Düşman hukuku bile değil

Van Büyükşehir Belediyesi

Van Büyükşehir Belediyesi

  • Yerine kayyum atanan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Mustafa Avcı, “Kayyumlar, merkezi yapının birer şubesidir. Bunu düşman hukukuyla da tanımlamak mümkün değildir. Burada hukuk yok” dedi.

Sayıştay, belediyelerin 2022 yılı raporlarını açıkladı. Kayyum yönetimindeki Wan Büyükşehir Belediyesi’nin raporunda birçok usulsüzlük ortaya çıkaran Sayıştay, özellikle ihale yapılması gereken çok sayıda alımın parçalara bölünerek pazarlık veya doğrudan temin yöntemiyle yapıldığını tespit etti. Yine raporlarda belediye borcunun 2 milyar TL’yi aştığı kaydedildi. 

Türk İçişleri Bakanlığı kararıyla 19 Ağustos 2019’da görevden alınarak yerine kayyum atanan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Mustafa Avcı, Sayıştay raporlarına da yansıyan usulsüzlüklerle ilgili MA’y konuştu. Kayyumu “siyasi darbe” olarak nitelendiren Avcı, kayyumun kentin geleceğini talan eden bir zihniyet olduğunu söyledi. Avcı, Sayıştay raporunun kendilerini haklı çıkardığını dile getirerek, “Kayyumun teknik, idari ve mali olarak belediyeyi yönetemediği açık bir şekilde görülmektedir. Bütün ihalelerde usulsüzlük yapıldığı artık raporlarda yer alıyor. İhaleyle yapması gereken alımları, parçalara bölerek pazarlık ya da doğrudan alımla yaptığı tespit edildi. İlk kayyumun yaptığı bütün usulsüzlükler ve yolsuzluklar Sayıştay raporlarında tespit edilmesine rağmen bu usulsüzlüklere ikinci kayyumla devam etti” dedi. 

İhalesiz devredilmiş

Birinci kayyumun yarattığı tahribatın ikinci kayyum döneminde arttığına dikkat çeken Avcı, şunları söyledi: "Artık sadece kamu bankalarından değil, diğer özel bankalardan da borçlanmanın yapıldığını, 2022’de sadece 40 milyon faiz ödediğinin tespiti yapılıyor. Belediyeye ait binaların kullanım ruhsatlarının olmadığının tespiti yapılmasına rağmen bu binalar belirli kişiler tarafından işletilmeye devam ediliyor. Belediyenin kira gelirlerini toplamadığı tespit ediliyor. Süresiz bir şekilde belediyenin denetiminde ve inisiyatifinde toplu taşıma araçlarının süresiz bir şekilde üçüncü şahıslara devri söz konusu. Kentte 318 minibüs, bin 347 servis aracı, 14 personel servisi ve 971 ticari taksinin ihale yoluyla verilmesi gerekirken başkalarına ihalesiz devri yapılmış.”

Her şeyi çalmışlar

Gayrimenkullerin kayyum tarafından yandaşlara devredildiğini dile getiren Avcı, bu menkullerin değerinin altında satıldığını kaydetti. Belediyecilik mevzuatına uyulmadığını vurgulayan Avcı, “Usulsüzlük ve yolsuzluklarla her şeyi çalmışlar. Bu kente sahip çıkmalıyız” diye konuştu.

Burada hukuk yok

İktidarın kayyum eliyle antidemokratik uygulamaları devreye koyduğunu belirten Avcı, şunları söyledi: “Kayyumlar, merkezi yapının birer altyapısı ve şubesidir. Çalışmaları o yöndedir, bunu düşman hukukuyla da tanımlamak mümkün değildir, çünkü düşmanın da düşmanca bir hukuku var. O hukuk yürürlüğe girdiği zaman, hukuk çerçevesinde yürür. Artık burada hukuk kalmamıştır. Başta fiili bir yönetim var. Karşımızda ne hukuk var ne anayasa. Bunun için karşıdan gelecek her şeye savunma refleksi geliştirmek lazım. Halk bunu tümüyle görmüştür ve önümüzdeki seçimlerde gereken cevabı da verecektir.” VAN

 

*****

Seçilmişlere X-ray dayatması

Taşımalı oylarla Şirnex Belediyesi'ne başkan yapılan Mehmet Yarka'nın korumaları, seçilmiş HDP’li meclis üyelerine X-ray cihazından geçişi dayatıyor. 

Şirnex merkezde taşımalı asker, polis ve korucu oylarıyla 31 Mart 2019’da belediyenin başına geçirilen Mehmet Yarka'nın korumaları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) meclis üyelerine X-ray cihazından geçmelerini dayatıyor.

HDP Şirnex Belediye Meclisi Eşsözcüsü Gurbet Aslan, X-ray cihazının sadece kendilerine dayatıldığını aktardı. Aslan, "Neredeyse 5 yıldır belediyenin bu uygulamasını maruz kalıyoruz. Bunu kabul etmedik ve tepkimizi dile getirdik. AKP'li belediye meclis üyeleri elini kolunu sallaya sallaya belediyeye giriyor. Ancak kartlarımıza rağmen böylesi bir uygulama söz konusu. Polislerin engellemesiyle de karşılıyoruz. En son belediyeye gittiğimizde yine kabul edilmedik. Onların belediye meclis üyelerinden biri, ‘Genç bir arkadaşsın sana yazık olur' dedi. Bu şekilde tehditlerine maruz kalıyoruz" diye konuştu.

