Çocuklarımız 'terörist' değil

Kadın Haberleri —

Barış ve Demokratik Toplum

Barış ve Demokratik Toplum

  • Savaşın ve ölümün bir kazananı olmadığını dile getiren Barış Annesi Kewê Işık: "Çocuklarımıza yıllarca 'terörist' dediler, ama ne biz ne de çocuklarımız 'terörist' değildir. Kendi haklarını arayanlar 'terörist' oldu.” 
  • Barış Annesi Feleknas Karabaş: “Bizler büyük bedeller ödedik, köylerimiz yakıldı. Talan edilen, sürgüne yollanan, işkence gören hep bizler olduk. Ama bunca acıya rağmen barış, birlik ve beraberlik olsun istiyoruz.”

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı", en çok da savaşın en ağır bedelini ödeyen Barış Anneleri tarafından sahiplenildi. Köyleri yakılan, ömürleri sürgün ve hapishane yollarında geçen, yakınlarını kaybeden, cenazeleri alıkonulan anneler, yıllardır çektikleri bunca acıya rağmen onurlu bir barış umudunu her daim diri tutuyorlar. Wan Barış Anneleri Meclisi üyesi Hanife Koçak, MA’ya konuşarak "Hiçbir zaman ölümden yana olmadık. Barışı savunan bir yerde durduk ve duracağız" ifadelerini kullandı. ANF’ye konuşan anneler ise “Barış sağlanacaksa tam sağlanmalı. Çocuklarımıza kavuşmak istiyoruz” dediler.

 

 

Cenazelerimiz kaldırımın altında

Şehit ve bedel vermiş bir aile olarak süreci büyük bir dikkatle izlediklerini ifade eden Rewşan Döner, Garzan Mezarlığı’ndan koparılan kardeşinin naaşının hala Kilyos Mezarlığı’nın kaldırımında bekletildiğine dikkat çekti. Rewşan Döner, “1999’da amcam şehit edildi. İki yıl sonra diğer bir amcam şehit edildi. Aile olarak onlarca şehit gerillamız var. Çoğunun cenazesi bize verilmedi. Sadece 2013’de kardeşimin ve yüzlerce gerillanın defnedildiği Garzan Mezarlığı’nı tahrip ettiler. Düşmanca saldırdıkları kabristanda 5 şehidimizin naaşını topraktan alıp Kilyos Mezarlığı’ndaki kaldırımının altına gömdüler. Cenazeler hala Kilyos’ta kaldırımın altında” dedi.

Akıllarını başlarına alsınlar

Rewşan Döner, yeni başlayan sürecin ilerlemesini istemeyenlere ise şunları söyledi: “Geçen hafta metan gazından etkilenerek hayatını kaybeden askerlerden biri, bizim Bitlis’ten. Onun kardeşi, ‘Babam ve ben yıllardır koruculuk yapıyoruz. Biz de operasyonlara gideceğiz’ dedi. Ben bir kez daha onlara buradan sesleniyorum; akıllarını başlarına alsınlar. Milyonlarca Kürt ve Türk bu ülkede yaşıyor, binlerce Kürt ağır bedeller ödedi, bağrı yanan anneler olarak bizler her şeye rağmen barış, kardeşlik ve demokrasi, birlik ve beraberlik diyoruz” diye konuştu.

Silahları yakanlar heyetle dönmeliydi

Sürecin hukuki güvence altına alınması gerektiğinin altını çizen Rewşan Döner, şunları söyledi: “PKK kendini feshetmiştir, Kürt halkı yeni bir süreç için başlangıç adımını atmıştır. Şimdi sürece ilişkin kanunen yapılması gerekenler var. Silahları yakan 30 kişilik Barış ve Demokrasi Grubu oradaki heyetle beraber buraya dönmeliydi. Erdoğan bu güvenceyi sağlamalıydı. Gereken hukuki güvence hala sağlanmış değil. Değişim ve dönüşüm zamanıysa devletin de değişip dönüşmesi gerekir.  Bizler anneler devletin bir an önce atacağı adımı bekliyoruz.”

 

 

Bunca acıya rağmen 

Bedlîs’teki köyü askerler tarafından yakıldığı için ailece zorunlu olarak İstanbul’a göç ettiklerini söyleyen Feleknas Karabaş, “Bizler büyük bedeller ödedik, köylerimiz yakıldı. Devlet bize çok işkence yaptı. Talan edilen, sürgüne yollanan, işkence gören hep bizler olduk. Eşim 7 sene cezaevinde kaldı. Gördüğü işkenceden dişleri ve kaburgaları kırıldı. Cezaevlerine gidip gelirken de çok sıkıntı yaşadık. Sürekli hakaretlere maruz kaldık. Ama bunca acıya rağmen barış, birlik ve beraberlik olsun istiyoruz” dedi.

