Barajlar depremi tetikler mi?

Toplum/Yaşam Haberleri —

Atatürk Barajı

Atatürk Barajı

  • Baraj gölleri çok büyükse ve fay hatlarına yakın ise  riskler kat be kat artıyor. O halde Maraş merkezli 11 kenti etkileyen depremde Fırat Nehri boyunca inşa edilen barajların etkisi mi oldu? Ürdünlü jeoloji uzmanı Ahmad Malabeh, Türkiye’deki barajlarının son depremlerde etkisi olduğunu ileri sürüyor.

ERCAN AYBOĞA

Çok sayıda yazar, analist, siyasetçi ve toplumsal kurum, 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin doğal bir olay olduğunu belirtip ölüm sayısının bu kadar çok olmasının asıl nedeninin devlet, belediye ve müteahhitler tarafından yerine getirilmeyen yasalar, alınmayan tedbir ve rant hırsı olduğunu vurguluyor. Bu genel olarak doğru, ancak bir önemli boyut var ki ona Türkçe ve Kürtçe yayınların hiçbirinde rastlamadım (Birkaç makalede acaba barajlar depremden etkilendi mi konusu ele alınmakta ki bu bizim konumuz değil): Yaşanan bu çok büyük depremde Fırat Nehri boyunca inşa edilen barajların etkisi nedir?

Fırat Nehri üzerinde son 50 yılda T.C. hükümetleri tarafından inşa ettirilen Keban, Karakaya, Birecik ve özellikle Atatürk barajları ile devasa göller serisi kuruldu. Atatürk barajının boyutları dünyanın en büyük barajlarıyla karşılaştırılmakta. Bu dört barajın hacmi toplam 90 km3 civarında.

Fay hatları ve barajlar

Atatürk baraj gölünün bir ucu, deprem merkez üssü Maraş-Pazarcık’a 65 km uzak, Birecik baraj gölü ise 40 km uzaklıkta. Arap platosu ile Anadolu platosunun fay hattı – ki son deprem bunun üzerinde gerçekleşti - Karakaya baraj gölüyle kesişmekte. Atatürk ve Birecik barajları fay hatlarına çok yakın, Karakaya ve Keban barajları ise fay hatlarıyla doğrudan kesişmekte. Maraş ve çevresinde son 900 yüzyılda bu aşırı şiddette bir deprem yaşanmadığı da göz önünde tutulursa, neden şimdi olduğu ve 30-50 yıllık barajların 6 Şubat 2023 depremiyle ilişkisi sorgulanmalı.

Baraj-deprem ilişkisi

Baraj göllerinin oluşmasıyla doğada milyon yıllar içinde oluşan ağırlık dengeleri ciddi oranda etkilenir. Birden büyük bir yük oluşunca zeminde bulunan kayaçlardaki gerilimleri artıran bir basınç yüklemesine neden olur. Ayrıca baraj göllerinden aşağı doğru sızan su, yer altındaki porları (gözenek) doldurarak yer altı su por basıncını azaltır. İkisi de toprak ve yer hareketlerini tetikler, bu da genelde deprem olarak hissedilir. Bilim dünyasında bu durum en az 50 yıldır araştırılarak ve çok sayıda baraj-deprem ilişkisi kanıtlanarak genelde kabul ediliyor (Kaynak 1). Elbette jeolojik özelliklere göre barajların etkisi ortalama olarak göreceli çok veya az olabiliyor.

Batman Barajı ardından artan şikayetler

Henüz bu bilgilere sahip değilken baraj-deprem ilişkisine şahit oldum: 2005-2007 yıllarında Batman’da Ilısu projesine karşı çalışmalarda bulunurken, Batman akarsuyu üzerinde kurulan Batman Barajı gölü çevresini de gezdik. Uğradığımız en az 3 köyün halkı bize, baraj gölünün dolması sonrası yıllarda (2000’den itibaren) sürekli deprem meydana geldiğini ve korktuklarını bildirdiler.

TC sınırları içinde barajların depremleri etkileyebileceği veya tetikleyebileceğini bir Koreli araştırmacı Keban Barajı’nda 1973 senesinde su seviyesinin yükselmesiyle beraber 3,5 büyüklüğünde bir deprem ve artçı şok ölçerek ilk ortaya koyan kişi olmuştur. (Kaynak 2).

 

Çin’in Sichuan eyaletindeki deprem

 

Çin’de Zipingpu örneği

1930’lu yıllardan beri baraj-deprem ilişkisi çok sayıda araştırmayla ele alınmakta. Ancak son on yıllarda en çok tartışılan örnek Çin’in Sichuan eyaletinde 2008 yılında 80 bin insan hayatını kaybettiği deprem. 2006 yılında çok yakında tamamlanan Zipingpu Barajı’nın ciddi etkisi olduğunu çok sayıda bilim insanı dile getirmekte, Çin hükümeti ise tahmin edileceği üzeri bunu reddetmekte. Henüz kesinleşmiş bir kanıt olmasa da ortada durmakta bu örnek.

