DEM Parti durmadan anlatıyor

DEM Parti çalıştay

DEM Parti çalıştay

  • DEM Parti, halk toplantıları, farklı kesimlerle buluşmalar, çalıştay ve konferanslarla hem sürecin iktidarın inisiyatif ve insafına bırakılmaması hem de demokratik toplumun bileşenlerinin tahkimi için çalışıyor. 

DEM Parti, 'Demokratik Toplum Buluşmaları' kapsamında dün Wan'da baro başkanları, hukuk örgütleri ve avukatlarla bir araya geldi. Birçok ilde halk toplantıları yapan DEM Parti, Amed'de Demokratik Toplumda Emek Çalıştayı, Çatışma ve Çözüm Süreçlerinde Çocuk Konferansı ile Engelliler İçin Barış ve Demokratik Toplum Konferansı düzenledi. 

DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, 'Demokratik Toplum Buluşmaları' kapsamında Kuzey Kürdistan’daki baro başkanlarıyla Wan’da bir araya geldi. Buluşmaya, DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonundan Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Öztürk Türkdoğan, DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eşsözcüsü Sevda Çelik Özbingöl, hukuk örgütleri ve avukatlar katıldı. Açılış konuşmasını yapan Sevda Çelik Özbingöl, “Baro başkanları ve hukukçuların sürece ilişkin görüşlerini almak için buradayız. Bu süreç sadece siyasal alandan yürütülen bir çalışma değildir. Bu sürecin hukuki yönü çok önemli ve bunun için herkes katkı sunmalıdır. Barış, el birliği ve toplumun tüm birleşenlerinin dahiliyetiyle olur. Kendimizi bu süreçte sorumlu hissediyor ve öyle yaklaşıyoruz” dedi. Ardından konuşan Öztürk Türkdoğan, önceki süreçleri ve şimdi gelinen durumu hatırlatarak, "Umuyoruz ki siyasi ve hukuki zeminde atılacak adımlar bu süreci sonuca ulaştıracaktır. Bu gerçekleştikçe pozitif barış sürecine, toplumsal barış ve inşa sürecine geçeceğiz. Bunu yaparken en büyük iş barolara düşüyor" diye konuştu. 

Tekçi sistemden vazgeçilecek

Silahsızlanma meselesinin bir pazarlık süreci olmadığını anımsatan Türkdoğan, şunları kaydetti: "Sayın Öcalan bu süreci iradesiyle ortaya koydu. Silahsızlanma gerçekleşecek ama bazı hukuki gerekliliklerin yerine getirilmesi gerekiyor. Kürt sorunu devası bir sorun ve 50 yılı çatışmayla geçti. Bu nedenle tüm yasaların ve anayasanın değişmesi gereken bir durumdan söz ediyoruz. Tekçi bir sistemden çoğulcu bir sisteme geçilmesiyle ilgili çalışmalar olmalıdır. Bu süreçte Sayın Öcalan baş müzakerecidir ve süreci birebir kendisi yönetiyor.”

Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti. 

Demokratik toplumda emek

Demokratik Kurumlar Platformu tarafından Amed’de “Demokratik Toplumda Emek Çalıştayı” düzenledi. Çand Amed Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen çalıştaya, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. Açılış konuşmasını platform adına Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Amed 2 Nolu Şube Eşbaşkanı Duygu Özbay yaptı. Özbay, "Kürt meselesinin çözümü, yalnızca Kürt halkının özgürleşmesi anlamına gelmemekte; aynı zamanda Türkiye'nin demokratikleşmesi, Ortadoğu halklarının tarihsel dostluğunun onarılması ve insanlık için adil bir gelecek inşasının anahtarı haline gelmektedir” dedi. 

DEM Parti Eşbaşkan Yardımcısı Sevtap Akdağ da demokratik toplumun barışsız geçekleştirilemeyeceğini belirterek, “Eşit ve özgür bir yaşamın izleyicisi değil, inşa edeni olmak gerekiyor” diye konuştu.  Konuşmaların ardından basına kapalı devam eden çalıştayda, “Emeğe dair tartışmalar”, “Barışa geçiş ve kalıcı barış deneyimlerinde emeğin rolü ve dönüşümü”,  “Kadın emeği ve yoksulluğu" ve “Emek sömürüsünün dezavantajlı gruplara yansıması (Göçmenler, mevsimlik işçiler, çocuk işçiler ve engelliler” başlıkları tartışıldı. 

