Dincilerin dini, Şengal ve yeni kiralık ordu...

Ahmet KAHRAMAN yazdı —

  • Yenilmiş Türk İslamı terör, o günden beri rövanş (intikam) peşinde. Haydutça atışlarla can alıyorlar. Rojava’da, Güney’de ve Kuzeye eşkıyaca saldırı tazeliyorlar. Êzîdî Kürtlerin yurdu Şengal’e haydutluğa çıkıyor. Son saldırıda, hastaneyi bombalayıp bir doktor, iki sağlık çalışanını katlettiler.

Kendi payıma, Türk dincilerini iyi biliyorum. En büyükleri olan Süleyman Demirel’i, gencecik yaşta, onun Başbakanlığının ilk devresinde tanıdım. O dönem, Akşam Gazetesinin Başbakanlık muhabiriydim. Dolayısıyla, yurt içi gezilerini de izliyordum.

Rahmetli, bu gezilere coşkun bir dinciydi ve en alttakilere din pazarlayarak gücünü artırmaya çalışıyordu. Ben, bu gezilerde gün boyu, bir kere olsun abdest aldığını görmedim, kimseden duymadım. Akşamları yemekten önce bir kadeh Jonny Walker marka viski yudumlayan Demirel, gittiği yerlerde abdestin semtinden geçmeden, günde bir kaç kez, fötr şapkasını ensesine yıkıp camiye giriyor, namaza duruyordu.

Bu bir toplumsal dolandırıcılık ve onun geçim yoluydu. Bütün dinciler de, böyedir. Aralarında, “dindar“ görmedim, bugüne dek. Hepsi dinciydi. Yani din taciri...

Türk dolandırıcı ve dolandırıcılık tarihinde Sülün Osman’ın adı çıkmıştır. Oysa en büyük dolandırıcı, İslamcılardır. Şekilde görüldüğü gibi, “pexas“ yola çıkan Türk tarikatların tümü, bugün birer holding sahibidir.

Ancak siyasi İslamcılar ise kazancın şahlarıdır. Çünkü siyasette İslam tek değil, pek çoktur. Kısacası türlü-çeşitlidir. Herkesin, hırsızın, katilin, katliamcı, ırkçı, kanlının islamı kendincedir. Kimsenin Kuran’ı bilmediği yerde, gündelik ihtiyaca göre ayet de icat ediliyor ve herkes kendi gücünce kazanç elde ediyor. Üfürükçülük, kadın göbeğine yazı yazan veya cin çıkartan kendince, siyasetçi de kendince dolandırıcıdır. Asıl büyük vurgun siyasettedir. Günün Cübbeli Ahmet’i, iş takibi, müteahhitlik işlerinin yanında cennehemde yanmayan kefen, terlik de satıyor, ama dinci politikacılar dünya ölçeğinde zengindir.

Siyasi dinciler de derin yoksulluktan gelmektedirler. Ufak-tefek kasa hırsızlığı ile başlayıp işi büyütürler. Bir işsiz, mesleksiz olan Irak’ın Saddam’ı çok dinci ve bir katildi. Elinde yüzbinlerce Kürt’ün kanı vardı. Bağdat sokaklarına çıkınca, seccade taşıyıcıları ardında yürüyordu. Kalabalığın ortasında, ani bir duruşla seccadesini serip namaza duruyordu.

Aşağılık kompleksinden muzdarip büyüdüğü için, halkın para kasasını kendi cebi ve her tepeye, manzaralı araziye birer saray oturtmayı “itibarlanma“ sanıyordu. Plastik terlik de bulamayan aile kadınları, kollarına 50 bin dolarlık çantalar takıyor, oğulları tadacak zevk yokluğundan sıkılıyorlardı.

Tunus devlet başkanı Zeynel Bin Ali de çok dinciydi. Halkından çaldığı uçak dolusu parayla kaçıp gitti. Afganistanlı Eşref Gani de, kaçtığı uçağa 169 milyon dolar yükledi.

