DEM heyeti umutlu döndü

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan

Kürt Halk Önderi'nin sürece dair, “Daha kat edilecek çok yol var. Bu sefer başarmamız lazım” dediği paylaşıldı

  • İmralı'da 5 Nisan 2015'te gerçekleşdikleri görüşmenin ardından tecrit altındaki Kürt Halk Önderi ile 9 yıl görüştürülmeyen heyet, 28 Aralık'tan sonra önceki gün ikinci kez İmralı'ya gitti. 
  • Kürt Halk Önderi ile dört saat görüşen DEM Parti İmralı Heyeti, "Bu süreç herkesi, hepimizi birlikte ve özgürce yaşatacaktır. Bunun gerçekleşmesi umuduyla tüm toplumsal kesimlerin kıymetli katkılarını bekliyoruz" dedi. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile ikinci kez görüşen DEM Parti İmralı Heyeti, Kürt Halk Önderi'nin sürece ilişkin çalışmalarının devam ettiğini bildirdi. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, önceki gün İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde rehin tutulan Kürt Halk Önderi ile ikinci bir görüşme gerçekleştirdi. DEM Parti İmralı Heyeti, dört saat süren görüşmenin içeriğine dair dün yazılı açıklama yaptı. 

Heyet bilgi verdi

Kürt Halk Önderi'nin öncelikle Bolu’da yaşanan elim yangında hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı, yaralılara acil şifalar dilediği belirtilen açıklamada, şunlar ifade edildi: "Heyetimiz, yürüttüğümüz görüşmelerle ilgili olarak kendisine gerekli bilgilendirmelerde bulunmuştur. 

Çalışmaları devam ediyor

Sayın Öcalan’ın sürece ilişkin çalışmaları devam etmektedir. Bu konudaki hazırlıkları tamamlandıktan sonra kamuoyuna gerekli açıklamalar yapılacaktır. 

Heyet görüşmeleri sürecek

Bizler de heyet olarak çalışmalarımızı ve temaslarımızı yürüteceğiz, gelişmeler oldukça da kamuoyunu bilgilendireceğiz.

Özgürce yaşatacak süreç

Bu süreç herkesi, hepimizi birlikte ve özgürce yaşatacaktır. Bunun gerçekleşmesi umuduyla tüm toplumsal kesimlerin kıymetli katkılarını bekliyoruz."

Kat edilecek çok yol var

MA'nın açıklama sonrası ulaştığı DEM Parti yetkilisi, Kürt Halk Önderi'nin heyetin temaslarıyla ilgili bilgilendirmeye karşılık, "çok kıymetli buluyorum” dediğini belirterek, bu tartışmalara olumlu bir şekilde katkı sunulması ve destek verilmesinin herkese kazandıracağı yönünde yorum yaptığı ve daha da gelişmesi gerektiği yönünde değerlendirmede bulunduğunu söyledi. Bir başka DEM Parti'li yetkili ise MA'ya, Kürt Halk Önderi'nin sürece dair, “Daha kat edilecek çok yol var. Bu sefer başarmamız lazım” dediğini paylaştı. 

Bahçeli'nin çağrısından sonra

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 22 Ekim'deki Grup Toplantısı konuşmasında, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Meclis'e gelerek çağrı yapmasını dile getirdi. DEM Parti Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, 43 aydır hiçbir haber alınamayan İmralı'ya 23 Ekim'de giderek, Kürt Halk Önderi ile iki saate yakın bir görüşme yaptı. 

Teorik ve pratik güce sahibim

Ömer Öcalan, ertesi gün paylaştığı kısa açıklamada, ziyaretinin aile görüşmesi kapsamında gerçekleştiğine işaret etti. Ömer Öcalan, Kürt Halk Önderi'nin, genel siyasi gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunarak kamuoyuna şu mesajın iletilmesini istediğini belirtti: "Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim."

Ömer Öcalan, Kürt Halk Önderi'nin bu görüşmede tecridin devam ettiğini de söylediğini paylaştı. 

Bahçeli konuştu, adım atılmadı

Bu görüşmeden sonra hem tecrit devam etti hem de siyasi soykırım operasyonları, kayyum atamaları ve işgal saldırıları devam etti. Bahçeli, 26 Kasım'da da DEM Parti ile İmralı arasında derhal temas kurulmasını istedi. Aynı gün DEM Parti Eşbaşkanları da görüşmek için Türk Adalet Bakanlığına yazılı başvuruda bulundu.

Adalet Bakanlığı yanıt verdi

Türk Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Hava şartlarına göre yarın (28 Aralık) ya da Pazar günü İmralı'ya gidecekler. DEM'lilerin görüşme talebine olumlu yanıt verdik. DEM heyetinde Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan olacak" dedi. Sırrı Süreyya Önder de hava şartları müsait olduğunda deniz yoluyla İmralı Adası'na gideceklerini söyledi. Görüşme, gerçekleşti. 

