Devlet suçlarını kabul etsin

İHD açıklama
- İHD, Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, devletin gözaltında kaybetme suçundaki sorumluluğunu kabul etmesini istedi.
Zorla kaybetmelerin insanlığa karşı suç olduğunu ve zaman aşımına uğratılamayacağını hatırlatan İHD, "Gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açıklansın, onlardan geriye kalanlar ailelerine teslim edilsin" dedi.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Wan Şubesi, 30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü dolayısıyla dernek binasında açıklama yaptı. İHD Wan Şubesi yöneticilerinden Serpil Sezer, Türkiye'de zorla kaybetmelerin 1915’te Ermeni aydınlarının kaybedilmesiyle başlayan bir süreç olduğunu söyledi. Bu politikanın daha sonra 1980 askeri darbesi döneminde ve 1990'lı yıllardan sonra devam ettirildiğine dikkat çeken Serpil Sezer, "Cumhuriyet dönemindeki ilk gözaltında kaybedilme vakası 1936’da yaşanmış, 1936-1984 yılları arasında toplam 16 kişi gözaltına alınarak kaybedilmiştir. 1990’lı yıllarda ise özellikle OHAL bölgesinde, kayıplarını arayanların da zorla kaybedilmeye maruz kaldığı olaylarla karşılaşılmış; 1993, 1994 ve 1995 yılları gözaltında kaybetmelerin en yoğun yaşandığı dönem olmuştur. Yalnızca 1994 yılında 500'ün üzerinde zorla kayıp iddiası gündeme gelmiştir” dedi.
Serpil Sezer, zorla kaybetmelerin insanlığa karşı bir suç olduğunu ve zaman aşımına uğratılamayacağını kaydederek, şu talepleri sıraladı:
* Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi'nin ilgili kararları uygulansın.
* Galatasaray Meydanı’ndaki keyfi yasaklama son bulsun.
* Devlet, gözaltında kaybetme suçundaki sorumluluğunu kabul etsin.
* Gözaltında kaybedilenlerin akıbeti açıklansın, onlardan geriye kalanlar ailelerine teslim edilsin.
* Gözaltında kaybetme suçunun fail ve sorumlularını koruyan cezasızlığa son verilsin ve adalet sağlansın. Bir daha hiç kimse gözaltında kaybedilmesin.
* Gözaltında kaybetme fiilinin insanlığa karşı işlenen suç olarak düzenlenmesine, önlenmesine ve cezalandırılmasına yönelik yasal düzenlemeler yapılsın.
* Türkiye, imzalamaktan kaçındığı, BM Tüm Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Sözleşme ile Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni Kuran Roma Statüsü'nü imzalasın, onaylasın ve uygulasın.
* Türkiye BM Zorla veya İrade Dışı Kaybetmeler Çalışma Grubu başta olmak üzere bu alanda çalışan insan hakları kurumları ve uzmanlarının çalışmalarını kolaylaştırıp ve iş birliği içinde hareket etsin.
* Benzer şekilde, zorla kayıplarla ilgili her türlü çalışmaya başta İnsan Hakları Derneği ve Cumartesi Anneleri / İnsanları olmak üzere ilgili insan hakları örgütleri, savunucuları ve uzmanların çalışmasını kolaylaştırsın, iş birliği içinde hareket etsin.
* BM, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’nin insan hakları bölümleri Türkiye’yi zorla kayıpların akıbetinin ortaya çıkarılması, adaletin sağlanması ve cezasızlığın son bulması yönünde adım atacağı çalışmalar yürütsün. WAN
* * *
Umudu büyütme zamanı
Cumartesi Anneleri, eylemlerinin bin 66. haftasında, barışın sadece çatışmaların sonlandırılmasıyla değil, geçmişin adil aydınlatılmasıyla mümkün olduğunu ifade ederek, "Silahların sustuğu bu süreçte barış ve demokratikleşme umudunu büyütme zamanı" dedi.
Gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, bu hafta da Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Cumartesi Anneleri, 30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü’nde bir kere daha kayıplarının akıbetini sordu.
Basın metnini okuyan Cumartesi İnsanlarından Sebla Arcan, “30 Ağustos, yalnızca geçmişin acılarını hatırlatmaz, aynı zamanda gelecekte benzer ihlallerin yaşanmaması için farkındalık yaratmayı da amaçlar. Biz biliyoruz, yaşadık: Gözaltında kaybetmeler sadece kaybedilenlerin değil, onların yakınlarının da hayatını paramparça eder. Kayıp yakınlarını belirsizlik içinde yaşamaya mahkum eder. Bu belirsizlik, acıların en büyüğüdür. Kaybedilenlerin akıbetinin karanlıkta bırakılması, fail ve sorumluların cezasızlık zırhıyla korunması, yaraların sarılmasını engeller. Hakikatin gizlenmesi ise toplumsal hafızada derin yaralar açar, kuşaklar arası travmayı kalıcı hale getirir” dedi.
Barışın sürdürülebilirliği
Hakikat ve adalet talebinin demokratik barışın temel koşulu olduğuna vurgu yapan Sebla Arcan, şunları söyledi: “Bu yüzden kayıp ailelerinin hakikati bilme talebi yalnızca kayıplarına ulaşmayı değil; hakikat yoluyla herkes için onurlu ve kalıcı bir barışın kapısını aralamayı da hedefler. Çünkü kalıcı barış, yaraların tanınması ve iyileştirilmesiyle mümkündür. Hakikatin ortaya çıkarılması; ailelerin acısını, toplumun güvensizlik duygusunu onarır. Cezasızlık kültürünü kırar, toplumu barış inşa süreçlerine inandırır. Söyledik, söylemeye devam edeceğiz: Barışın sürdürülebilirliği sadece çatışmaların sona ermesiyle değil, geçmişin adil bir şekilde aydınlatılmasıyla mümkündür.”
Dört temel talep
Sebla Arcan, Cumartesi Anneleri/İnsanları olarak şu talepleri dile getirdi:
* Kayıplarımızın nerede oldukları açıklansın, mezarları bulunsun, hakikat ortaya çıkarılsın.
* Fail ve sorumlular yargılansın, cezasızlık sona ersin, adalet sağlansın.
* Devlet geçmişle yüzleşsin, hesap verebilirlik sağlansın.
* Gözaltında kaybetmelerin tekrarlanmasını önleyecek yasal düzenlemeler yapılsın, etkin mekanizmalar kurulsun.
Sözümüzü söyleyeceğiz
Taleplerinin ısrarlı takipçileri olduğunu ifade eden Sebla Arcan, şunları ekledi: “Yalnız kaybedilenleri değil, onları kaybedenleri ve bu iklimi yaratanları da unutmayacağız. Türkiye'nin toplumsal barışına ve demokrasisine katkı sunmak için sözümüzü söylemekten vazgeçmeyeceğiz. 30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü vesilesiyle hatırlatıyoruz: Barışın kaybedeni olmaz. Silahların sustuğu bu süreçte barış ve demokratikleşme umudunu büyütme zamanı. Daha yüksek sesle barış ve demokrasi talep etme zamanı. Farklılıklarımızla ayrışmak değil, ortak insanlık değerlerinde birleşme zamanı. Ve barış umudunu araçsallaştırmak isteyenlere karşı hep birlikte hayır deme zamanı.”
Eylem, karanfillerin Galatasaray Meydanı’nda bırakılmasıyla son buldu. İSTANBUL













