DEM Parti hukuki aşamaya hazır

- Meclis'in açılışıyla birlikte hukuki aşamanın başlayacağını belirten DEM Parti Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyeleri, çatışma zemininin kalıcı olarak ortadan kaldırılmasının en önemli adımlarından birisinin de hukukun tesisi ve yasa önünde eşitliğin sağlanması olduğunu vurguladı.
- DEM Parti'li üyeler, ilgili kurullarının sürecin başından itibaren şu başlıklarda hazırlığının bulunduğunu paylaştı: Geçiş Dönemi Kanunu, İnfaz Kanunu, TMK, TCK ve CMK’de ihtiyaç duyulan değişiklikler. Kayyum düzenlemesi ve yönetimlerin güçlendirilmesi ile ana dilinde eğitim-öğrenim gibi başlıklar.
Komisyon çalışmalarına dair açıklama yaparak önerilerini sunan DEM Parti Komisyon üyeleri, “Abdullah Öcalan’ın Komisyon tarafından dinlenmesi, sorunun kalıcı çözümü için bir gereklilik olarak ele alınmalıdır” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyeleri, Komisyon'un bugüne kadar gerçekleştirdiği çalışmalara ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Komisyon faaliyetleri kapsamında DEM Parti olarak temel amaçlarının Kürt sorununu çatışma zemininden uzaklaştırarak hukuki ve siyasi çözümün olanaklarını yaratmak olduğu belirtilen açıklamada, Kürt meselesinin demokratikleşme perspektifiyle ve bunun gerektirdiği zihniyet dönüşümüyle ele alınmasının kaçınılmazlığı vurgulandı.
Komisyon'un 5 Ağustos'tan beri faaliyetlerini sürdürdüğü hatırlatılan açıklamada, “Komisyon, Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl çözümüne katkı sunacak hukuki ve siyasi zeminin tesisi amacıyla oluşturulmuştur. Cumhuriyet’in en temel sorunlarından birisi etrafında, halk iradesinin tamamına yakınını temsil eden siyasal partilerin Komisyon’da temsil edilmesini son derece kıymetli bulduğumuzu tekrardan belirtmek isteriz. Ortaya çıkan bu siyasal irade, sorunun çözümü için tarihsel rolü olması gereken siyaset kurumunu ve alanını, ilk defa bu düzeyde çözümün muhataplığına yakınlaştırmıştır” denildi.
Tarihsel gelişmelere kapı aralayabilir
Sürecin kendine has özellikleri ile öne çıktığına ve bu çerçevede tarihsel çağrıların ve gelişmelerin gerçekleştiğine dikkat çekilen açıklamada, “Komisyon’un parlamento zemininde kendi rolünü oynamasına dönük kamuoyu beklentisi yüksektir. Komisyon’un her şeyin muhatabı olmadığını bilmekle birlikte, rolünü doğru ve işlevsel oynaması durumunda tarihsel gelişmelere kapı aralayacak bir katkısının olacağının da bilincindeyiz” ifadelerine yer verildi.
Kürt meselesinin çözümü zorunludur
Komisyon çalışmalarındaki birinci aşamanın tamamlanmakta ve dinlemelerin sonuna yaklaşılmakta olduğu belirtilen açıklamada, farklı çevrelerden kişi ve kurumların barışa ve çözüme dair düşünce ve önerilerinin son derece kıymetli olduğu tekrarlandı. DEM Parti açısından dinleme safhasının ana çıktısının, Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümünün kaçınılmazlığı olduğu vurgulanan açıklamada, "Referansları, dayanakları farklı olsa da Komisyon’da ifade edilenler, Kürt meselesinin tarihsel olarak çözümünün zorunlu olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir" denildi.
Öne çıkan önerilerden Komisyon faydalanmalı
Sürecin pozitif barış aşamasına geçmesinin en az çatışmasızlık hali olarak değerlendirilen negatif barış aşaması kadar önemli olduğunun birçok kurum ve kişi tarafından ifade edildiğine dikkat çekilen açıklamada, şunlar ifade edildi: "Pozitif barış için ‘adaletin tesisi, toplumsal güvenin inşası, eşitliğin kurumsallaşması, farklı kimliklerin bir arada eşit olarak ve barış içinde yaşayabilme iradesinin net bir şekilde ortaya konulması’ gerektiği; güven ortamının ‘karşılıklılık ilkesiyle sağlanabileceği’; sorunun sadece ‘silahlı hareket boyutuna sıkıştırılamayacağından’ hareketle ‘kök nedenlerin ortadan kaldırılmasının’ önemi; ‘sadece güvenlik politikalarıyla kalıcı barışın sağlanamayacağı’; ‘ret, inkar ve asimilasyon politikalarından vazgeçilmesi’ gibi öne çıkan tespitleri çok kıymetli buluyoruz. Komisyon'un bundan sonraki çalışmalarında, dinlemelerde öne çıkan bu önerilerden faydalanması gerektiğinin altını önemle çiziyoruz.
