“Biz ne yaptık size ulan?”

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Yüksekova'da, 2015 yılında kaydedilen ve pek çok yayın kanalında defalarca tekrarlanan videoyu seyredeniniz vardır. Bu bir “namertlik, benamusluk” belgesi, ama haydutların şan ve şeref narasıydı. Görüntüde silahsız, savunma gücünden yoksun bir grup Kürt genci esir alınmış, kolları bağlanıp yere, yüzükoyun yan yana yatırılmıştı.

Çok yemekten Japon Sumo güreşçisi benzeri şişkin, siperden yeni çıkıp gelmiş savaşçı gibi silah donanımlı bir polis şefi, esirlerin başında paytak paytak volta atarak, zaferini kutlamak için goril gibi göğsünü yumruklamıyor ama, “Türkün gücünü göreceksiniz” diye haykırıyor, nefes nefese devam ediyordu:

“Bu devlet ne yaptı lan size?”

Oysa bu devlet, Fransa ve Britanya tarafından kurulduğu günden beri Kürtlere neler yapmadı ki?

Yaptıklarını balık hafızalılar bilmiyorsa, Nazileri bile utandıran belgeleriyle tarihe yazılıdır. Olanlardan torunları utanç duymuyor, ama vahşet ve dehşetti. Koçgiri’de, Lice, Hani, Kulp üçgeni, Geliye Zilan tepeleri ve ardından Dersim dağlarında suçu Kürt doğmaktan ibaret olan bebek ile çocuklar süngü darbeleriyle susturuluyordu.

Kürdistan köylerinde insanlar ahırlara, gomlara doldurulup kapıya yığılan kuru otlarla tutuşturularak diri diri yakılıyordu. “Nazileri bile utandıran” demiştim. Onlar, bunu yapmadı kurbanlarına. Onlar, önce zehirlediler, sonra kurbanlarının ölülerini yaktılar.

Bunların “atamız” diye yapıştıkları Osmanlı, onlarca insan soyu, ırkın çatı devletiydi. Hırsızlıkla, talanla işgal ediyor, can almayı mertlik sanıyor, kesik insan başlarından kuleler örüyor, kuyuları kanayan insan başlarıyla dolduruyorlardı.

Bunlar, en son Muş’un Vartinis köyüde çocuk, doğmamış bebek, ana ve babalarıyla yedi kişilik bir aileyi topluca yaktılar. Alevlerin içinden çıkan çocuğu da geri iterek...  

Ve polis şefi, “biz size ne yaptık?” deyip Kürtleri, Türkün gücü ile tehdit ediyordu. Oysa neler yapmadılar ki? 1990’lar boyunca köyleri yaktılar. Vahşetin son çağrısı olan İslamo faşistler, şehirleri kuşatıp binlerce genci katlettiler. Bedenlerini şehir enkazlarına karıştırarak taşıdılar, yasak bölgelere döktüler.

Daha ne olsun, Kürtlerin sesini, sedalarının kelimeleri olan dilini, kılamları, nağmelerini, dahanın dahası süreci başlayan Newroz bayramını yasakladılar.

 Pikniğe çıkan ve kılamlar söyleyip govende duran Kürt gençlerini tutukladılar. Newroz’da kofilerini “kesk û sor zer” renkleriyle süsleyen annelerin kofilerini başlarından yere attılar. Toza, toprağa bulayıp çiğnediler. Newroz günü yan yana yürürken ıslık çalan, sokakta, köy, kasaba ve şehir meydanlarında üçü, beşi bir araya gelen Kürt gençlerini esir alıp işkenceye yatırdılar. Babalar, oğullar Newroz kutlama sanığı olarak yargılandılar, yıllar yılı.

1970’lerden önceki barbarlık manzaralarıydı bunlar. Naziler, hatta Moğollar ve Osmanlı bile herhangi bir halka bu vandallığı, yani barbarlığı reva görmedi.

Ama insanlıktan utanıp terör dalgalarını setleyeceklerine, 1970’lerden itibaren “geminin demirini azı dişinin ardına almış deli” ata döndüler. Vahşette alıp başlarını gittiler. Newroz’da Cizre meydanlarında kadınları kurşunladılar. Nusaybin köprüsünde kadınları tanklarla ezdiler. Vahşetin dehşeti karşısında bilge koca Kürt Musa Anter, o gün yapaybileceği tek şeyi yaptı: Ağladı...

En son İslamo faşist cephe saldırdı Newroz’a. İstanbul’da renklere ateş ettiler, yerde ezdiler. İnsanları toplayıp işkence ettiler. Kürt genci Kemal Kurkut’u gözler önünde, kameraların objektifi altında katlettiler. Katil serbest kaldı. Cinayetin fotoğrafını çeken gazeteci Abdurrahman Gök’ü tutuklayıp aylar boyu mahpus tuttular.

Kürtler, her yönüyle zengin, lirik ve rengarenk dilli, kütürüne sahip halklarından biridir. Ahmet Arif’in deyimiyle “namustur bu, künyemize yazılmış” diye diye onurlarını, dil ve kültürleri ve tabii ki bir nefes özgürlük, bağımsızlık uğruna ölümlere gidiyor, esirliğe, işkencelere katlanıyorlar. Yüz yıldır, onurlu Kürt’ün yaşama biçimi böyle...

Ve onlar, can feda mücadele ile bazı değerlerini kanlı, kirli postalın altından çekip aldılar. Newroz bayramı bunlardan biri. Geçen hafta sonu birçok şehrin meydanı Kürt’ün renkleriyle dolup nakışlandı. Newroz’un, ölümüne direnişle kurtarılmış kılamların nağmeleri olarak gökte yankılandı.

Newroz pîroz be, benim özgürlük sevdalısı halkım!..

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.