Baraj göllerinin depremlere neden olduğuna dair bazı örnekler şunlar: 1967 yılında Hindistan-Koyna, 1996 Avustralya-Victoria, 1962 Çin-Xinfengjiang. Başka örnekleri Prof. Okan Külköylüoğlu de Türkçe makalesinde ele alıyor. (Kaynak 3).

Baraj göllerinin dolmasıyla bu tür depremler, özellikle ilk yıllarda olmakta. Ancak bazen de baraj gölünün doluluk oranın artmasıyla (birçok barajda doluluk oranı işletmeye göre sık sık değişmekte) da yaşanmaktadır. Bazı araştırmalar on yıllar sonrasında da baraj-deprem ilişkisini ortaya koyuyor.

Risk kat be kat artıyor

Baraj gölleri çok büyükse ve fay hatlarına yakın ise (6 Şubat 2023 depremi de böyle, ki bunu yukarıda açıkladık) riskler kat be kat artıyor ve sadece barajların ilk işletme yıllarıyla sınırlı değil. Uluslararası düzeyde ele alınan örneklerdeki baraj gölleri çoğu zaman Fırat baraj göllerine göre çok daha küçükler. Durum böyle olunca kaçınılmaz olarak Fırat nehri üzerindeki büyük barajların Maraş merkezli depremde etkilerini sorgulamak gerekir.

İddia incelemeye değer

Biz burada son 6 Şubat 2023 depremlerinde baraj göllerin temel neden olduğunu iddia etmiyoruz ama etkisinin büyük olabileceğini ileri sürüyoruz. Belki baraj gölleri olmasaydı depremin büyüklüğü 7,7 değil de 7,0 olabilirdi ve “sadece” onlarca insan hayatını kaybederdi. Bu iddianın da duyarlı ve eleştirel kesimler tarafından kapsamlı şekilde araştırılmasını talep etmek ve sağlamak lazım. Jordan News dergisinde Ürdünlü jeoloji uzmanı Ahmad Malabeh da makalesinde buna dikkat çekiyor. (Kaynak 4).

Maalesef bu konuda elde neredeyse ciddi araştırma ve veri yok. Türkiye’de sağlıklı siyasi akıl ve bilimin olmadığından dolayı büyük barajların çok yakınına radar istasyonları kurulmadığı için deprem ve yer hareketleri ölçülüp gözlemlenmiyor. Depremlerin sık yaşandığı coğrafyaya rağmen ne DSİ ne de hükümet bunu gerekli görmüyor. Anlaşılan o ki hiç tartıştırmak istemiyor.

120 bin insanı göçe zorladı

Fırat baraj göllerin depremlere etkisi “bilimsel olarak kanıtlanamasa” bile barajların, zaten çok vahim olan doğa ve topluma olan zararları deprem boyutunun da dikkate alınıp bilince çıkarılmasıyla daha da tehlikeli olmakta. Bu barajlar sosyal, kültürel ve ekolojik olarak zaten korkunç bir yıkıma neden oldular Fırat havzası boyunca. Bu dört baraj en az 120 bin insanı zorla yurdundan çıkarıp büyük oranda yoksulluğa itti. Büyük bir coğrafyada hem tarihsel kültürü hem de güncel kültürü bölgesel düzeyde soykırıma uğrattı. Fırat Nehri’nin ekolojik değeri çok yüksekti, Yukarı Mezopotamya’da en zengin alanlara sahipti. Suni bir göl ile bu bir nevi yok edildi. Türkiye ile Kuzey Kurdistan’ın diğer bölgelerinde barajların -HES’li veya HES’siz- yarattığı etkiler hiç de farklı değil.

Kaynaklar:

1) https://www.src.com.au/earthquakes/seismology-101/dams-earthquakes/

2) Gupta, H.K. & Rastogi, B.K. 1976. Dams and Earthquakes. Developments in Geotechnical Engineering. Vol.11.

3) JMO (Türkçe): https://www.jmo.org.tr/resimler/ekler/194f8cfac1aa628_ek.pdf?dergi=HABER%20B%DCLTEN%DD

4) Jordan News (İngilizce): https://www.jordannews.jo/Section-20/Middle-East/Turkey-s-dams-had-impact-on-recent-earthquakes-says-Jordanian-expert-26945

5) Geoengineer (İngilizce): https://www.geoengineer.org/news/how-do-dams-trigger-earthquakes

6) Ingenieur sitesi (Almanca): https://www.ingenieur.de/technik/fachbereiche/umwelt/stauseen-loesen-erdbeben/

7) ARD (Almanca): https://www.ardalpha.de/wissen/natur/naturgewalten/erdbeben-plattentektonik-beben-geothermie-tsunami-mensch-gemacht-100.html

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.