Barış bizim ellerimizle gelecek

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a inançlarının tam olduğunu vurgulayan Feleknas Karabaş, şunları kaydetti: “Önderliğe olan inancımız tamdır, halkımıza olan güvenimiz tamdır. Biz barış isteyeniz. Özellikle koruculara buradan sesleniyorum; o silahları kolunuza takmışsınız, kardeşlerinizi öldürüyorsunuz. Yediğiniz paralar haramdır, ne haccınız kabuldür ne de namazınız. Buradan aynı zamanda bütün dünyaya da sesleniyorum; onurlu bir barış bizim ellerimizle gelecektir.”

 

 

Oğlumun yolunu gözlüyorum

Gerillaya katılan oğlundan hiç haber alamadığını ve gözünün hep yollarda olduğunu ifade eden Fatma Yılmaz ise şöyle konuştu: “12 senedir dağda olan bir oğlum var. Yaşayıp yaşamadığını bile bilmiyorum. Kendisinden hiçbir haber alamadım. Onun yolunu gözlüyorum hep. Anneler artık ağlamasın, kanlar dökülmesin, çocuklar öldürülmesin. Barış sağlanana kadar mücadelemiz sürecek. Çocuklarımıza kavuşmak istiyoruz. Gelip de tutuklanmalarını istemiyoruz. Barış sağlanacaksa tam sağlanmalı. Çok gözyaşı döktük, artık yeter. Umut ediyoruz ki bu savaşın sonu gerçekten gelir ve hep beraber oturup onurlu bir barışı sağlarız.”        

 

 

Acı ve zulüm son bulsun

“Başta kadınlar olmak üzere herkesin sürece sahip çıkmasını barışa destek vermesini istiyoruz" diyen Hanife Koçak şunları söyledi: “Televizyonda ilk izlediğimde gözyaşlarımı tutamadım, derin üzüntü içinde kaldım, ama sonra mutlu oldum. Silahları yaktıklarında yüzlerindeki o acıyı gördük. Umarım çektiğimiz bu acı ve zulümler son bulur. Devletten tek talebimiz barışa el uzatsın, koşullar oluşturulsun.  Barış tek taraflı olmaz.”

 

 

Bütün yük Kürtlerin omuzunda 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ve PKK'nin attığı adımların barışın önünü açtığını, ancak devlet ve iktidardan buna denk düşecek adımlar gelmediğini vurgulayan Wan Barış Anneleri Meclisi üyesi Kewê Işık, "Bizler Sayın Öcalan ve partimize inanıyoruz. Kendi mücadelemiz için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Devlet tarafından hala bir adım atılmadı, bu da biz de güvensizliğe neden oluyor. Devlet adım atmadan bütün yükü Kürtlerin omuzlarına bıraktı. Sayın Öcalan kendi özgürlüğü için bir şey istemedi tek isteği demokratik bir barıştı. Barış için artık herkes taşın altına elini koymalı" şeklinde konuştu. 

Hakların tanınmasını umuyoruz

Savaşın ve ölümün bir kazananı olmadığını dile getiren Kewê Işık, "Çocuklarımıza yıllarca 'terörist' dediler, ama ne biz ne de çocuklarımız 'terörist' değildir. Çocuklarımız silaha aşık değil, onlar sadece özgürlük için mücadele yolunu seçtiler. Kendi haklarını arayanlar 'terörist' oldu. Okuduk hak tanımadılar, savaştık, hak tanımadılar. Kadınların öncülük etiği barış sürecinde, bu hakların tanınmasını umuyoruz" diye belirtti. 

 

 

Kürtler her şeye hazır

Kürt halkının her şeye hazır olduğuna vurgu yapan Wan Barış Meclisi üyesi Zekiye Kaya ise şunları söyledi: "Barış için çabalayıp, barışı görmeden ölen bütün insanlara bu barışı armağan edelim. Bizler gerekli adımların atılacağına inanıyoruz. Cezaevlerinde tek bir tutsak kalmayacağına da inanıyoruz. Bizler barış için gerekli bütün adımları atık sıra devlette. Sayın Öcalan'ın barış sürecini daha iyi yönetebilmesi için koşuları oluşturulsun. Biz Kürtler başaracağız. Kürtler her şeye hazırdır."

 

 

Barış demekten vazgeçmiyoruz

Tutsakların serbest bırakılması için bir an önce adım atılmasını isteyen annelerden Rukiye Arslan da, "Başta kadınlar olmak üzere herkesin çocuk büyük demeden barışa destek vermeleri gerekir. Çektiğimiz bunca acıya rağmen bizler barış demekten vazgeçmiyoruz" dedi. HABER MERKEZİ

 

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.