Bir kaçak seçmene karşı iki kişi

Tuncer Bakırhan

Tuncer Bakırhan

  • DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, taşımalı asker ve polislere dair sessizliğe tepki göstererek, "Her kaçak seçmene karşı iki kişiyi kazanmamız gerekiyor" dedi. 

Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, emekçilerin, gençlerin olmadığı hiçbir denklemde yer almayacaklarını vurgulayan DEM Partı Eşbaşkanı Bakırhan, "Onların siyaset tarzı yalan dolan olabilir ama bizimkisi diyalogdur, müzakeredir, Türkiye uzlaşısıdır" diye konuştu.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) il eşbaşkanları, partinin genel merkezinde toplandı. Yerel seçimlerin tartışılacağı toplantı öncesi DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan açıklamalarda bulundu. Bakırhan, "Öldürmenin, kaybetmenin, faili meçhul cinayetlerin namertçe olduğunu söylemiştik, onu tekrar ediyoruz. İranlı alim, düşünür Hafizi Şiraz bir kitabında ‘zalimler hedefine ulaşamaz’ demiştir. Biz de buna katılıyoruz. Başta her gün Kürtleri idam sehpasına götüren İran olmak üzere, başta Ortadoğu’da savaş yanlısı olan, başta Kürt meselesinde çatışmayı, faili meçhul cinayetleri, öldürmeyi, tutuklamaları hayata geçiren zalimlerin asla ve asla hedeflerine ulaşmayacağına biz de inanıyoruz" şeklinde konuştu. 

Kart toplumu haline geldi

Bakırhan, ekonomideki gidişata işaret ederek, şunları söyledi: "Asgari ücret açıkladılar, günlerce onunla övündüler. 17 bin 2 lira, 2 lira da üzerine koydular ama bir ay geçmeden açlık sınırı 17 bin 440 lira oldu. Yani bir ay içerisinde övündükleri o yüksek dedikleri asgari ücret, şu anda açlık sınırının altında kaldı. 11 ay sonra nasıl bir noktaya geleceğini takdir edersiniz. Düşünün Türkiye’de yoksulluk sınırı 48 bin 500 liraya çıktı. 48 bin lira yoksulluk sınırıdır, 17 bin lira ile insanların ailelerini nasıl geçindireceğini gerçekten merak ediyorum. Öyle bir noktaya getirdiler ki Türkiye, artık bir kart toplumu oldu. Her emekçinin cebinde 3-5 tane banka kartı bulunuyor. Bir yerden çekiyor diğerinin asgarisini yatırıyor, oradan çekiyor diğerininkini yatırıyor. Yani toplumu kart toplumu haline getirdiler. Neredeyse o sirkteki cambazlar gibi oradan oraya koşturmaya ve bir biçimiyle ay sonunu getirmeye çalışan bir toplum haline geldi. Her gün gencecik insanlar, her gün çoluk çocukları olan ailenin bireyleri intihar ediyor. İntiharın temel sebebi bu yoksulluktur, bu ekonomik çıkmazdır, bu ekonomik kaostur. Yine cinnet toplumu haline geldi. Her gün katliamların, kavgaların, aile içi meselelerde en basit en sıradan sebeplerle insanların öldürüldüğü bir cinnet sürecini hep birlikte yaşıyoruz."

Yine oyunlar, hileler

DEM Parti'nin halk oylamalarına da değinen Bakırhan, kimi yerlerde yetmezlikler, eksiklikler çıktığını ama dünyada hiçbir yerde denenmemiş böylesine demokratik yöntemi ilk defa uygulamanın çok kıymetli olduğunu söyledi. Böylesine demokratik yöntemler denerken, iktidarın yine oyunlarla ve hilelerle bu iradeyi gasp etmeye çalıştığını kaydeden Bakırhan, şöyle devam etti: "Seçime iki ay gibi kısa bir süre kaldı. Eminim bölgede yaşayan Amed, Batman, Siirt, Wan, Kars bütün Kürdistan ve batı illerinde yaşayan insanlarımız bu kayyumları göndermenin heyecanını yaşıyor. Şimdi bunu hükümet de gördü. Asker, polis, jandarma nerede kolluk varsa özellikle Kürdistan’a kazanacağımız kentlere kaydırmaya çalışıyorlar, taşımaya çalışıyorlar. Nerede bir kışla varsa, nerede bir askeri nöbet kulübesi varsa yüzlerce-binlerce asker ve polis taşıyorlar. AKP’ye oy kullanmak için taşıyorlar. Şimdi burada yine Kürt'ün yaşadığını görmeyen, buna sessiz kalan bir muhalefet ve bir sivil toplumla karşı karşıya kaldık. Kurdistan coğrafyasında yaşananlara duyarsız bir muhalefet ile karşı karşıyayız. Bu düzenbazlara, yalancılara karşı bu oyunları boşa çıkartacak güçlü bir iradeye sahibiz. Bunun gibi yüzlerce, binlerce oyunla karşılaştık. Bu çelik irade bunların tamamını boşa çıkardığı gibi bunu da boşa çıkaracağımıza eminiz. Onların getirdiği her bir kaçak seçmene karşı bizim iki kişiyi kazanmamız gerekiyor. Kendi halinde bırakırsak sonuçlar ortada. İkna edeceğiz, kazanacağız. Demokratik yerel yönetim anlayışımızı anlatacağız. Dünyaya örnek olan demokratik yöntemlerimizi anlatamaya çalışacağız. Bunların usulsüzlüklerini, yolsuzluklarını anlatacağız. Bunların savaş politikalarını benimsediğini, diyalog, müzakere, barıştan, farklılıktan anlamadıklarını anlatmaya çalışacağız.

Şimdiden tezi yok her bir arkadaşımız ki özellikle kendi kentinde seçmen olan arkadaşlarımız dünyanın neresinde olursa -bırakalım Türkiye metropollerini- bunlara ulaşmak, onları gerçekten bu vicdani, ahlaki, düzenbazlara karşı en kararlı bir şekilde iradelerini ortaya koymaya bir çağrı yapmamız gerekiyor. 7 bin karşısında Siirt’in, Batman’ın, Kars’ın 15 bin seçmen olup oyunu kullanmaya gelmeyen insanımızı taşıması gerekiyor. Barolarımız, hukuk kuruluşları, insan hakları derneği bu yobazlığa, bu düzenbazlığa karşı çıkmalı, onlar da suç duyurusunda bulunmalıdır. Bunu ilgili yerlere taşımalıdır."

Büyük Özgürlük Yürüyüşü'ne destek

Bakırhan, 1-15 Şubat tarihleri arasında yapılan Büyük Özgürlük Yürüyüşü'nü desteklediklerini belirterek, şöyle konuştu: "Tecrit sorunları çözmüyor, derinleştiriyor. Biz Kürtlerin, Alevilerin, kadınların, emekçilerin, gençlerin olmadığı hiçbir denklemde yer almayacağız. Onların siyaset tarzı yalan dolan olabilir ama bizimkisi diyalogdur, müzakeredir, Türkiye uzlaşısıdır. Bu zemini büyütmek ve başarıyla ulaştırarak bu ülkeden öğrencilerin aç kalmadığı, okullarını terk etmediği, insanların yoksulluktan dolayı intihar etmediği, bu cinnet toplumundan kardeşçe birlikte insanca yaşayacağımız bir demokratik Türkiye yaratmaktır." ANKARA

 

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.