- Fakat tüm entrika, şantaj ve dolandırma dolaplarının temelinde Kürtler vardı. Kürtleri kırıp yok etmede destek bulma çabası. Bu amaçla, Suriye’de Rusya, İran ve Çin’le, Amerika‘ya şantaj üzere, dörtlü entrika ayağı geliştirdi.
Yer kürede, toplu hayat başladığından beri, savaş veya olağan dışı oluşum ve durumları fırsat bilen, başkasınıN kederinden kazanç derenler, hep vardı. Şantajcı, entrikacı, dolandırıcı ve fırsatçılar, her devirde sürü sürüydü.
Bu ayıplı ve suçlular soyu (Tiran ve diktatörler), devletlerin yönetimlerinde de var oldular. Ama yaşadığımız çağda, insanlara acı çektirme sevicisi, kural tanımayan şantajcı yani asrın eli kanlı vurguncusu da oldu.
Asrın vurguncusu dünyanın neresinde ihtilaf, ihtilat varsa, göz ve kulak dikip oralara bakıp dinleyerek işe başladı. Sonra Kore’ye asker gönderip kandan kazanç sağlayan babalarının izinden giderek, akan kandan iş, işlev ve görev istedi. Yalvar yakar, “barış bekçisi” yaftasıyla yanan Yugoslavya topraklarına asker yolladılar. Aranan fırsat yakalanmıştı. Bununla yerli yöneticilere ulaşmada “pe pırık” köprü yaptılar. Bir de camii inşa ettiler. Camiyi, tatlı kazanç kapısı yaptılar. İşler bağladılar.
İçerde de boş durmadılar. Bosnalı savaş mağdurlarına yadım için paralar topladılar. Ama “Bosna parası“ Bosna’ya gitmedi. Bazı “yeni seçkinlere” yüzme havuzlu villa, pavyonlara da eğlence parası, lüks araba, şirket sermayesi oldu.
Sonra, “düşmüş dindaşa yardım” için Sudanlı General El Beşir’e “el uzattı”lar. Beşir halkını esir almış, tepesine oturmuş, bir darbeciydi. Yurttaşlarını öldürmek, soykırım yapmaktan mahkumdu. Birleşmiş Milletler kararıyla aranıyordu. Bu yüzden selam vereni bile yoktu.
Onu çağırıp “şefkat” gösterileriyle ağırladılar. O arada fukarayı dolandırdılar. Halkını daha çok öldürmesi için silah sattılar. İşgal niyetiyle bulunduracakları askerler için bir ada aldılar elinden.
Artık nerede bir düşmüş, dünyadan tecrit olmuş bir yalnız diktatör varsa oradaydı, vurguncu. Suriye devlet başkanı Esat da dünyanın bir yalnızıydı. Ona da NATO üyesi sıfatıyla şefkat gösterdiler. Birlikte yiyip içtiler. Karşılığında, küçük bir ricada bulundular. Türk-İslam ideolojisinin tarikatı Müslüman Kardeşleri (İhvan) iktidara ortak etmesini istediler. Ülkeyi ele geçirme entrikasıydı, bu. Esat kokuyu aldı ve “hayır” dedi. Ertesi gün, adının karşısına “katil“ ibaresi eklendi. Ülkesine, yer yüzünün gezgin İslamcı teröristlerini doldurdular. Güzelim Suriye, enkaz yığını oldu.
Artık sağa, sola seğirip beğenmediğini ısırmaya alışmıştı. Hemen ardından Mısır’a hamle etti. Vurguncu, babasının çiftliğiymiş gibi iki eliyle iç işlerine daldı. İhvan terör örgütünü iktidara getirmek için, iki milyar dolarlık katkı sundu. İhvan, iktidar oldu ama hırsızlığa girişip terör rüzgarları ekince, Genelkurmay Başkanı Sisi tarafından devrildi. Başı da asıldı. Asrın vurguncusunun yatırımları, boşa gitti. O da, can acısından, Sisi’ye katil dedi.
Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinin (BAE) parası çoktu. Fakat, asrın vurguncusuna bir faydası yoktu. Vurguncu entrika çemberlerini çevirdi, şantaj yollarını adımladı. Ama faydasını görmedi. bunun üzerine, düne kadar tapınak yaptığı bu Araplar, “kahrol düşman” oldu. Bu da yol olamayınca, “ver elini öpim abicim” demeye başladı.
