Anne-oğul tutsaklar tedavi edilmiyor

Besra Erol ve oğlu Fuat Erol
- Besra Erol ve oğlu Fuat Erol yıllardır farklı cezaevlerinde aynı hak ihlallerine maruz kalıyor; yaşadıkları sağlık sorunlarına rağmen tahliye edilmiyor.
MEDİNE MAMEDOĞLU - AMED
Türk cezaevlerindeki hasta tutsakların durumu günden güne ağırlaşıyor. Cezaevlerinde yaşanan tecrit, tutsaklar üzerinde uygulanan hak ihlallerini artırırken, sayıları giderek artan hasta tutsaklar tedaviye erişemiyor. Besra Erol ve oğlu Fuat Erol da bu tutsaklar arasında. 2019’dan bu yana cezaevinde olan Besra Erol, yaşadığı sorunlar nedeniyle gözünü kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırken, Patnos Cezaevi’nde 14 yıldır tutulan oğlu Fuat Erol da çok sayıda hastalıkla mücadele ediyor ve hastaneye götürülmüyor.
Oğlunun cenazesinde konuştuğu için
Besra Erol, 2015’te DAİŞ’in Suruç’ta düzenlediği bombalı saldırıda katledilen Evrim Deniz’in annesi. Oğlunun cenazesinde yaptığı konuşma ve katıldığı basın açıklamaları gerekçe gösterilerek hakkında dava açılan Erol’a “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla 7.5 yıl ceza verildi. Verilen cezanın ardından 2019’da tutuklanan Besra Erol, önce Muş ardından Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi. Besra Erol’un oğlu Fuat Erol da hakkında herhangi bir somut delil olmadan evine yapılan baskınla gözaltına alınarak tutuklandı. Erol, yaklaşık 14 yıldır cezaevinde.
Ameliyat yerine iğne yapıldı
65 yaşında olan Besra Erol, çok sayıda kronik hastalıkla mücadele ediyor. Erol, sık sık tedavi için hastaneye götürülüyor. Yaşadığı tansiyon hastalığının gözüne vurduğu ve bir gözünü kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldığı belirtilen Erol, yaşadığı durumun basına yansımasıyla tedavi için Elazığ’dan Amed’e getirildi. Ameliyat olması gerekirken gözüne sadece bir iğne yapılan Erol, iki saat içerisinde yeniden Elazığ’a götürüldü. Cezaevi yönetimi ise yaşanan bu durumu aileye aktarmadı. Erol’un kendilerini araması sonrası yaşananları öğrenen aile üyeleri, annelerinin telefon görüşmesinde moralli olduğunu ancak yapılan iğnenin ağrılarına bir çözüm olmadığı, sık sık revire kaldırıldığı bilgisini verdi. Besra Erol, bel fıtığı nedeniyle geçtiğimiz günlerde yeniden hastaneye götürüldü.
Kanser şüphesi var
Besra Erol’un oğlu Fuat Erol da birçok hastalıkla mücadele ediyor. Kanser şüphesi taşıyan Fuat Erol, tedavi edilmiyor. Erol, yakınları ile yaptığı telefon görüşmesinde yalnızca kendisinin değil, diğer tutsakların da aynı sorunu yaşadığına dikkat çekti. Erol’un kaldığı Patnos Cezaevi’nde tutsaklar, hastaneye götürülmeden önce eldivensiz ağız içi arama, çıplak arama ve çift kelepçe gibi işkence boyutuna varan hak ihlallerine maruz kalıyor.
Tecrit içinde tecrit yaşanıyor
İnsan Hakları Derneği (İHD) Yöneticisi Nuray Çevirmen, Besra ve Fuat Erol gibi binlerce hasta tutsağın keyfi gerekçelerle tedavi edilmediğini belirtti. Sistemin bir hapsetme rejimi inşa ettiğini ve bu rejim içerisinde tutsakların tecrit içinde tecrit yaşadığını kaydeden Çevirmen, “Hasta mahpuslar sorunu, uzun yıllardır çok ağır sonuçları olmasına rağmen ısrarla çözülmüyor. Hapishanede kalamayacak durumda olan ağır hasta mahpuslar tüm başvurulara rağmen tahliye edilmiyor ve can kayıpları yaşanıyor. Türkiye, uymakla yükümlü olduğu sözleşmeler ve kendi iç hukukunda garanti altına alınan haklar bağlamında ihlalleri ortadan kaldırmak yerine çeşitlendirerek artmasına sebep oluyor” şeklinde konuştu.
Hastanelerin ATK’den farkı yok
Hasta tutsakların cezaevinde yaşadığı sorunları aktaran Nuray Çevirmen, şunları paylaştı: “Cezaevlerinde sağlık hakkına erişim başlı başına bir problem. Uzun süren hapislik koşulları sonucu kronik ve çoklu hastalıklar meydana geliyor. Kelepçeli muayene, tekli ring araçlarıyla sevkler, ağız içi arama, sevklerin yapılmaması ya da uzun sürelere yayılması, beslenme sorunlarının yanı sıra ısınma, havalandırma sıcak-soğuk suya erişim ve daha pek çok ihlal, sağlık sorunlarını meydana getiriyor. Hasta olan mahpusların tahliye ve infaz erteleme başvuruları ise sonuçsuz kalıyor. Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) sicili zaten ortada. Hapishanede kalamayacak durumda olan mahpuslar için ‘Hapishanede kalabilir’ şeklinde rapor düzenlenerek yaşam hakkını ortadan kaldıran kararlar veriliyor. ATK’nin yanı sıra hastanelerin heyet raporlarında da bu tür kararlara rastlanmaya başlandı.”
Yaşam hakkı korunmalı
Besra Erol ve diğer ağır hasta tutsaklar için tüm kesimlerin kalıcı çözüm arayışında olması gerektiğini vurgulayan Nuray Çevirmen, şunları ekledi: “Bugün hapishanelerde binlerce mahpus sağlıksız koşullarda ve sağlığa erişim hakkından yoksun bir şekilde tutuluyor. Bir an önce toplumun tüm kesimlerinin hasta mahpusların yaşam hakkının korunması noktasında çalışma yürütmesi gerekiyor. Sağlık ve meslek örgütleri, barolar, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve toplumun duyarlı olan tüm kesimleri çözüm talep ederek konuyu ele almalı” diyerek sözlerini noktaladı.