Çözüm önerilerini sunmuştu

DEM Parti, Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan'ın, 28 Aralık'ta İmralı'da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile üç saate yakın yaptığı görüşmeye dair, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder imzasıyla basına ve kamuoyuna şu açıklamayı yapmıştı:

Çözüm önerilerini sundu

Kendisinin sağlığı iyi, morali oldukça yüksekti. Kürt sorununa kalıcı çözüm bulmaya yönelik yaptığı değerlendirmeler hayati önemdeydi. Ortadoğu ve Türkiye’de yaşanan son gelişmelerin değerlendirildiği görüşmede Sayın Öcalan, dayatılan karanlık gelecek senaryolarına karşı pozitif çözüm önerilerini sunmuştur.
Düşünceleri ve yaklaşımının genel çerçevesi aşağıdaki gibidir:

Kardeşliği yeniden güçlendirmek

* Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet kazanmıştır.

Tüm siyasi çevreler ve Meclis

* Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır.

Sorunun ciddiyetiyle doğru orantı

* Gazze ve Suriye’de yaşanan hadiseler göstermiştir ki, dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hal almıştır. Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir.

Ehil ve kararlılığa sahip

* Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim.

Gelecek yanıtlara göre adım

* Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım.

Demokratik dönüşümün kılavuzu

* Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır.

* Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir.

İlk heyetin ardından katilam

Hatırlanacağı gibi; dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın Aralık 2012'de İmralı’ya giderek Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşmesiyle 2013 - 2015 arasındaki ilk 'diyalog süreci' başladı. Fidan’ın ziyaretinin ardından 3 Ocak’ta BDP Êlih Milletvekili Ayla Akat Ata ve Mêrdîn Milletvekili Ahmet Türk’ten oluşan heyet, İmralı'ya gitti. Bir hafta sonra 9 Ocak’ta PKK’nin kurucularından Sakine Cansız ile Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez, Paris’te MİT'in organizasyonuyla katledildi. 

Buldan ve Önder'li heyetler

İmralı’ya ikinci ziyaret, 23 Şubat’ta BDP’li milletvekilleri Pervin Buldan, Sırrı Süreyya Önder ve Altan Tan'dan oluşan heyet tarafından gerçekleştirildi. Önder ve Buldan’dan oluşan heyet, üçüncü kez 18 Mart’ta; Selahattin Demirtaş, Önder ve Buldan’dan oluşan heyet, dördüncü defa 3 Nisan’da İmralı’yı ziyaret etti. 2015'e kadar devam eden İmralı ziyaretlerine; Leyla Zana, İdris Baluken, Hatip Dicle ve Ceylan Bağrıyanık gibi isimler de eklendi.

Deklarasyon ve heyetler

Heyetin 18 Mart’taki ziyaretinin ardından Abdullah Öcalan’ın mektubu MİT tarafından BDP’ye iletildi ve 21 Mart 2013'te Amed'deki Newroz kutlamasında Buldan ve Önder tarafından okundu. Bunun üzerine 3 Nisan’da belirlenen Akil İnsanlar Heyeti, 4 Nisan’da dönemin Başbakanı Recep T. Erdoğan’la ilk toplantısını yaptı. 9 Nisan’da AKP'nin verdiği önerge ile Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına karar verildi. CHP ve MHP, 4 Nisan’da kurulacak komisyona üye vermeyeceklerini duyurdu. AKP ve BDP’li milletvekillerinin yer aldığı komisyon, 2 Aralık’ta 438 sayfalık bir rapor yayımladı.

'Çözüm süreci yasası'

Önder, 15 Nisan’daki İmralı ziyaretinin ardından Kuzey Kürdistan'daki gerillaların 25 Nisan’da sınır dışına çekilmeye başlayacağını söyledi; KCK de 8 Mayıs’tan itibaren çekilmenin başlayacağını duyurdu. BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak ve DTK Eşbaşkanı Ahmet Türk, 5 Temmuz’da KCK ile görüştü. Hükümet adım atmayınca KCK, 9 Eylül’de çekilmeyi durduğunu açıkladı. Erdoğan, 30 Eylül’de “Demokratikleşme Paketini açıkladı. Kürt Halk Önderi'nin sürecin aktörleri için ısrar istediği düzenleme ise 10 Temmuz 2014'te “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Teklifi" olarak Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi.

'Çöktürme Planı' hazırlığı

Görüşmeler sürerken Türk tarafı, Suriye'de Kürtlere kendi askeri olması dayatmasında sonuç alamadığı ve Kürdistan Özgürlük Mücadelesi nüfuzunu genişlettiği için 'Çöktürme Planı' hazırlıkları da yaptı. DAİŞ, Şam'a doğru ilereleyeceği zaman devreye giren Türk tarafı, Kobanê'nın üzerine saldı. DAİŞ'in işgal saldırıları 7-8-9 Ekim 2014'te Kuzey Kürdistan genelinde ve Türk metropollerinde protesto edildi. 35 il ve 96 ilçedeki protestolarda 46 kişi yaşamını yitirdi. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, 19 Ekim’de Akil İnsanlar Heyeti ile görüşme gerçekleştirdi. Aynı gün HDP heyeti, KCK ile görüştü. "Çöktürme Planı", MGK toplantısında karar altına alındı.  

