Deniz Gezmiş'e Kürtçe öğreten okul!

Toplum/Yaşam Haberleri —

ZAROK MA

ZAROK MA

  • Kayyum darbesiyle daha güçlü bir müzik grubu kurduklarını söyleyen Zarok Ma eğitmeni Şêrko Kanîwar: 'Pandemi darbesiyle de bir dersten bir okula dönüştük' diyor. Şimdi hayalleri tüm sanat dallarının olduğu bir müzik köyü.

GÜLCAN DERELİ

 

Lotus çiçeğini bilirsiniz. Bataklıkta yetişen bir çiçektir. Tüm o çamur deryasının içinde öyle güzel yeşerir ki... Geceleri iç dünyasına kapanır, gün doğumuyla beraber yapraklarını açar ve güneşe yüzünü döner. İşte Amed'de şu aralar çocuklar için böyle bir lotus çiçeği açıyor. Tüm o yara bere içinde, devletin bataklığa çevirmeye çalıştığı büyük medeniyetler doğuran Mezopotamya'nın bu güzelim başkentinde çocuklar için açan lotus çiçeklerine şahit oluyoruz. Amed Büyükşehir Belediyesi'ne 2016 yılında atanan kayyum Cumali Atilla, belediye bünyesinde 2010 yılında kurulan Aram Tigran Konservatuarı'nı kapattı. Ancak kayyumların asimilasyon politikasına, baskı ve Kürt kurumlarının kapatılmasına karşı güçlenerek büyüyen Aram Tigran Konservatuarı'nın üyeleri önce Ma Music Akademisi’ni ardından da Zarok Ma'yı kurdu. Anne karnındaki bebekten 5 yaşına kadar tüm çocuklara müzik eğitimleri verecek olan Zarok Ma, “Mala we ya duyemîne (İkinci eviniz)” sloganıyla 6 Temmuz'da açılışını gerçekleştirdi. Hem Aram Tigran Konservatuarı hem de Zarok Ma, Kürtçe müzik okulu anlamında dünyada ilklere imza attı. Zorak Ma'nın kurucularından biri olan eğitmen Şêrko Kanîwar ile çalışmalarını ve Zarok Ma'yı konuştuk.

 

Dünyada bir ilk

Çalışmalara nasıl başladıklarına dair bilgi veren mamoste Kanîwar, "Aram Tigran kent konservatuarı Türkiye’deki ilk ve tek Kürtçe anadilde sanat eğitimleri dalında eğitim veren bir konservatuar idi. Kayyumlardan önce biz belediye bünyesinde çalışma yürütüyorduk. Tabi bu konservatuarın bölümlerinde çocuk eğitimi de vardı. O zaman çocuk eğitimlerimiz 7-14 yaş arasıydı. Sadece benim doğal ritim orkestramda çalışan 5-14 yaş arası çocuklarla sınırlıydı. 6 yıllık çocuk konservatuarı yani çocuk müzik okulunda 6-14 yaş bu akademik eğitimi taşıyabilecek ve gerçekten müzikal algısı biraz yüksek olan çocukları seçmeye çalışıyorduk. Kurslar dışında, çünkü bu müzik okuluydu" diyor.

 

Çocuk şarkıyı söyleyince!

Seçmelerde çocuklardan bildikleri bir Kürtçe şarkı varsa söylemelerini istediklerini anlatan momoste Kanîwar, bunu çocukların melodik hafızasını, şarkı söylerken tonlamasını ve ölçüm duygularını ölçmek için yaptıklarını anlatıyor. Ve başvuruya gelen bir çocuğun Zarok Ma'ya rota verdiğini söylüyor. İşte o çocuğun hikayesini mamoste Kanîwar, şöyle anlatıyor: "Deniz Gezmiş adında bir öğrencimiz o zaman anasınıfına yeni başlamıştı ve tek kelime Kürtçe bilmiyordu. Deniz, bana Kürtçe şarkı bilmediğini söyledi. Sorun değil dedim ve kendini rahat hissetsin diye: Türkçe de biliyorsan Türkçe de söyleyebilirsin. Şöyle bir şarkı söyledi: 'Eğer ödevini yaparsan büyüyünce iş sahibi olursun para kazanırsın/ Ödevini yapmazsan, çok çalışmazsan büyünce iş sahibi olamazsın, para kazanamazsın.' Böyle bir şarkı söyledi. Ya benim tepemden böyle kaynar sular aşağı döküldü."