Önder Apo'nun dinlenmesi kalıcı çözüm için gereklilik
DEM Parti Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyeleri, sorunu siyasal, kültürel, toplumsal ve ekonomik boyutlarıyla ele alarak kalıcı çözümün geliştirilmesinin doğru olduğunu vurgulayarak, açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Meselenin bölgesel ve küresel bir karakter kazandığının da bilinciyle örgütsel, siyasal ve toplumsal karşılığı ve belirleyicilik düzeyi açık olan Sayın Abdullah Öcalan’ın Komisyon tarafından dinlenmesi, sorunun kalıcı çözümü için bir gereklilik olarak ele alınmalıdır. Gerçek çözüm, sorunu ismiyle çağırmaktan ve bulunduğumuz tarafa göre gerçeği eğip bükmeden hakikate göre düşünmekten, adım atmaktan geçmektedir. Komisyon’un Sayın Öcalan’ı dinlemesi, mevcut sürecin başarıyla nihayete erdirilmesi açısından belirleyici önemdedir.
Hukuki aşamada yasal düzenlemeler
Meclis'in açılışıyla birlikte siyasal ve toplumsal aşama olarak nitelendirebileceğimiz birinci aşama, yerini hukuk aşaması olarak tarif ettiğimiz ikinci aşamaya bırakacaktır. Komisyon’un varlık gerekçesi, sürecin gerektirdiği yasa düzenlemelerine ilişkin tavsiyeler ve taslaklar oluşturmaktır. Partimizin ilgili kurullarının sürecin başından itibaren Geçiş Dönemi Kanunu, İnfaz Kanunu, TMK, TCK ve CMK’de ihtiyaç duyulan değişiklikler; başta kayyum düzenlemesi olmak üzere yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve demokratikleştirilmesi; ayrımcılıkla mücadele düzenlemeleri ve ana dilinde eğitim-öğrenim gibi başlıklarda hazırlığı bulunmaktadır. Yeni yasama yılının açılışıyla birlikte Komisyon’a üye veren partilerin ilgili başlıklarda somut öneriler sunması ve bu öneriler üzerinde ortaklaştırma hedefiyle çalışılması ikinci aşamanın en temel görevidir. Çünkü çatışma zemininin kalıcı olarak ortadan kaldırılmasının en önemli adımlarından birisi de hukukun tesisi ve yasa önünde eşitliğin sağlanmasıdır.
Bakanlar Komitesi de hukuki adımlara işaret etti
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, 17 Eylül 2025 tarihli kararında Barış ve Demokratik Toplum Sürecine atıf yaparak, ‘umut hakkı’na dair Komisyon ve Meclis'in görevlerine işaret etmesi dikkate değerdir. Bakanlar Komitesi’nin Türkiye’de ilgili siyasal ve hukuki adımlara işaret ettiği bir ortamda, umut hakkı bağlamında sürecin gerektirdiği adımları atmak, inisiyatifleri almak ve bunu bir ilke olarak kabul etmek Kürt sorununda adil, eşit, demokratik ve toplumsal çözümün en hayati gelişmelerinden birisi olacaktır."
DEM Parti'li üyeler, dinlemeler esnasında bir akademisyenin belirttiği gibi ‘Her barış demokrasiyle sonuçlanmayabilir, ancak Kürt sorunu çözülmeden Türkiye’ye demokrasi gelmeyecektir' diyerek, açıklamayı sonlardı. ANKARA
* * *
Amed'den Ankara'ya yürüyüş
TJA, 1 Ekim’de Amed’den Ankara’ya “Umutla Özgürlüğe Yürüyoruz” şiarıyla yürüyüş düzenleyecek.
Tevgera Jinên Azad-Özgür Kadın Hareketi (TJA), "Umutla Özgürlüğe Yürüyoruz" şiarıyla Amed’den Ankara'ya düzenleyeceği yürüyüşe dair Cemil Paşa Konağı'nda açıklama gerçekleştirdi. Açıklamaya Barış Anneleri Meclisi, TJA aktivistleri, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İl ve belediye eşbaşkanları ile çok sayıda kadın katıldı. Açıklamanın Kürtçesini DEM Parti Mêrdîn Milletvekilli Beritan Güneş, Türkçesini ise TJA’lı Hülya Alökmen okudu. Alökmen, “Kendi hukukunu yok sayarak İmralı tecrit sistemini devam ettiren, zamana yayarak çözümsüzlüğü dayatan iktidara sesleniyoruz; Halklar Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü biz kadınların ve halkların özgürlüğüdür. Hakikate dayanan çözümün yolu, İmralı tecrit sisteminin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Demokratikleşmenin turnusolu, toplum için Önder Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü olmaktadır. Önderliğimizin özgürlük koşullarının sağlanması demokratikleşmenin ve barışın yolunu açacaktır” dedi.
‘Umut hakkı’ kapsamında yasal düzenlemeleri sağlanması, bu kapsamda Rêber Ap'nun özgürlüğünü sağlayacak mekanizmaların derhal oluşturulması gerektiğini belirten Alökmen, "Komisyon'un misyonunu ancak Halklar Önderi Abdullah Öcalan ile görüşerek tamamlayabilir. Komisyon, Önder Öcalan ile derhal görüşmeyi sağlamalıdır” diye konuştu.
Alökmen, açıklamasını şöyle tamamladı: "Bir asırdır kültürel soykırım kıskacında yaşayan Kürt halkı direnişle varlığını korumayı başarmış; diliyle, kültürüyle, inançlarıyla demokratik bir toplumun asli bir öğesi olarak tanınmayı, adalet ve eşitlik temelinde istemektedir. Kürt halkının haklarının anayasal güvenceye alındığı ve iradesinin kabul edildiği, kolektif haklarının tanındığı bir ülke toplumsal barışın esas ilkesi olacaktır.”
Açıklama “Jin jiyan azadî” sloganıyla son buldu. AMED