Dolmabahçe ve Erdoğan'ın bitirmesi

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, İçişleri Bakanı Efkan Ala, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu ile Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve İdris Baluken, 28 Şubat 2015’te Dolmabahçe Sarayı’nda bir araya geldi. Tarihe "Dolmabahçe Mutabakatı" olarak geçen görüşmelerde 10 maddelik bir mutabakat paylaşıldı. HDP, Haziran 2015’teki genel seçimlere parti olarak girme kararı aldı ve Erdoğan'ın başkanlığını desteklemeyeceğini duyurdu. Erdoğan, 22 Mart’ta "Dolmabahçe Mutabakatı"nı sahiplenmedi. İmralı'ya 5 Nisan 2015'te giden heyet, bir daha götürülmedi.

HDP barajı aştı, iktidar düştü

HDP, 7 Haziran 2015’teki genel seçimlerde yüzde 13 oyla barajı geçip 80 vekil çıkardı. Yüzde 41’de kalan AKP, tek başına iktidar olamadı. Seçim sonuçlarını hazmademeyen Erdoğan, iptal ettirdi. "Çöktürme Planı"nın uygulanması talimatı verdi. Devlet, DAİŞ'e katilamlar yaptırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Temmuz’da da masayı devirdiğini resmileştirdi; 24 Temmuz'da da Kürtlere yeniden savaş ilan edip başlattı. HABER MERKEZİ

 

* * *

Avukatlar dün de başvurdu

Asrın Hukuk Bürosu avukatları, Kürt Halk Önderi ile görüşmek için başsavcılık ve cezaevi müdürlüğüne dün de başvurdu.

Başvurular, Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Cengiz Yürekli, İbrahim Bilmez, Emran Emekçi ve Suzan Akipa tarafından yapıldı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve İmralı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne başvuruda bulunan avukatlar, İmralı'daki diğer müvekkilleri Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için de görüşme başvurusunda bulundu.

Avukatların, Kürt Halk Önderi ile Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş için yaptıkları görüşme başvurularının çoğuna yanıt verilmiyor. Bursa İnfaz Hakimliği tarafından verilen yanıtlarda ise "disiplin cezaları" gerekçe gösterilerek avukat görüşleri 6 aylık periyotlarla yasaklanıyor.  Sürecin kendilerinden habersiz yürütüldüğüne dikkat çeken avukatlar, disiplin kararının, dosya ve delillerinin verilmesi yönünde başvuru yapıyor, ancak başvurular reddediliyor. Avukatların “disiplin cezası” kararına karşı yaptıkları itirazlar ise kararın kesinleşmiş olması gerekçe gösterilerek dikkate alınmıyor.

Gizli ve hukuk dışı

Avukatları engelleyen infaz hakimliği kararlarının da gizli, keyfi ve hukuk dışı yürütüldüğünü belirten Asrın Hukuk Bürosu, İmralı Cezaevi’nin son 9 yılı aralıksız kurulan bu sistematik ve keyfi disiplin cezaları ile avukat yasaklamalarıyla örüldüğünü vurguluyor. 

Asrın Hukuk Bürosu'nun verdiği bilgiler şöyle:

* Abdullah Öcalan ile 27 Temmuz 2011'den bu yana, 2019'daki (2 Mayıs 2019, 22 Mayıs 2019, 12 Haziran 2019, 18 Haziran 2019 ve en son 7 Ağustos 2019) 5 avukat görüşü dışında 13 yıldır tek bir avukat görüşü gerçekleştirilemedi. 6 Ekim 2014'ten bu yana 6 aile görüşü (11 Eylül 2016, 12 Ocak 2019, 5 Haziran 2019, 12 Ağustos 2019, 3 Mart 2020 ve 23 Ekim 2024) dışında bütün aile görüşmeleri engellendi.

* Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım ve Ömer Hayri Konar ile İmralı’ya götürüldükleri 9 yılı aşkın süre boyunca tek bir avukat görüşü gerçekleştirilemedi. Aktaş ve Konar, 2015’ten bu yana aileleri ile yalnızca üç defa; Yıldırım yalnızca iki defa görüşebildi. Diğer bütün görüşme talepleri reddedildi.

* 27 Nisan 2020 ve 25 Mart 2021'de yapılan telefon görüşmeleri dışında başka telefon görüşmesi yapılamadı. 

* İmralı’ya avukatları tarafından düzenli olarak gönderilen mektuplara ise son 45 aydır tek bir yazılı cevap gelmedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.