeniyle yaşamını yitirir. 

Eşini kaybettikten sonra Gaye Ana’nın büyük destekçisi, sığınağı ve özlem giderdiği oğlu Erdoğan da baskı ablukasına alınır. 4 kez göz altına alınarak belli sürelerle tutuklu kaldıktan sonra “Örgüte yardım yataklık etmek” iddiasıyla hakkında çok sayıda dava açılan Erdoğan yurt dışına çıkmak zorunda kalır. 

83 yıllık hayatı büyük acılarla, derin kederlerle yoğrulmuş olan Gaye Ana’nın geçtiğimiz günlerde bir oğlu daha şehit düştü. İsmail Sürgeç… Özgürlük mücadelesindeki adı ile Yılmaz Dersim… Ailenin ilk şehidi olan abisi Kazım’ın kod adını alan Yılmaz Dersim, Türk ordusunun 10 Kasım’da Axvanos Vadisi’ne düzenlediği hava saldırısında şehit düştüğünde HPG Komuta Konseyi Üyesi ve Dersim Saha Komutanı’ydı. Yoldaşları; yiğit duruşu, cesur kalbi, köklü inancı ve kavganın hep en ön saflarında koşması nedeniyle “Dersim’in yılmayan Yılmaz’ı” dediler onun için. Şehadeti hem yoldaşlarını hem de Kürt halkını derinden sarstı. Yılmaz'ın yıldızlaştığna dair haberi cezaevinde bulunan kardeşi Hüseyin’e de verildi. Hüseyin neler söyledi, nasıl karşıladı, neler yaşadı bilmiyoruz ama Yılmaz’ın ardından “Anne ben geldim” başlığıyla kaleme aldığı şiiri olduğu gibi yayımlıyoruz…. HABER MERKEZİ

 

Anne ben geldim…
Özlemin ve acı hasretin
Benim oğlun Yılmaz
Hani o adı Yılmaz 
Kendi Yılmaz var ya... 
Hani “diyardiyar,
Umudun savaşçısı…” 
Bir geceden 
Bir geceye süzülen 
Gündüz tenhalarda
Uçurum boylarında. 

Süngülerde sallanan 
bebelerin öfkesi. 
Uçurumlarda yankılanan 
kadınların son çığlığı.
Anne ben geldim…
kandan sırılsıklam. 
Anne ne olur üzülme!
“Her devrimcinin başına 
Sıkça gelen bir kaza yaşadım...” 
Anne, kurşunlar 
yuva kurdu bedenime. 

Anne ben geldim… 
son defa
beni görmeni istedim. 
Elvedasız olur mu hiç gitmeler? 
Anne ben geldim… 
Bedenimi yıkamaları için 
Su-sabun istemem
Senin ve kızkardeşlerimin
gözyaşlarıyla yıkayın beni. 

Anne zalimlere inat 
sarıl bana ve Aydın’a ve Kazım’a 
Son kez dokunsun tenime
gözlerin, gözyaşların 
ve gül kokulu ellerin 
Bir demet kekik getirdim sana 
Biraz da reyhan kokulu dağ rüzgarları…

Buluşacağız az sonra Aydın ve Kazım’la  
Her kadim ağacın gölgesine 
her sarp kayaya 
ve zulüm altındaki 
ülkemin her bir parçasına 
bir Yılmaz bıraktım sana…

Hüseyin Sürgeç