Dört kardeşim şehit düştü

Dosya Haberleri —

AYHAN KAYA

AYHAN KAYA

  • Vartolu Kaya ailesi, dört oğlunu özgürlük mücadelesinde şehit verdi. Baba, çocuklarının acısına dayanamadı, yaşamını yitirdi. Dört kardeşi şehit düşen, kendisi ise sürgünde yaşayan Ali Kaya, “Kardeş acısı, evlat acısı çok zor ama nihayetinde bu acılar üzerinden bir zafer doğdu. Vicdanımız rahat, mutluyuz, umutluyuz” diyor.

DENİZ BABİR

 

Ayhan Kaya (Mordem), 1995’in Aralık ayında, Serxwebûn gazetesinde yayımlanan yazısında, şehit düşen kardeşleri için şunları söylüyordu. “Kim uykuyu düşünüyordu? Genç kardeşim Ercan gözlerimin önüne geldi. Yine aynı günde iki canımın Kürdistanlaştığını öğreniyorum. Ercan, henüz 16’sındaydı. Yeni yeşermişti, gencecik fidanlar gibi. O, Sertaç ve Cevahir hevallerden aldığı bayrağı yere düşürmemişti. O bayrağı onurlu bir şekilde taşıdı.”

Mordem de dahil olmak üzere dört kardeşini özgürlük mücadelesinde şehit veren ağabeyleri Ali Kaya, “Biz aile olarak vicdanen bir nebze de olsa umutlu ve mutluyuz, çünkü kardeşlerim halklarına ve ailelerine ihanet etmediler. Mordem, yazdığı kitapla da kendisini, kardeşlerini ve ulusal kurtuluş mücadelesindeki arkadaşlarını yaşattı” diyor.

Ali Kaya

Bir gerilla günlüğü

“Mordem’in Güncesi”, birçok insanın Kürt Özgürlük Hareketi ile tanışmasına vesile olmuş bir gerilla günlüğü. Ayhan Kaya’nın (Mordem) yazdığı bu günlük, onun şehadetinden sonra basıldı. Mordem, kitabında, “Yoldaşlara ilk ulaştığımda dünyanın en mutlu insanlarından biriydim” diyor: “Artık ben de özgürlük savaşçısı olmaya adım atmıştım.”

Mordem, bir özgürlük savaşçısı olarak, 1995’in Ağustos ayında Güney Kürdistan'da, KDP güçleri ile yaşanan çatışmada şehit düştü. Almanya’da yaşayan ağabeyi Ali Kaya, Mordem’i ve şehit düşen diğer üç kardeşini anlattı.

Muş’un Varto ilçesine bağlı Segiran köyünde dünyaya geldiklerini ve iki kız, yedi erkek olmak üzere dokuz kardeş olduklarını anlatan Kaya, devam ediyor: “Ailem hayvancılıkla uğraşıyordu. Babam, zor şartlara rağmen hepimizi okuttu ama imkansızlıklardan dolayı kız kardeşlerimi okutmadı. 1982 yılına kadar köyümüzde yaşadık, ondan sonra Varto’ya yerleştik. Babam Varto’da bir dükkan açmıştı. Orada çok güzel günlerimiz oldu. Kardeşlerim liseyi burada okuyordu. Ailede üniversiteyi sadece Ali Abbas okudu. Ankara’da üniversiteye gidiyordu, Varto’ya gelince hep insanlarla konuşuyordu, özellikle de yaşlılarla sohbet ederdi.”

 

Ali Abbas hepimize anlatırdı

Daha sonra Sertaç kod adıyla yer aldığı özgürlük mücadelesinde şehit düşen kardeşi Ali Abbas’ın üniversite yıllarında parti ile tanıştığını anlatan Kaya, kendisinin de o dönemde hareketi tanımaya başladığını anlatıyor: “Ali Abbas gelince bizimle oturup sohbet ederdi. 90’larda Kürt ulusal meselesi ailemize ulaşmıştı. Parti ile tanıştıktan sonra biz de çalışmalara destek vermeye başladık. Ali Abbas, okulda örgüt çalışmalarında aktif yer alıyordu. O zamanlarda Vartolu bir hemşire yakınımız gözaltına alındı ve sonra gelip bize gözaltında Ali Abbas üzerine ifade verdiğini, kaçmazsa tutuklanacağını söyledi.”

Kenan, ardından Ali Abbas

Diğer kardeşi Kenan’ın ise Varto Lisesi’nden mezun olduktan sonra İzmir’e gittiğini, kendisinin de daha sonra maddi sorunlar nedeniyle kardeşini takip ettiğini anlatan Kaya, “Kenan hep, ‘Ben de çalışıp sana destek olacağım’ derdi. 1990 yılında gerilla mücadelesine katıldı. Onun hemen ardından Ali Abbas da partiye katıldı” diye anlatıyor.