Aslan, kendilerinin dahil edilmediği toplantıların da yapıldığına işaret ederek, "Son olarak plan ve bütçe hakkında toplantılar yapıldı. Kentteki ulaşım sorunu için toplantı yapıldı. Ancak biz çıkan kararları kabul etmedik. Biz öğrencilerin ulaşımdan ücretsiz faydalanmasını ve vatandaşın ücretinin de 1 liraya düşürülmesini önermiştik. Ancak bu teklifi kabul etmediler. Bize rağmen toplantı yaptılar. Bu yapılan, belediye yönetmeliğine aykırıdır. Halkımız 31 Mart'ta gereken cevabı verecektir” dedi.

 

*****

Mızraklı’ya yeniden hapis

Yerine kayyum atandığı dosyadan verilen 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası Yargıtay tarafından eksik inceleme nedeniyle bozulan Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’ya yeniden aynı ceza verildi.

Amed Büyükşehir Belediye Eşbaşkanlığı görevi yürüttüğü sırada Demokratik Toplum Kongresi (DTK) organlarında yer aldığı iddia edilerek görevden alınan, daha sonra Hicran Berna Ayverdi adlı kişinin ifadeleriyle tutuklanarak hakkında yeni bir iddianame düzenlenen Selçuk Mızraklı’nın yargılanmasına devam edildi. Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği 9 yıl 4 ay hapis cezası eksik inceleme nedeniyle bozulmasıyla yeniden görülmeye başlanan davada, ajan Ümit Akbıyık’ın ifadeleriyle oluşturulan yeni iddianamenin eklendiği davanın görülen duruşmasında, Akbıyık mahkemede ifade verdi.

Mızraklı’nın Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldığı, avukatları Mehmet Emin Aktar, Cihan Aydın, Muhsin Bilal’in hazır bulunduğu duruşmayı, HEDEP milletvekilleri Cengiz Çandar, Sevilay Çelenk, Newroz Uysal ve sivil toplum örgütü temsilcileri izledi.

SEGBİS üzerinden duruşmaya bağlanan ajan Akbıyık, soruşturma aşamasındaki iddialarına yeni iddialar ekledi. Akbıyık, tanışmalarında Mızraklı’nın kendisinin örgütün sağlık komitesinde yer aldığını aktardığını söyledi. Mızraklı’nın vekil seçildikten sonra Öcalan’ın posterini matbaadan aldığını da öne sürdü. Mızraklı’nın belediye eşbaşkanı seçildiği 2019 seçimlerinde Ortadoğu Sinema Akademisi’nin düzenlediği festival finansmanını üstlendiğini, piknik için araç tahsis ettiğini öne sürdü. 

Akbıyık’ın beyanlarını alçakça iftira olarak değerlendiren Mızraklı, Akbıyık’ın beyanlarını için “Rolünü ezberlemiş, düşünülmüş alçakça bir kumpasla karşı karşıyayız. Yalan ve düzmece” dedi. Akbıyık’ın ifadelerindeki çelişkilere dikkati çeken Mızraklı, “İki itirafçının ifadeleri üzerine Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanması hedeflenmiştir. Uyduruk biri, şahsım kadar partimi de hedef alıyor. Bunu kabul etmiyorum” diye konuştu.

Mızraklı’nın ifadelerinin ardından iddia makamı, daha önce hazırladığı ve flaş belek içindeki mütalaasını mahkemeye sundu. Ajan Akbıyık’ın iddialarından önce mütalaasını hazırlaması dikkati çeken savcı, mütalaasında Mızraklı’nın DTK çalışmaları, katıldığı eylem ve etkinlikler, Hicran Berna Ayverdi ve Ümit Akbıyık’ın beyanlarıyla üzerine atılı “Örgüt üyesi olma” suçunu işlediğini öne sürerek hapis cezasıyla cezalandırılmasını; tutukluluk halinin devamını istedi.

Mızraklı, mütalaaya karşı savunma yapmak için süre talebinde bulunmayarak, “Ne ben boyun eğerim, diz çökerim ne de halkımıza ve arkadaşlarımın boynunu eğdireceğim” dedi. Mızraklı’nın avukatı Mehmet Emin Aktar, iddia makamının mütalaasını, tanık dinlenmeden flaş belek içinde hazır halde duruşmaya geldiğine dikkat çekti.

Hicran Berna Ayverdi’in beyanlarıyla sahte belge oluşturulduğunu, zaten verdiği tarihte de SGK kayıtlarına göre Veni Vidi Hastanesi’nde çalışmadığının tespit edildiğini anımsatan Aktar, Ayverdi’nin bir ifadesinde 2013’ten beri polis muhbirlik yaptığını kabul ettiğini söyledi. Akbıyık’ın ifade değiştirdiğini hatırlatan Aktar, savcı tanığın ifadesini beklemeden mütalaayı hazırladığını vurgulayarak, “İddia makamı da yargılamanın bir tiyatro olduğunu biliyor. Tanık ise sürekli yer değiştirerek farklı yerlerden duruşmalara bağlanıyor. Bu bize tanığın güvenlik birimlerinin denetiminde olduğunu gösteriyor. Hiçbir beyan da kendisine ait değildir, ona dikte ettiriliyor. Kadrolu bir itirafçıdır. Yarın ihtiyaç duyulursa bizim için de ifade verir, başkası için de ifade verir” şeklinde konuştu.

Diğer avukatlar da çelişkilere işaret ederek, tahliye ve beraat talebinde bulundu.

Mahkeme, Mızraklı’ya 7 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Mızraklı’nın cezasını yarı oranında artıran mahkeme, cezayı 10 yıl 15 aya çıkardı. Daha sonra cezada indirime giden mahkeme cezayı 9 yıl 4 ay 15 güne düşürdü. AMED

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.