 

 

Çatışma ve çözümde çocuklar

DEM Parti Çocuk Komisyonu ise Kürt sorunu bağlamında yürütülen süreç kapsamında “Çatışma ve Çözüm Süreçlerinde Çocuk” konulu konferans gerçekleştirdi. Çand Amed Kongre Merkezi’nde yapılan konferansa, kentteki sivil toplum örgütü ve siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Serra Bucak, ilçe belediye eşbaşkanları, sokağa çıkma yasakları sırasında katledilen Cemile Çağırga ve Rozerin Çukur’un ailesi ile Cizîr’de 2009'da polisin katlettiği Mehmet Uytun’un ailesi katıldı.

Konferansın açılış konuşmasını yapan DEM Parti Amed Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü Mazlum Doğan, “Süreci hep birlikte toplumsallaştırmamız gerekiyor. Çocukların özgürce ve güven içinde yaşayacağı bir ülke için çocuklarla birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.

Savaş olmasaydı

DEM Parti Çocuk Komisyonu Eşsözcüsü Beritan Güneş Altın ise kıskaca alınan bir coğrafyada yaşadıklarını dile getirerek, savaş olmasaydı bugün neler olurduyu tartışmak istediklerini belirtti. Altın, şöyle devam etti: "Belki Cemile havan mermisiyle tanışmayacaktı, Uğur kurşuna dizilmeyecekti, Mehmet polis kurşunuyla hayatını kaybetmeyecekti. Veysel barış mitinginde bomba sonucunda hayatını kaybetmeyecekti. İşte bu yüzyıllık savaş tablosunda çocuklar her gün bir kez daha yarım kalırken, bizler bugün her birimizin çocukluğuna yolculuk etmeyi, tanık olduğumuz savaşı anlatmayı, savaşla yüzleşmeyi, problemlerin esas kaynağını hep birlikte tespit etmeyi, barışın mücadelesi olan demokratik toplum ve barış çağrısını nasıl güçlendiririzi tartışmaya niyetliyiz.” 

Konuşmalar ardından “Savaş ve çatışma süreçlerinde tanıklık” başlıklı birinci oturuma geçildi. Moderatörlüğünü İHD Amed Şubesi üyesi avukat Cihan Kaya’nın yaptığı oturuma, Rozerin Çukur’un annesi Fahriye ile babası Mustafa Çukur, Hafıza Merkezi’nden Derya Bozarslan ve çocuk hakları aktivisti Gözde Engin konuşmacı olarak katıldı. İlk oturum, katılımcıların görüş ve önerilerini sunmasıyla sona erdi. Konferans, “Savaş ve çatışma ortamlarının çocuklar üzerinde etkileri” başlıklı ikinci oturumla devam etti.

 

 

Engelliler için de barış

DEM Parti'li Amed Büyükşehir Belediyesi Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Daire Başkanlığı tarafından “Engelliler İçin Barış ve Demokratik Toplum Konferansı” düzenlendi. Konferansta, “Barış ve Demokratik Toplum inşası”, “Demokratik Toplum inşasında adalet ve eşit yurttaşlık” ve “Toplumsal barış ve kapsayıcılık” konuları tartışıldı. Engelliler Federasyonu Başkanı Abdulmecit Yılmaz, savaşın kendisinin engellilik yarattığını belirterek, “İşin sosyal, ekonomik, hukuksal boyutu var. Savunma bütçelerine ayrılan harcamalar engellilerin haklarından kısıtlanarak yapılıyor. Şu anda engellilere ayrılan bütçe yüzde 2’yi bulmaz iken; savunma harcamalarına ya da gereksiz bazı kalemlere gidiyor. Savaş olmazsa barış olsa belki de refah düzeyimiz artacak. Engelli yurttaşlar daha iyi koşullarda yaşamını sürdürebilecek. Engelliler Federasyonu olarak tüm tarafları İmralı’dan yapılan çağrıya olumlu şekilde geri dönüş yapmaya, bu süreci daha olumlu bir evreye dönüştürmeye çağırıyoruz. Bu herkesin sorumluluğudur. Biz de Engelliler Federasyonu olarak üzerimize düşen sorumluluğu yapacağız” şeklinde konuştu. 

Engelliler Konfederasyonu Genel Başkanı Hüseyin Ateşer de savaşın engelli sayısını arttığını anımsatarak, “Bu da engelli konfederasyonu olarak bizleri fazlasıyla üzüyor. Son gelişmelerden mutluyuz" dedi. 

