Barışa giden yol adaletten geçer

Kayıp aileleri, Amed

Kayıp aileleri, Amed

  • Yakınlarının akıbetini sormak için Koşuyolu Parkı’nı mesken eyleyen kayıp aileleri, “Barışa giden yol adaletten geçer, devlet samimiyse failleri yargılasın” çağrısında bulundu. 

800 haftadır adalet mücadelesi için Koşuyolu Parkı’nda eylem yapan aileler, kayıpların akıbetinin açığa çıkarılması ve faillerinin cezalandırılmasını, süreç açısından bir samimiyet sınavı olarak görüyor. Jinnews’e konuşan aileler, “Devlet samimiyse failleri yargılasın kemiklerimizi bize versin” diyor. 

 

 

Samimiyet sınavı

30 yıldır eşinin kayıp olduğunu hatırlatan Salime Çakır, “Benim gibi yüzlerce insan var. Barış kolay sağlanacak bir şey değil; o kadar bedel verdik, o kadar acı çektik. Bizler de barış istiyoruz ama eğer onlar da samimiyse…  Öncelikle Kürtlerin hakları tanınmalı. Önce ‘Evet, bu insanları biz götürüp katlettik’ desinler, ardından da kemiklerimizi bize versinler. Biz yaşadığımız sürece, canımızda bir damla kan kaldığı sürece buraya gelmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.  

 

 

İki kardeş 9 ay arayla

İrfet Muhtaç, kardeşleri Ali ve Mehmet (Muhammet) Tekdağ’ın katledilme sürecine dair bilgiler paylaştı. Kardeşi Muhammed’in postaneye giderken vurularak hayatını kaybettiğini söyleyen İrfet Muhtaç, daha sonra yaşananları şöyle anlatıyor:

“Muhammed daha 30 yaşına bile gelmemişti. Daha sonra Ali bir gazeteye konuştu ve ‘Kardeşimi kontra öldürdü’ deyince devlet onun da peşine düştü. Muhammet 12 Şubat 1993’te, Ali ise 13 Kasım 1994’te şehit edildi. Aralarında sadece 9 ay vardı. Bir yıl bile dolmadan ikisini de öldürdüler. Ali ve eşi, bir gün peynir almaya giderken takip edildiler. Orada gözaltına alındı. Ali, 5-6 ay boyunca onların elinde esir kaldı. Ardından Silvan ile Diyarbakır arasında bir yere götürülüp orada infaz edildi” sözlerini kullandı. 

İrfet Muhtaç, her şeye rağmen barış istediklerini ama bunun yanında dua edecekleri bir mezarlarının olması gerektiğini belirterek şöyle konuştu:

“Biz buraya (Koşuyolu Parkı) geldiğimizde, sanki onların mezarına gelmiş gibi hissediyoruz. Özellikle de sanki Ali’nin mezarına gelmiş gibi oluyorum. Bizler her şeye rağmen barış istiyoruz. Ben iki evladımı kaybettim, 2 kardeşimi kaybettim. Ben yine de barış istiyorum. Ama eğer barışı göreceksek bunların da görünmesi gerekiyor, bizler mezarları başına gitmek istiyoruz. Bizler de mezarlarına gidip, dua okuyabilelim istiyoruz.”

 

 

En azından bir mezar

Mersin’de yaşayan ve dönem dönem Amed’e gelerek Koşuyolu Parkı’ndaki eyleme katılan Fatma Dağ’ın da talebi, hiç olmazsa katledilen yakınlarının kemiklerini alabilmek. Fatma Dağ, “Onların nereye götürüldüğünü, onlara ne yapıldığını bilmiyoruz. PKK bir adım attı, silahlarını yaktı. Artık devletin de bir adım atması gerekiyor. Kayıpların artık bulunması şart. En azından bize kemiklerini versinler ki biz de gidip mezarlarına dua edebilelim, biraz olsun içimiz rahatlasın. Artık devlet de bir adım atmalı ki biz de diyebilelim ki, ‘Evet, devlet bu süreçte samimi ve gerçekten barış istiyor.” 

800. haftasına ulaştı

Kayıp yakınları 31 Ocak 2009’dan bu yana Koşuyolu Parkı’nda adalet arayışlarını sürdürüyor. Yaşam Hakkı Anıtı önündeki oturma eylemi, yıllar içinde pek çok kez yasaklamalarla karşılaştı. Özellikle 2016’daki OHAL döneminde parkta eylem yapılması engellendi; kimi dönemlerde alana girişler tamamen yasaklandı. Ancak tüm baskılara ve yasaklara rağmen 800. haftasına ulaşan bu direniş, yalnızca kayıpların değil, hakikatin ve hesap sormanın da simgesi hâline geldi. AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.