 

 

Bir başka örneği yok

Bu, mamoste Kanîwar için bir dönüm noktası olmuş. Ve müzik eğitimin daha erken yaşta başlaması için büyük bir çaba içerisine girmiş. Nitekim çalışma azmi ve inadı onu hayalleriyle buluşturmuş. Yaşadığı süreci bizimle paylaşan Kaniwar, sözlerine şöyle devam ediyor: "Ben de kendi kendime dedim ki bu eğitim 6 yaştan önce başlamalı ama nasıl başlayacak. Daha önce Kürtçe olarak hiç denenmediği için dünyada örneği var mı diye araştırmaya koyuldum. Amerika’da bir müzik okulu 2 yaşında öğrenci alıyor ama dersin içeriği yok. Dünyanın farklı ülkelerinde erken yaşta müzik eğitimi var ama yine içerik yok. Sadece şarkılar, oyunlar."

 

Müfredatımız var

Kendilerinin bir müfredatı olduğunu söyleyen Kanîwar, "Biz çocuk müzik akademisinde geleneksel müzikler, geleneksel şarkılar ve kendimizin çocuklar için yaptığı özel bestelenmiş çocuk şarkılarıyla oluşturulmuş bir müfredat ile müzik eğitimi veriyorduk. Ve biz eğitimlerde Aram Tigran şarkıları öğretiyoruz, Şakiro, Ayşe Şan anlatıyoruz. Bazı çocuklar diyordu ki ya kapatın bu şarkıları bu nedir çünkü evde yok ya, ee evde yok. Zaten anadilinde bu ülkede eğitim olmadığı için ana sınıflarında, okul öncesinde de eğitim yok" diyor.

 

 

Çocuklara inandım

Kanîwar adım adım çalışmasını şöyle anlatıyor: "Önce bir pilot çocuk bulmam lazım. E pilot çalışma da tanıdık ebeveynlerin çocuklarıyla olur. Evet ben matematik öğretmenliği mezunuyum. Müzik alanında kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Şu bilgi ve inançla yola çıktım: Çocuklar hep dinlediği şeyi çok iyi kaydeder ve bu her hafta düzenli saatlerde rutinlerle yapıldığı zaman çocuklar bunu bir alışkanlık haline getirir."

 

Kimse inanmıyordu

Arayışlarının sonuç verdiğini söyleyen mamoste Kanîwar, "İşte o zaman Aram Tigran’da böyle beraber çalıştığımız ebeveynler, aileler, dostlar derken 8 çocuk bulduk. Dörderli 2 grup yapalım dedik. Nerede ders yapacaktık? O zaman Aram Tigran’ın hiçbir sınıfı 0-5 yaş arası eğitime uygun bir mekan değil. Aileler dedi ki isterseniz bizim evlerimizde de yapabilirsiniz. Karar aldık her hafta bir çocuğun evinde aynı saatte bu çalışma başladı. 8 çocuk ile başladı. 8 ay devam etti. İnanmayacaksınız bu çocuklar öyle bir gelişme kaydettiler ki. Kimse inanmıyordu, beraber çalıştığımız müzik eğitmenleri, müzisyenler bile inanmıyordu. Hatta yüzüme değil de arkamdan söylüyorlardı. İşte Şêrko’nun fantezileridir boş verin zaten yarın çocuklar da sıkılır bu yarıda kalır diye ailelere diyenler olmuştu" diye vurguluyor.