KHK'lilerle buluşma

DEM Parti, “Barış ve Demokratik Toplum Süreci Buluşmaları” kapsamında Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kamu görevlerinden ihraç edilenlerle Ankara Dünya Ticaret Merkezi’nde buluştu. Burada konuşan DEM Parti Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları, bütün mağdur kesimlerle dört bir yanda toplantılar yaptıklarını hatırlatarak, tahribatların Kürt sorununun çözümünden bağımsız ele alınamayacağını vurguladı. OHAL’e, KHK ve hasta tutsakların durumuna dikkat çeken Hatimoğulları, "Bütün mağduriyetler parçalı çözümlerle sonuca ulaşmaz. Özellikle ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın en temel vurgusu bütün kesimlerin kendi öz örgütlenmelerini en güçlü şekilde inşa etmeleridir” diye konuştu. Çağrının sadece Kürt sorununun ve Kürtlerin sorunlarının çözümü için yapılmış bir çağrıymış gibi algı yaratılmak istendiğini kaydeden Hatimoğulları, şunları söyledi: "Türkiye’de yüzyılı aşkın bir Kürt sorunu vardır, 50 senedir savaş ve çatışma süreci vardır. Bu savaş ve çatışma sürecinin her şeyimizi etkilediğini hepimiz farkındayız. Barışı birçok boyutuyla konuşmalıyız. Süreç bir şekilde şimdilik ilerliyor. Elbette bazı acil adımların atılması gerekiyor. Henüz Meclis'te komisyon resmen kurulmuş değildir. Bizim en temel önerimiz bu komisyonun yasa ile kurulması ve aktif bir biçimde karar alma yetkisine sahip olmasıdır. Oluşacak alt komisyonların, oluşan bütün mağduriyetlerle ilişkisini kurmasıdır. Bütün kesimler barış ve demokratikleşme sürecinin tam da kalbinde olmak durumundadır. Bütün kesimler bu sürecin kalbinde yer almazsa bu süreç ilerlemez, barış toplumsallaşmaz."

 

* * *

Halk toplantıları

DEM Parti, başlattığı halk buluşmalarını, Amed’in Licê, Rezan ve Farqîn ilçeleri ile Agirî'de sürdürdü. 

 

* * *

Bir heyet ABD’de görüşüyor 

DEM Parti Dış İlişkiler Komisyonu’ndan Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Ebru Günay, Demokratik Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Mehmet Rüştü Tiryaki ve Amed Milletvekili Ceylan Akça’dan oluşan heyet, ABD'nin başkenti Washington başta olmak üzere çeşitli eyaletlerde partililerle buluştu. DEM Parti heyeti, toplantıların yanı sıra ABD Dışişleri Bakanlığının ilgili birimleri ve senatörler dahil çeşitli görüşmelerde bulundu, yuvarlak masa toplantıları düzenledi. 

 

* * *

Bakırhan Londra'da izah etti

DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan, İngiltere'nin başkenti Londra’daki çalışmalarını hafta sonu da sürdürdü. Kürt Toplum Merkezi’nde düzenlenen halk buluşmasına katılan Bakırhan, Kürt Özgürlük Hareketi’nin en önemli gücünün halkla birlikte yürümek olduğunu belirterek, ana dilde eğitim hakkı, kapsayıcı vatandaşlık tanımı ve demokratik çözüm taleplerinin artık sadece Kürt halkının değil, tüm ezilen kesimlerin ortak mücadelesi haline geldiğini söyledi. Bakırhan, kendini 'Kürt milliyetçisi' olarak pazarlayarak, sürece ve Kürdistan Özgürlük Mücadelesi ile değerlerine saldıranlarla ilgili özellikle şunun altını çizdi: "Milliyetçi, halkının büyüyen mücadelesine, değerlerine sahip çıkar. Sadece sahip çıkmaz, onun için mücadele eder ve bedel öder. Bu bahsi geçen çevreleri, 'Kürt milliyetçileri' olarak değerlendirmiyorum. Bu çevreler, Kürt Özgürlük Hareketi'ne karşı konumlanan, güvenli limanlarında çok rahat konuşan, masa başında ‘Kürdistan’ kuran ama devletin fiskesini gördüğünde de soluğu bilmem nerelerde alanlardır. Bunlar, 'Kürt milliyetçisi' değildir.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.