Bazalta şekil veren son usta

Toplum/Yaşam Haberleri —

Nurettin Medyelioğulları

Nurettin Medyelioğulları

  • Amed’deki son taş oymacılardan Nurettin Medyelioğulları, 8 metrekarelik iş yerinde bazalt taşından birbirinden farklı yüzlerce eser ortaya çıkarıyor. Medyelioğulları, “Bazalt öyle kolay işlenen bir taş değil. Günlerce, haftalarca, aylarca sabır etmeniz lazım. Ve sevmeniz lazım taşı” diyor.

MUSTAFA DOĞAN/ AMED 

Emekli olduktan sonra önce ahşap, bakır ve tunç gibi metalleri işleyerek onlara şekil vermeye başlamış Nurettin Medyelioğulları. Daha sonra ahşap ve metal işlemeciliğini bırakarak, dünyada granitten sonra en sert taş olarak kabul edilen bazalt taş oymacılığına başlamış. 8 metrekarelik imalathanesinde birbirinden değerli taş oyma eserleri ortaya çıkaran Medyelioğulları, daha çok gündelik yaşamda kullanılan aletler, tarihi ve dini yapıların minyatürlerini yapıyor. Taş oymacılığını gelir elde etmek amacıyla yapmadığını belirten Medyelioğulları, tek amacının kendisinden sonra yetişecek öğrencilerin de bu işi sürdürmeleri olduğunu söylüyor. 

Yer darlığı nedeniyle ürettiği eserlerin büyük bir bölümünü depoda koruma altına aldığını ve tek amacının yeni taş işleme ustaları yetiştirmek olduğunu vurgulayan Medyelioğulları, bu konuda kendisine verilen sözlerin de yerine getirilmediğini söylüyor. İki kez Halk Eğitim Merkezi, bir kez de MEKSA Vakfı'nın öncülüğünde kurs açtığını ve bu kurslara kadın-erkek gençlerin yoğun ilgi gösterdiğini, ancak bu gençlerin istihdamı konusunda bir girişimde bulunulmadığını aktaran Medyelioğulları, "Açtığım kurslara gençler yoğun ilgi gösterdi. Özellikle genç kadınlar birbirinden güzel taş oyması eserler ortaya çıkardı. Ama kurs bittikten sonra bunlara sahip çıkan olmadı. Bunlara istihdam ortamı yaratılsaydı, kendi başlarına bir yer açabilirlerdi. Ya da bir araya gelerek atölyeler kurarak, kooperatifleşmeye giderek hem bu sanatı geliştirir hem de buradan ürettiklerini satarak kendilerine bir gelir elde edebilirlerdi. Ancak olmadı.”

Yetkililerin verdiği sözleri tutmadığının altını çizen Medyelioğulları şöyle devam ediyor: “Önceki valiler Hasan Basri Güzeloğlu ile Ali İhsan Su söz verdiler. Önce Sur'da Ali Paşa mahallesinde bir burcu gösterdiler. 'Burayı tahsis edelim hem öğrenci yetiştir hem de öğrenciler ürettiklerini sergilesin ve satışını yapsın' dediler. Tamam dedim, ancak sonra öğrendim ki söz konusu burcu Kuyumcular Odası'na vermişler. Yine Dağkapı’da bir burç için söz verdiler aynı işi yapalım diye. Ondan da ses çıkmadı. O burcu da bir iş insanına 400 binden fazla kiraya verdiklerini duydum.”

 

Benden sonra yok olacak

Amed'de taş oymacılığı yapan kişi sayısının yok denecek kadar az olduğunu belirten Nurettin Medyelioğulları, uygun imkanlar yaratılması halinde yüzlerce usta yetiştirebileceğini ve bunların da istihdam edilebileceğini belirtiyor: “Burada üç ya da dört usta taş oymacılığı ile ilgileniyor. Benim dışımda ilgilenenler ticari amaçla yapıyor. Benden sonra bu sanat son bulacak. Ama ben, ardımda yeni ustalar yetiştirmek istiyorum. Sadece bu taş oymacılığını onlara öğretmek değil, onların öğrendikleri bu sanattan para kazanmalarını istiyorum. Bir iki kurs açtılar, reklamları yapıldı. Ancak kursları bitiren kursiyerler ortada bırakıldı. Bunlara ürettiklerini tanıtabilecek, sergileyebilecek ve satıp para kazanabilecek imkanlar tanınmadı. En büyük hayalim tüm eserlerimi sergileyebileceğim ve aynı zamanda kursiyerlere bu taş oymacılığını öğretebileceğim bir kapalı mekanın olması. Süs eşyası olarak yapılan taş oyması eserlere ilgi yoğun bunu biliyorum. Buraya gelenler hatıra amacıyla satın almak istiyorlar."

İğneyle kuyu kazar gibi

Sur ilçesinde küçücük imalathanesinde birbirinden eşsiz taş oyması eserler üreten Medyelioğulları, işini severek yaptığı için bundan büyük zevk aldığını belirtiyor. Çekiç, keski ve murçtan başka alet kullanmadığını belirten Medyelioğulları bu eserleri üretimin büyük bir emek işi olduğunun da altını çiziyor: “Önce tarlada, kayalık alanlarda, taş ocaklarında bulduğum ve işleyebileceğime inandığım taşları seçiyorum. O taştan nasıl bir figür ortaya çıkarırım diye düşünüyorum. Karar verdikten sonra ise işe başlıyorum. Bazen bir parça ile haftalarca uğraşabiliyorum. Örneğin şadırvan var burada. Bir yıl uğraşarak onu bu hale getirdim. Dört Ayaklı Minare ver, çan kuleleri var, havanlar var, biblolar var. 7 ay, 5 ay, 3 ay uğraştıklarım var. Ben elektrikli aletler kullanmıyorum. Ne matkap ne de taş kesim aletlerini kullanmıyorum. Makine ile yapmak daha kolay ama işin içine makine girdiği zaman ortaya çıkan eseri 'ben yaptım' diyemiyorum. Tamamını elimdeki çekiç, keski ve murç ile işliyorum. 'İğne ile kuyu kazmak' dedikleri bu olsa gerek. Bazalt öyle kolay işlenen bir taş değil. Bu taşların dişi ve erkek diye tabir edilen çeşitleri var. Dişi bazaltlar yontma için biraz daha uygun. Erkek bazalt ise pürüzsüz yüzeyli ve işlenmesi en zor olandır. Ortaya çıkaracağım figüre göre her iki taşı da kullanıyorum.”