Ali Kaya, kardeşlerinin şehadetlerini nasıl öğrendiklerini ise şu sözlerle anlatıyor: “Şehit düştüklerinde biz bilmiyorduk. Gelenler bize, ‘Kardeşlerinizi gördük’ diye anlatıyorlardı. Bir gün Ayhan’ı (Mordem) çağırıp, ‘Gel sana kardeşin Kenan’ı göstereceğiz’ demişler. Karanlıkta birini göstererek, ‘Kenan budur’ diyorlar. Bunu da sırf biz üzülmeyeyim diye yapıyorlar. Sonradan duyduk ki Kenan şehit düşmüş ama o zaman bizi üzmemek için söylememişler.”

 

Ailenin ilk şehidi: Sertaç

Ailenin ilk şehidi ise Ali Abbas Kaya (Sertaç) olmuş. Sertaç heval, Hacettepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden mezun olup 1991 yılında gerillaya katılmış ve 1992 yılında, 28 yaşındayken, Karakoçan’da şehit düşmüş. Gerilla grubu, Karakoçan’da bir köye girmiş ve propaganda yapmış; bu sırada köy muhtarı, ihbarda bulunmuş. İhbar ardından yapılan hava saldırısında Sertaç heval, yoldaşlarıyla birlikte şehit düşmüş.

Cevahir heval (Kenan Kaya) ailenin ikinci şehidi. Şehit düştüğünde o da kardeşi Sertaç gibi 28 yaşındaymış. 7 Ocak 1992’de, Besta’da, Kobra tipi bir helikoptere karşı elindeki silahıyla savaşırken yaşamını yitirmiş.

Ailenin diğer oğlu Ercan ise çok genç yaşta gerillaya katılmış. 1992 yılının 1 Mayıs günü 20 arkadaşıyla buluşmuş ve gerillaya katılım yapmış. Ali Kaya, şöyle anlatıyor: “O zamanlar Ayhan İzmir’deydi. Yanıma geldi, ‘Abi Ercan partiye katılmış’ dedi. Ercan da Haziran 1995’te Erzurum Tekman’da şehit düştü ve üçüncü şehidimiz oldu.”

 

Babamın ölümünü kabullenemiyorum

Bu yıllarda aile, devlet baskılarıyla sürekli olarak yüz yüzedir. Polisler aileye sürekli baskı yapar ve babaya, "Çocuklarınızı zorla götürmüşler, gidin, çocukları katılan diğer ailelerle birlikte çocuklarınızı geri getirin" zorlamasında bulunurlar. Ali Kaya, "Babam o zamandan sonra yaşama hevesini yitirdi" diyor ve ekliyor: "Çocuklarının şehadetini de öğrenmeden akciğer kanseri oldu. 1992'de İzmir'e getirdim, doktora gösterdim, 'Kurtuluş yok' dedi. Babamı o kadar çok seviyordum ki, ölümünü hala kabullenemiyorum."

“Mordem’in Güncesi”, birçok insanın Kürt Özgürlük Hareketi ile tanışmasına vesile olmuş bir gerilla günlüğü. Ayhan Kaya’nın (Mordem) yazdığı bu günlük, onun şehadetinden sonra basıldı. Mordem, kitabında, “Yoldaşlara ilk ulaştığımda dünyanın en mutlu insanlarından biriydim” diyor: “Artık ben de özgürlük savaşçısı olmaya adım atmıştım.”

 

Mordem Varto'dan sürüldü

Aynı dönemde kardeşi Ayhan ise Varto Lisesi'nde okumaktadır ama idare ile arası hoş değildir. Ali Kaya, devam ediyor: "Mordem'e Varto Lisesi'nin müdürü, 'Burayı terk et' diyor. Bir gün yanıma, İzmir'e geldi. 'Burada ne işin var' dedim, 'Beni sürgün ettiler' dedi. Mordem'i İzmir'de Buca Lisesi'ne kaydettim. Okul müdürü Erzurumluydu. Bana, 'Bütün sorumluluğu sende, siyasetle uğraşmayacak' dedi. Ben çalışıyordum, yengesi ile daha çok görüşüyordu. Arkadaşları geliyordu, oturup konuşuyorlardı. Bir gün yengesine, 'Ben dağa gideceğim' demiş. 1992 yılında Ağrı'ya gidip oradan da arkadaşlara katılmış."

Ali Kaya, İzmir'de belediyede çalışıyormuş, ancak kardeşlerinin şehit düşmesinden sonra görevden alınmış. Polis, "Nereye gidersen bize bilgi vermek zorundasın, yaptığın her şeyden haberimiz olacak" demiş. Bu takibat ardından Ali Kaya, 1992 yılı sonunda Almanya'ya iltica etmeye karar vermiş.

Mordem’in Güncesi’nden

“Bahar sevdadır. Bu sevdaya öyle özlem duymuşum ki, anlatamam. Şimdi tüm varımı yoğumu sabra yüklemişim ve öylece baharın gelmesini bekliyorum... Sertaç yoldaşa, Cevahir yoldaşa, tüm şehitlere her gün söz veriyorum: Yolunuzun takipçisi olacağım, intikamınızı alacağım. Yeter ki bahar gelsin.”