Asrın vurguncusu, karşılığında, Araplardan para sızdırma umuduyla, Filistinlerin korucusu kesildi. İsrail’e düşman ve katil oldu. Kazanç çıkmayınca, Filistinleri de terketti.
Vurguncu, teleskopla göğü tarar gibi etrafa bakıyordu. Etyopya’dan (Habeşistan) vurgun kokusu alınca, bir hamle ile oraya seğirtti. Egemen güç, yurttaşlarını daha çok ve topluca öldürsün diye damadın ürettiği dronelerden sattı. Az ama yinede bi para kazandı.
Petrolü var diye IŞİD’li kiralık katillerin öncüsü olarak, bir hamle de Libya’ya...
Ancak beklediği vurgunu vuramadığı için kalıcı olamadı. İstediği vurgunu yapamadı. Fırsat kolladığı Kuzey Afrika’da da (Fas, Tunus, Cezayir) tutunamayın, kiralıklarını Kafkasya’ya (Karabağ) taşıdı. Talihsizlik bu ya orayı da “dostum” dediği Rus Putin’e kaptırdı.
O da can havli ile Rusya’ya karşı Ukrayna’ya destek verdi. Damadın monte ettiği hava silahlarını verdi. Bu arada, onu kapısında ayakta bekleten Putin’den intikamını aldı. Ama Putin’i de, tam olarak karşıya almadı. Gönlünü hoş tutmak için NATO’nun ambargo kararını es geçti.
Fakat tüm entrika, şantaj ve dolandırma dolaplarının temelinde Kürtler vardı. Kürtleri kırıp yok etmede destek bulma çabası. Bu amaçla, Suriye’de Rusya, İran ve Çin’le, Amerika‘ya şantaj üzere, dörtlü entrika ayağı geliştirdi.
Sonra Amerika’ya dönüp, bana destek vermezsen Rusya, İran ve Çin’in yanına giderim dedi. Ciddi olduğunu göstermek için, Rusya‘dan hava savunma sistemleri satın aldı. Nükleer santral kurma ihalesini verdi. Ardından, Rusya ve İran’a da “Amerikanın yanına döner, NATO’ya sarılırım ha” diyerek, tavizler kopardı. İki tarafa, ayrı ayrı yaptığı şantaj işgal kollarını yaydı. Amerika, İslamcı teröristleri NATO silahlarıyla donatıp Kürtlere saldırtmasına suskun kaldı. Rusya ile birlikte Suriye Kürdistan’ının (Rojava) işgaline kör baktı. Güneyli Kürtlerin desteğiyle Irak Kürdistan’ının işgaline de...
Fransa ve Hollandaki eylemler, Almanya Başbakanı Merkel’in İstanbul ziyareti sırasında, Alman turistlerin topluca katlinden sonra, Avrupa pıstı. Vurguncu, yüksek sesle, “bana yardım vermezseniz, IŞİD’lileri Avrupa’ya salarım” demeye getirerek, haraç aldı. Avrupa, siyasal ve sosyal tavizlerle teslim oldu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Konseyi kararları da askıya kaldı.
Türk devleti, NATO’yu tümüyle teslim almak üzere atakta. Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine karşılık, veto hakkını kullanma kartını kullanıyor. Şantajdır, bu. Finlandiya ve İsveç’in üyeliğine karşılık, Kürt öldürmede destek istiyor. Sivil katliam nedeniyle uygulanan kısıtlamaların kaldırılmasını...
Kürtlere karşı savaşta, bugüne dek, NATO‘ya tüm isteklerini kabul ettirmenin şımarıklığını yaşıyor, onlar. Ukrayna’ya göz yaşı ama Evren’in gözleri önünde, bir halk ve ülkeleri yok ediliyor.
NATO, bir bekçisini kaybetmeme çabasında. O nedenle gün, fırsatçı, şantajcı ve entrikacının vurgun günüdür.
paylaş
Ahmet KAHRAMAN yazıları
Hulusi’nin soykırım itirafı
18 Nisan
Seccade fırtınası!
4 Nisan
İslam imparatorluğu derken!
1 Nisan
Newroz’dan HDP’ye...
21 Mart
Türk tipi kontra: Hizbullah
18 Mart
Haydut devlet çatırdarken
28 Şubat
Allahın ikinci lütfu: Deprem
25 Şubat
Ölü tecavüzcüleri!
21 Şubat
Irkçı katili durdurmak
18 Şubat
Deprem ve akbabaların hücumu
7 Şubat
'Hayır, vatandaş değilsin'
4 Şubat