Avrupa'nın 14 katı müteahhit var

İnşaat
- Nüfusları 85 milyon olan Almanya ile Türkiye'deki müteahhit sayısı arasındaki fark, inşaat sektörünün durumunu da gözler önüne seriyor. Almanya’da 3 bin 800, Türkiye'de ise 453 bin civarında müteahhit var. Türkiye, bu sayıyla toplam sadece 25 bin müteahhidi olan AB ülkesi 27 ülkeyi de 14'e katlıyor.
Türkiye'de, müteahhitlik yeterlilik belgesi almak için üniversite şartı aranmıyor, 48 saatlik eğitimin ardından bu belge alınabiliyor. Sadece İstanbul Ticaret Odası'na (İTO) kayıtlı 60 bin müteahhit var.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 10 ilde hasar tespit çalışmalarının dün itibarıyla sonuçlarına göre; 84 bin 726 bina yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olarak tespit edildi. Adalet Bakanlığı, depremlerden etkilenen illerdeki savcılıklara Deprem Suçları Soruşturma Büroları kurulması için yazı gönderdi. Başlatılan soruşturmalar kapsamında bazı müteahhitler gözaltına alınırken, dün itibarıyla 83 kişi tutuklandı. Artı Gerçek'ten Anıl cengiz Bölükbaş'ın haberine göre; Almanya’da 3 bin 800, 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesinin toplamın da 25 bin müteahhit bulunuyor. Türkiye’de ise yaklaşık 453 bin civarında, yani AB'deki toplamın 14 katı kadar. Bu kişilerin 145 bini geçici belge ile iş yapıyor. Sadece İstanbul Ticaret Odası'na (İTO) kayıtlı 60 bin müteahhit var.
Sertifika almak kolay
Müteahhit olmak için herhangi bir üniversite bitirmek gerekmiyor. 18 yaşını dolduran Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğüne başvurarak 'Yeterlik Belgesi' alabiliyor. Bu belgeyle birlikte müteahhitlik yapması mümkün. Bazı özel ve devlet üniversiteleri de müteahhitlik eğitimi veriyor. Bu eğitimlere katılıp sertifika da alınabiliyor. Ayrıca bazı danışmanlık kurumları da 'üniversite onaylı' olarak müteahhitlik eğitim programları düzenliyor. Bazı kurumlarda 120 saat, bazılarında ise sadece 48 saat süren eğitim programları sonrasında bu sertifikaları almak mümkün.
Biraz para olunca tamam
İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) eski başkanı ve Türkiye Deprem Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Cemal Gökçe, müteahhit olmanın ne kadar kolay olduğunu şu sözlerle özetledi: “Biraz paranın olması müteahhit olmak için yeterli. Vergi dairesi kaydını yaptırıyorsun. Ticaret Odası’na kaydoluyorsun ve müteahhitlik yapıyorsun. Bu kadar basit. Diplomaya ihtiyacın yok. Hiçbir yetkinliğe ya da yeterliliğe ihtiyacın yok.”
Türkiye’de ciddi bir sistem problemi olduğunu, denetimsizlikle birlikte her şey müteahhidin inisiyatifine kaldığını belirten Gökçe, “Ticari kaygı teknik kaygının önünde. Herkes istediği gibi müteahhit olmamalı. Yeterli teknik kadrolarının olması ve kadroların yetkin olması gerekir. Ruhsat bile almadan inşaat yapıyorlar. İmar affı çıkıyor ve kaçak yapılar da sonrasında affediliyor” dedi.
Denetimden geçmeden iskan
Müteahhitler kadar yapı denetim sistemi de tartışılıyor. Ekonomim'den Hüseyin Gökçe'ye konuşan Yapı Denetim ve Deprem Mühendisler Derneği Başkanı Nazmi Şahin, bugüne kadar deprem yönetmeliğinin 8, yapı denetim mevzuatının ise 11 kez değiştiğini hatırlattı. Şahin, yönetmelikte 0,40-0,60 ivme katsayısı öngörülmesine rağmen son depremde 0,67’den başlayıp 2’ye kadar çıktığına dikkat çekerek, “Yani binalarımız yönetmeliğe uygun ama depreme uygun değil” dedi.
Yıkılan binaların çoğunda yapı denetimi yapıldığı yönünde iddiaların bulunduğuna işaret eden Şahin, “Yapı denetimi ilk başladığında üçü deprem bölgesindeki illerden olmak üzere 19 ilde pilot olarak uygulandı. Antep, Hatay ve Adana dışındaki illerde yapı denetimi 2010’dan sonra uygulandı” diye konuştu.
Nazmi Şahin, Malatya’da yıkılan bin 300 binadan sadece iki tanesinin denetimli olduğunu söyledi. Olası depremlerin etkisinin azaltılması amacıyla kentsel dönüşümün bir an önce yapılması gerektiğini ifade eden Şahin, bu alanda bugüne kadar sonuç alınamamasını, ev sahiplerinin ekstra parayı karşılayacak maddi gücünün olmamasına bağladı. Şahin, “Kentsel dönüşüm yapmazsak deprem bizi dönüştürecek” ifadelerini kullandı.
İmar barışına ve imar planlarının sık değişmesine karşı olduklarına değinen Nazmi Şahin, yapı denetimden geçmemiş binalara imar barışı kapsamına ruhsat verildiğinin altını çizdi. Şahin, “İmar barışında sıkıntı var. Böylesine teknik bir konuda araştırma yapılmadan iskan niye veriliyor? Bir doktor röntgen çekmeden, tahlil yapmadan hastanın beyanına göre ‘iyisin’ diyebilir mi?” diye sordu. HABER MERKEZİ















