Düşmanı her alanda tanıdı

• Sait Ergül (Deniz Pir), Türk metropollerinde bir emekçi, ordusunda zorunlu bir asker ve zindanında bir esir olarak Türk devletini ve karakterini çok iyi tanıdı. 22 yıl boyunca bir emekçi, tutsak, gerilla ve komutan olarak mücadele etti. Şehadetine kadar tüm engel ve zorlukları aşarak, PKK'li bir devrimci olarak yürüdü.

HPG BİM, 21 Mayıs 2021'de Qendîl alanında talihsiz bir şekilde uçurumdan düşerek şehadete ulaşan Sait Ergül’ü (Deniz Pir) andı. 

HPG Basın İrtibat Merkezi (BİM) tarafından yapılan açıklamada, uzun yıllar boyunca yer aldığı Kurdistan Özgürlük Mücadelesi’nde dürüstlüğü, sadeliği, özgürlük değerlerine bağlılığı ve tüm yoldaşlarında yarattığı güvenle Apocu fedai bir komutan olan Deniz Pir'in (Sait Ergül / Agirî), 21 Mayıs 2021 günü Qendîl alanında uçurumdan düşerek şehadete ulaştığı hatırlatıldı. Mücadeledeki ısrarlı duruşu ve katılımındaki fedai tarzla tüm yoldaşlarına örnek olan Deniz Pir'in, önüne çıkan tüm zorlukları ve engelleri aşarak hesapsız bir devrimci yürüyüşün sahibi olduğunu belirten BİM, "Zindan alanında sömürgecilere karşı geliştirdiği direnişi Kurdistan dağlarına taşırarak ülkemizin dört bir yanında mücadele etmiş, mücadelenin her anında Önderliğimize ve şehit yoldaşlarımıza layık olmanın derin sorumluluğuyla hareket etmiştir. Yoldaşları olarak böylesi değerli fedai bir militanın komutası altında savaşmaktan onur duyduğumuzu belirtiyor, anısını mücadelemizi zaferle taçlandırarak yaşatacağımızın sözünü veriyoruz" dedi. BİM, açıklamasında şu bilgilere yer verdi:

Kahramanların destanlarıyla büyüdü

İhsan Nuri Paşalardan günümüze kadar özgür Kürtlüğün önemli direniş alanlarından olan Bazîd, bu misyonunu Kurdistan Özgürlük Mücadelesi saflarına kattığı değerli evlatlarıyla ve düşman karşısında boyun eğmeyen onurlu direnişiyle hala devam ettiriyor. Ararat’ın eteklerinde bir köyde doğdu. Kürt halkının özgürlüğü için savaşan ve bu uğurda hiçbir bedel vermekten kaçınmayan kahramanların destanlarıyla büyüdü. Onurlu bir Kürt genci olarak bu direniş mirasının takipçisi olmak istedi. 15 yaşına kadar doğduğu köyde ailesi ile yaşadı. Köyde kaldığı dönemlerde emekçi kişiliği sayesinde öne çıktı, arkadaşları arasında örnek gösterildi. 

Metropollerde ırkçılıkla karşılaştı

Daha sonra ailesinin geçimine katkı sunmak için Türkiye metropollerine giderek çalışmaya devam etti. Türk metropollerine gidene kadar belli bir Kürtlük bilincine sahip ve PKK’nin yürüttüğü mücadeleden haberdardı. Çalıştığı ve yaşadığı yerlerde geliştirilen ırkçı yaklaşımlardan dolayı derin bir sorgulamanın içerisine girdi. Yaşadığı bu sorgulamalar, Kürdistan Özgürlük Mücadelesini daha yakından tanımasını sağladı. Zorunlu olarak askerlik yaptığı dönemlerde ise bu ırkçı yaklaşımların bir devlet politikası olduğu gerçeğiyle yüz yüze kaldı. Bundan dolayı soykırımcı Türk devletine karşı daha askerlik yaptığı dönemlerde büyük öfke duydu, tepki olarak gerilla saflarına katılmak istedi. Bir grup arkadaşı ile askerlikten firar edip gerilla saflarına katılmak istemişse de çeşitli nedenlerden dolayı bu amacını gerçekleştiremedi. Uluslararası Komplo ve her yerde gerçekleştirilen katliamlara cevap olarak 15 Ağustos 1999’da Dêrsim’den gerilla saflarına katıldı.

Dêrsim'den çıkarken esir düştü

Gerillacılığının ilk günlerinde Kürt Halk Önderi'nin talimatıyla Dêrsim’den Medya Savunma Alanları’na doğru harekete geçtikleri süreçte Türk ordusunun saldırısı sonucu bir grup yoldaşı ile birlikte esir düştü. Daha gerillacılığa yeni başladığı ve bunu kendisinin yeniden doğuşu olarak anlamlandırdığı bir süreçte esir düşmek her ne kadar zorlayıcı olmuşsa da bunu daha fazla mücadele etme gerekçesi haline getirdi. 5 yıl boyunca bulunduğu zindan alanını ilk eğitim akademisine dönüştürdü; Önderlik ve PKK gerçekliğini ilk olarak derinlikli bir şekilde zindan ortamında öğrendi. Zindanda kaldığı süreç içerisinde kendisini ideolojik ve teorik anlamda yetkinleştirerek, uzun süreli ve dolu dolu yaşayacağı gerilla yaşamına hazırladı.

Zindandan sonra tekrar dağlara

Zindandan 2005'te çıktıktan sonra tekrar yüzünü Kurdistan dağlarına döndü, düşmana anlamlı bir cevap olması için özellikle 15 Şubat gününü bekledi ve o gün gerilla saflarına dahil oldu. Uzun bir süre Kelareş alanında faaliyet gösterdi. Daha sonra PKK Ocağı eğitimine dahil oldu, burada hem yaşadığı uzun süreli zindan ve gerilla pratiğini sorgulama hem de bu sorgulamalar çerçevesinde Önderlik ve PKK gerçekliğini daha iyi anlama imkanı buldu. 

Eğitimden sonra Amanoslar

Eğitimini tamamlayıp bir süre Medya Savunma Alanları’nda çalıştıktan sonra 2012'de Amanos alanına geçti. 6 yıllık Amanos pratiğine önemli başarılar sığdırdı. Burada Türk ordusuna karşı geliştirilen birçok eylemde yer aldı. Düşman açısından Amanosların öneminin farkındaydı ve her anını mücadeleyi daha fazla büyütmek için emek vererek harcadı. Böylece Amanosların Kurdistan gerillasının önemli merkezlerinden biri haline gelmesinde önemli bir rolü oldu. Şehit düşen her yoldaşının anısını yüreğine nakşetti.

6 yılın ardından yeniden Başûr

Amanoslardaki başarılı pratiğinden sonra tekrar Medya Savunma Alanları’na döndü. Büyük sorumluluk ve hassasiyet gerektiren kritik çalışmalara dahil oldu. Devrim mücadelesini, derviş mütevaziliği ve sadeliğiyle başarılı bir şekilde sürdürdü. Yer aldığı çalışmayı başarılı bir şekilde yerine getirmeyi en temel hedefi olarak belirledi. Bu temelde görevde bulunduğu 21 Mayıs 2021 günü talihsiz bir şekilde şehadete ulaşarak, gerçek PKK’liler dediği şehitler kervanına katıldı.” BEHDİNAN