 

30 Kürtçe şarkı biliyor

O çalışmaların meyvelerini gördüklerinin altını çizen Kanîwar, "8 ayın sonunda en az 30 tane Kürtçe şarkıyı ezbere bilen çocuklar var. Bunlarla beraber ebeveynler de destek verdi. Şarkıları öğrendiler ve bunu evlerinde bir rutin hale getiren ebeveynlerden bahsediyorum. O zaman dedik evet bu bir derse dönüşmeli, 2015 yılında artık bu yıla kadar her yıl 250 ile 300 arası çocuk 32 hafta boyunca adını daha yeni Zarok Ma metodu olarak koyduğumuz ebeveyn katılımlı müzik dersleri dediğimiz çalışma pandemi öncesine kadar devam etti" diyor. 

 

 

Pandemi darbesi

Zarok Ma'nın kuruluş sürecinden söz eden mamoste Kanîwar, sözlerine şöyle devam ediyor: "Ma Music aynı zamanda müzik eğitmeninin yetiştirildiği bir akademi. 17-30 yaş arası. Bu akademide eğitim gören herkes o eğitimi aldı. Yani şu an müzikten mezun olan bütün arkadaşlar arasında 0-5 yaş arası ebeveyn katılımlı Zarok Ma eğitimine hakim. Ama branş olarak seçenler oldu. Burada biz iki eğitmen ders vereceğiz. Ancak pandemiyle beraber darbe yedik. Bu çalışma ebeveyn katılımlı, grup çalışması bu sosyal mesafe muhabbetlerinden kaynaklı, çalışma darbe yedi ve allak bullak olduk."

 

Bir okul düşündük

Pandemi sürecinde Almanya’da bulunan Goethe Enstitüsü'nün pandemiden etkilenmiş eğitim ve kültür sanat kurumlarına açtığı bir yardım fonu mamoste Kanîwar'ın çalışmalarına devam edebilmesi için bir fırsat oluyor. 0-5 yaş arası çocuklar için yaptığı çalışmaya devam edebilmek için başvuruda buluyor ve başvurudan olumlu sonuç alıyor. Kanîwar süreci şöyle özetliyor: "Ma Music mekanı 700 öğrencisi olan, bütün müzik branşlarında eğitim veren, 13 sınıfı olan ama 50 kişinin aynı anda oturacağı yeri olmayan, ne yazık ki kayyumlardan sonra çok dar bir mekan, yani mekanlara sığmamaya başladık. Projemiz kabul edildi, uçtuk tabi. Goethe Enstitüsü lokomotif oldu ama o parayla asla o kurumu kuramazdık ancak birkaç ay kirasını, belli başlı inşaat giderlerini karşılayabilirdik. Sonra bir yardım kampanyası başlattık, o yardım kampanyasıyla 600’ün üstünde kişi buraya maddi yardımda bulundu."

 

Kayyuma ve pandemiye inat

Çocuklara bu eğitimi verme inadı Ma Music'i de başarıya taşıyor. Yılmadan çalışmalarına devam ettiklerini söyleyen mamoste Şerko Kanîwar, "Kayıtlardan sonra, Ma Music açılana kadar biz 0-5 yaş arası çocuklara müzik eğitimi hiç durdurmadık. 3 buçuk ay boyunca iki eğitmen çantamız sırtımızda 0-5 yaş çocuklar için enstrümanları koyduk içine, ev ev dolaşıp eğitime devam ediyorduk. Dediğim gibi dünyadaki ilk ve tek Kürtçe bu içerikte müzik okulu olmasından bahsediyoruz. Ma Music'te bu çalışma durursa dünyanın hiçbir yerinde daha öncesinden Kürtçe eğitim veren başka bir yer yok. Bizim de durdurma lüksümüz yok. Kayyumlar bize manevra aldırdı, daha büyük ve daha güçlü bir müzik grubu kurduk. Pandemi de bize manevra aldırdı bir dersten bir okula dönüştük" diye anlatıyor.