AKP, piyasaya dalarken, rakiplerini bertaraf etmek için, kendini “helak“ edecek derekede dinciydi. O kadar dinciydi ki, doğum yeri Mısır ve yer yüzündeki İslami terörün kaynağı olan Müslüman Kardeşler (İhvan) teşkilatına ilhak ve biat etmekle kalmadı. Kafa, kol kesen, meydanlarda dini linç (recm) ayinleri düzenleyen, çağcıl tüm olgu ve unsurlarına saldıran İslamcı teröristlerle iş ve güç birliği yaptı. Onların hamiliğine soyundu ve kullandı. Katillerden kiralık İslamcı ordular kurdu. Bu ordularla Suriye’yi, Kürdistan’ın parçalarını işgal edip birlikte soydular. İnsan kanına girdiler. Emekleri, mal ve mülklerini çalıp talan kervanları düzdüler. Gidip Libya’yı kanattılar. Ermenistan’ı ağlattılar. Somali ve Sudan’i soyma yatırımı yapıyorlar.

AKP’nin reisi, Recep bey bugün hadsiz, hesapsız zengindir. Oysa pençeli ayakkabı ile gecekondudan çıkıp geldiğinde, “çok dürüst“tü. Parmağındaki evlilik yüzüğünü gösterip “bundan fazlası, bilin ki hırsızlıktır“ diyordu. O şimdi yazlığı ve kışlıklarıyla 9 sarayın, 13 tane uçak ve sayısız süper lüks otomobilin efendisidir. Özel ve güzel servetinin dökümü ise sadece Amerikalılar biliyor.

Başlangıçta bu adam, bugünkü Talibanlar gibi değişimden söz ediyordu. Bu konuda, usta bir “dansör“ benzeri hareketliydi. Her figürde, başka türlü “insani hallere“ yatıyor, “ileri demokrasi“ bile diyordu. Kürtlere “kardeşlerim“ diye sesleniyor, “biz ırkçılığı ayağımızın altına aldık“ diye naralanıyordu. 2009 Davos’unda ise evrensel bir derviş gibi, insan ve insaniydi.  Karşısına oturtulmuş İsrail Cumhurbaşkanı Simon Perez’i kum torbası niyetine kullanıp insancıl yumruklar sallıyor, İsrail’i yargılıyor ve “siz insan öldürmeyi çok iyi biliyorsunuz. Plajdaki Filistinli çocukları öldürdünüz“ diyor, Perez’e kendi dinini öğretmeye kalkışıyordu:

“Tevrat öldürmeyin diyor, siz insan öldürüyorsunuz...“

Ve sonrasında, aynı Recep özüne dönüş yolunda ağır ağır evriliyor, giderek ağzına taze insan kanı değmiş kurda dönüyor, “kardeşlerim“ dediği Kuzeydeki Kürtlerin 10 şehrini aylar süren bir kuşatma ile füzelere, tank, top ateşine ve uçakların bombardımanına tutarak insan başına yıkıyordu. Cizre’de, teslim için beyaz bez sallayan çocuklar, gençler diri diri yakılıyor, Cemile çocuk, Miray bebek katillerin bahis nişangahı oluyordu. Sonra, “Türklerin bekaa-ı“ diye diye Efrîn, Rojava, Güney’i işgal ve talan ediliyor, insan kırımı, yurtsuzlaştırma, hırsızlık, işkence ile insanlık ağlatılıyordu.

Kürtler, Türk siyasi İslamını (dolandırıcıları) böylesi ağır bir bedellerle, tanıdılar. Din müştereklerinin de olmadığını anlayıp yollarını ebediyete kadar ayırdılar. Ve dahası, onları IŞİD’in kişiliğinde Rojava’da, Şengal’de yendiler.

Yenilmiş Türk İslamı terör, o günden beri rövanş (intikam) peşinde. Haydutça atışlarla can alıyorlar. Rojava’da, Güney’de ve Kuzeye eşkıyaca saldırı tazeliyorlar. Êzîdî Kürtlerin yurdu Şengal’e haydutluğa çıkıyor. Son saldırıda, hastaneyi bombalayıp bir doktor, iki sağlık çalışanını katlettiler.

Bunu İsrail Filistinlilere yapsaydı, hiç kuşkusuz Recep Erdoğan, “katil İsrail“ diyecekti. Ama kendisi söz konusu olunca, Kürtlerin yer yüzü boyunca yankılanan “katil“ tanımlamasını duymazlıktan geldi.

Öte yandan, yeni büyük katliamlara hazırlanıyor, Türk-İslam terörü. Ülkelerinden kaçan Afganlı askerleri tabur tabur getirmeye başladılar. Kürtlere karşı kullanılmak üzere, bunlardan yeni, kiralık ordular kuracaklar. Gidiş ve tavırlar bunu gösteriyor...

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.