 

'Kardeşin çok seviliyor'

Almanya'daki bir Kürt derneğinde, şehitler albümünde kardeşi Kenan'ı gördüğünü anlatan Kaya, şunları söylüyor: "İçimde bir şeyler koptu, çok duygulandım, gözlerim doldu. Kenan, Başkan'ın yanına gitmişti ve bu fotoğraflarını ilk defa burada gördüm. Duisburg'da kaldığım zamanlarda dernekte Dr. Baran'ın kardeşi ile birlikte çalışmalar yapıyorduk. O da Başkan'ın yanına gitmiş ve orada tesadüfen Mordem'in sorumlu olduğu taburda kalmış. Bana sarıldı ve duygularını anlattı. 'Kardeşin çok seviliyor, çok beğeniliyor, Başkan'ın yanındadır, ona çok değer veriyorlar' dedi. Mordem'in nerede olduğunu o zaman öğrendim."

 

Ailemden uzaktım, dört kardeşim şehitti

Ali Kaya, Mordem'in şehit düştüğü haberini aldığı anı ise şu cümlelerle anlatıyor: "1995'te Almanya'da mülteci kampında kalıyordum. Mordem'in şehit düştüğü haberini aldım. İki gün kamptaki odamdan dışarı çıkamadım, günlerimi ağlayarak geçirdim. Sonra arkadaşlar geldi, beni kamptan çıkardılar. Ailemden uzaktım, dört kardeşim şehit düşmüştü, bu bana çok ağır geliyordu, bir türlü içime sindiremiyordum. O sırada YEK-KOM Başkanı gelip, 'Mordem'in yazdıkları bir odayı dolduruyor!' dedi. Sonra 'Mordem'in Güncesi' kitabı çıktı, ben okuyamadım. Mordem, babamı çok seviyordu; sürekli, 'Bir gün gelip onu göreceğim' derdi. Kardeşlerim çok erken şehit düştü."

 

Vicdanımız rahat, umutlu ve mutluyuz

Ailesinin özgürlük mücadelesinde büyük bedeller ödeyen ailelerden biri olduğunu, akrabaları arasında da şehit düşenler olduğunu anlatan Ali Kaya, devam ediyor: "Annem ve kardeşim Varto'da sık sık polis baskısı ile korkutulmaya çalışılıyordu. Bir dönem halk da evimize gelmiyordu, korkuyorlardı. Tabii ki bizim gibi binlerce aile şehitler verdi. Aile olarak vicdanen bir nebze de olsa umutlu ve mutluyuz, çünkü kardeşlerim kendi halklarına, ailelerine ihanet etmediler. Mordem, yazdığı kitapla da kendisini, kardeşlerini ve ulusal kurtuluş mücadelesindeki arkadaşlarını yaşattı. Varto'yu kimse tanımıyordu ama bu kitaptan sonra herkes tanımaya başladı."

Mordem'in 'örgütlediği' gençler

"Mordem'in Güncesi"nin nasıl etkilerde bulunduğuna dair de Ali Kaya, bir anısını anlatıyor: "Duisburg'daydım, bir grup üniversite öğrencisi genç beni ziyarete geldi. Mordem'in kitabını okumuşlar ve çok etkilenmişlerdi. Birçok arkadaş, kitabı okuduktan sonra partiye katılma kararı verdi. Tanıdığım birçok kişi, kitabı okumaya başladıklarında bitirmeden bırakamadıklarını söyledi. Mordem, kitabında arkadaşlarını, mücadeleyi, Başkan'ı ve kışın ortasında nasıl ekmek yapıldığını, o zor koşulları anlatıyordu. O, ailemizin dördüncü şehidi oldu."

Öpüyorum onları

"Ben onların yaşamasını çok isterdim" diyen Ali Kaya, sözlerini şöyle noktalıyor: "Her ne kadar bedenleri yanımızda değilse de ruhen, kalben bizimle yaşıyorlar. Şehadetlerinin üzerinden yıllar geçti ama dün gibi hatırlıyorum. Dört fidan hiç unutulur mu? Biz uzun yıllar acılarımızla yaşadık. Kardeş acısı, evlat acısı, çok zordur ama nihayetinde bu acılar üzerinden bir zafer doğdu. Partiye kendi istekleriyle katıldılar, şehadetleri ise bize ve halkımıza miras olarak kaldı. Ölümlü dünyadır, er ya da geç hepimiz öleceğiz. Kardeşlerim genç yaşta bir dava uğruna savaştılar. Şehadetleri anlamlı ve değerlidir. Bu halk onları unutmuyor, onlara değer veriyor. Onlar bizim için, ülkemizin geleceği için gittiler. Her zaman kalbimizdeler, unutmayacağız. Öpüyorum onları.

https://vimeo.com/536752144

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.