 

Müzik köyü hayali

 

Mamosteye hedeflerini soruyorum, şöyle yanıtlıyor: "Hedef değil ama hayallerimiz var. Geçen gün bir toplantıya katıldık. İsveç konsolosluğundan gelmişler, kentteki kültür-sanat konularında neye ihtiyaç var, önümüzdeki süreçte İsveç konsolosluğu proje açarsa hangi tür projeler açılmasını istersiniz ki desteklensin. Sırayla tüm kurumlar söz aldı. Sıra bize geldi, biz dedik ki bizim hiçbir projemiz yok ama yüzlerce hayalimiz var. Biz projeci değiliz. Biz hayallerimizin peşinde koşan, bunlara aşık olan kolektif bir ekibiz.

Şimdi önümüzde müzik köyü hayali var. Teknik olarak belki proje ama bizim için hayal. Amed'de otobüs duraklarının olacağı, 2 tane otobüsünün olacağı, şehir dışından çok da uzak olmayacak en az yüz dönüm arazi üzerinde kurulu, içinde tüm sanat etkinliklerinin olduğu, sinema mahallesi, tiyatro mahallesi, resim mahallesi, enstrüman yapım mahallesi ve enstrümanların da sokakları olacak. Keman sokağı, flüt sokağı, piyano sokağı gibi aileler gelip orada konaklayabilecek. Ma Music'in çalışmasının yüzde 80’ini oraya taşıyacağız, orada yapacağız. Ve bunun açılış gününü deklare ettik. Herkese dedik kumbaranızda para biriktirmeye başlayın, bir yıl sonra müzik köyü için kampanya başlatacağız. Gelen tüm ebeveynler ve aileler isterse müzik ve sanat kurslarına çalışmalarına katılabilecek ama çocukların, gençlerin sanat çalışmasına göre onlarla beraber ilerler, köyün diğer işlerine dahil olacak. Yazları müzik kampları, müzik festivalleri ve insanlar burada konaklayabilecek. Kendi kendine yetebilen bir müzik köyü ama kapsamı daha çok tüm sanat faaliyetlerinin olduğu bir müzik köyü planlıyoruz. Hedefimiz de bir yıl bitmeden bunun çağrısına çıkmak. Bu çalışmanın aynısını Avrupa’da da yapmak istiyoruz. Avrupa’da Zarok Ma açmak istiyoruz. Çocukların kendi anadilinde Kürtçe müzik eğitimi çalışmasını Avrupa için şu an oksijen gibi bence. Avrupa’ya çok gidip geliyoruz ve ne yazık ki kültürel anlamda eksiklik çok üst düzeyde ancak çocuklarla kurtarabiliriz biz orayı. Avrupa’daki insanlara şu konuda sesleniyoruz, Zarok Ma müzik köyüne dönüşebilsin diye aynı zamanda Zarok Ma’ları Avrupa ülkelerinde Kürt çocukları için açabilmek adına kesinlikle Avrupa’daki insanların iki elini birden taşın altına koyması gerekiyor."

 

 

 

Deniz Gezmiş artık Kürtçe biliyor

 

Aklıma takılan hikayesini paylaştığı çocuk oluyor. Kürtçe bilmeyen çocuk peki şimdi ne yapıyordu, ne oldu ona? Deniz Gezmiş Kürtçe şarkı söylemeyi öğrendi mi? Benim merakımı müjdelercesine yanıtlıyor mamoste Kanîwar: "Deniz Gezmiş isimli çocuk hala okulda, çocuk akademisinde ve çok iyi Kürtçe konuşuyor. Kardeşi de burada piyano çalışıyor. Artık ailece buradalar yani."

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.